Kadınlarda cinsel sorunlar erkeklere göre daha yüksek oranda görülmektedir . Bunun nedeni cinselliğin kadınlar için hala tabu sayılması cinselliklerinin ömür boyu tehdit olarak algılanmasıdır. Cinsel tacize uğrama korkusu kadınlarda küçük yaştan itibaren kazanılan bir duygu olup bu duygu nedeniyle cinsellikten uzak durmakta, sonuçta cinsellik onlar için sorunların kaynağı haline gelmekte ,çoğunlukla cinsel kimliklerinden hoşnutluk duymamaktadırlar. Gerek cinsel ayrımcılık olsun gerekse cinsellikleri nedeniyle karşı karşıya kaldıkları zorluklar olsun kadınların yaşamlarında cinselliği ayrı tutmalarına ondan uzak yetişmelerine ve yaşamalarına neden olmaktadır. Toplumun erkek cinselliğini kışkırtması kadın cinselliğini bastırması sonucunda cinsel ilişki içine girdiklerinde erkeklerin saygısının kalmayacağı düşüncesi ilişkilerde onları cinsellikten uzak tutmakta bu da sevdiklerini kaybetmelerine yol açmakta ya da içlerinde istek bile olsa bunu bastırmalarına neden olmaktadır.
Evlilikte erkeklerin cinsellik konusunda ki beklentileri kadınlar tarafından bir yaptırım aracı olarak kullanılmakta ,eşlerinin hoşlarına gitmeyen hareketleri karşısında sorunu başka yollardan çözmek yerine cinsel yaşamdan uzak durarak onu cezalandırmalarına yol açmaktadır. Bu da sonuç olarak cinsel soğukluğu yaratmakta bir süre sonra isteseler bile eşlerine yakınlaşamamaktadırlar. Bu nedenle cinsel soğukluk ve isteksizlik kadınlarda en çok rastlanan cinsel sorunu yaratmaktadır. Seneler geçtikçe artık cinsellik rafa kalkmakta eşlerini kaybetme korkusuyla cinsel ilişkilere girseler bile bir süre sonra artık cinsellikten tiksinmeye başlamakta kendilerini kullanıyormuş düşüncesine kaptırmaktadırlar. Bu da var olan sorunu derinleştirerek kendilerinden uzaklaşmalarına yol açmaktadır. İlk gece korkusu ve bunun sonucunda yaşanan vaginismus yani korku nedeniyle cinsel ilişki kuramama da kadınlarda çok sık rastlanmasa bile ortaya çıktığında cinsel yaşamlarını kabusa döndürebilmektedir.
Bu nedenle evlilikleri sonlanabilmekte evlilikleri sonlanmasa bile senelerce cinselliği yaşamadan yaşamlarını devam ettirir duruma gelmektedirler .Ağrılı cinsel ilişkilerde gerek fiziksel gerekse psikolojik nedenlerle oluşmakta , ancak buna psikolojik denmeden önce mutlaka bir kadın doğumcu tarafından değerlendirilmekte fayda vardır. Orgazm olamama kadınlarda sık gözlenen bir durum olup en çok nedeni psikolojik olup cinsel yönden kendisini rahat hissetmeyen evlilik içinde sorunları olan, kendisini mutlu hissetmeyen eşine karşı sevgi beslemeyen bir kadının orgasm olması çok zordur erkeklerde erken boşalmada kadınlarda orgazm sorunu yaşanmasına neden olmaktadır, bu yönden bakıldığında kadınların cinsel hayatları mekanik olarak değerlendirilmemesi gereken psikolojik faktörlerin ve cinsel partneri ile yaşadıklarının sonucunda etkilenen bir yaşantıdır.
Mutlu ve huzurlu olmayan bir kadının cinsel hayatının iyi olmasını beklemek gerçekçi değildir.Aynı şekilde eşiyle sorunları olan, sürekli tartışmalar yaşayan kadınlarında bu yönden zorlukları fazla olacaktır. Cinsel yönden uyumlu olsalar bile ruhsal yönden anlaşamayan çiftlerin bu anlaşmazlıkları bir süre sonra onların cinsel hayatına yansıyacak , cinsel yönden isteksizlik ve soğukluklar gözlenecektir. Bu nedenle kadınların cinsel hayatını onların ruhsal dünyalarından ayrı tutmak mümkün olmadığı için cinsel yönden zorlukları olan kadınların kadın doğum yönünden sorun olmadığını öğrendikten sonra bir psikolojik yardım almaları gerekirse eşleri ile birlikte başvurmaları onların cinsel sorunlarının aşılmasında faydalı olacaktır.
