Ergenlikte erkek çocuk psikolojisi, nasıl bir yaklaşım izlenmelidir ?

Ergenlikte erkek çocuk psikolojisi, nasıl bir yaklaşım izlenmelidir ?



Ergenlik dönemi, yaşamın belli kritik dönemlerindendir. Bu dönemde, fiziksel değişiklikler, bir hayli önemli boyuttadır. Bu dönemde yaşanan bedensel değişiklikler, gencin yaşı, kavrama ve farkındalık düzeyi yüksek olması nedeniyle iz bırakan değişikliklerdir. Bu değişikliklerin psikolojik yönden etkilemesi de yüksektir. Fiziksel değişikliklerden olan hormon değişiklikleri, doğrudan ya da dolaylı olarak gencin psikolojisini de etkilemektedir. 

Genel anlamda genç kız ve genç erkeklerde bedensel değişiklikler, bu değişiklikleri kabullenememe, arkadaşlarıyla karşılaştırma, vücuduna özen gösterme, ya da özen göstermek istememe gibi durumlara sıkça rastlarız. Burada psikolojik duruma yansıyanlar ; gençlerde asabiyet, özellikle anne-babalara, öğretmenlere karşı tavır ve davranışlarda negatiflik öne çıkan özelliklerdir. Bu davranışlar karşısında yetişkinler de güç anlar yaşamaktadırlar. 

Olumsuz davranışlar karşısında yetişkinler, genç erkeklerden daha fazla etkilenmektedirler. Ses tonu kullanımı, enerjinin ve şiddetin aktif olarak gösterilmesi, eşyalara, kendine ve çevreye zarar verebilme durumlarının yaşanması, iletişimi neredeyse koparma noktasına getirmektedir. Süreçten, gençler ve aileleri olumsuz etkilenmektedir. 
Aileler daha çok erkek ergenlerde yaşanan asabi, sinirli durumlar karşısında nasıl bir tutum sergilemelidir?

Aileler, iyi, huzurlu bir aile ortamı sağlamalıdır. Kararlar birlikte alınmalıdır. Genç ne aşırı korumacı ne de aşırı baskılayıcı tutumla karşı karşıya kalmalıdır. Ancak, sınırlar iyi belirlenmelidir. 


Erkek ergenlerde içe kapanma durumu sıkça yaşanır. Duygu ve düşünceler kendine saklanır. Özellikle aile bireyleri bu konulardan oldukça uzak tutulur. İçte yaşanan gerginlikler gencin odasında yaşanır, taşkınlıklar ise oda dışındadır, genellikle... 
Aileler, gerektiğinde uzmanlardan yardım almalı, aralarındaki ilişkiyi bozmamalı ve iletişimlerini sağlamlaştırılmalıdırlar.

Aileler, ev ortamının erkek ergen tarafından tercih edilebilecek özellikler taşımasına dikkat etmeli, spor için gerekli destek verilmeli ve uygun arkadaş çevresi oluşturmaya yardımcı olunmalıdır. Arkadaşların olumsuz yönleri ortaya konmamalıdır. Anne-baba empati yaparak, sabırlı olmaya çalışmalıdır. Gencin yanlış yapabilmesine hak tanınmalı, onların deneyerek öğrenmelerine engel olunmamalıdır. Denge iyi oturtulmalı, büyük olabilecek yanlışlar için uzlaşma sağlanmalıdır. 


Ailede gence önem verildiği, gencin kendisinin önemli olduğu hissettirilmelidir. Bununla birlikte ailede HER BİREYİN özel ve önemli olduğu hissettirilmelidir.
Ailede ilişkiler, küçük yaşlardan itibaren sıcak, anne-baba tutumlarının dengeli olacak şekilde sağlandığı, tutarlı, ilgili, destek, yardımsever tarzda olmalı ve devam ettirilmelidir.Gençten beklentiler aşırı olmamalıdır.
Aile ortamında, kadın ve erkeğe verilen değer demokratik olmalı, erkeğe artı bir değer, çok özel bir konumlama yaratılmamalıdır. Bu konuda, anne ve baba ilişkileri ile model olmalıdır.
Çay, kahve, kola tüketimi azaltılarak, ıhlamur, su, ayran gibi içecekler tercih edilmesi yönünde fikir birliğine varılmalıdır. Hiç değilse evde yavaş yavaş bu tür içecekler öne çıkarılabilir.
Bilgisayar oyunları, internet kullanımı yine fikir birliği ile gece uykusundan uzunca zaman önce terkedilmiş olmalıdır.
Akşam saatlerinde ılık bir duş alınarak rahatlama sağlanmalı, rahatlatıcı, hafif bir müzik sesiyle uykuya geçilebilmelidir.
Gencin taşkın, sinirli olduğu zaman yetişkinler diyaloğa girmemeli; rahat bırakmalı, daha sonra konu ÖZEN göstererek ele alınmalıdır.

ÖZNUR SİMAV 

PEDAGOG-AİLE VE İLETİŞİM DANIŞMANI

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Çocuk Gelişim Uzmanı Öznur Simav

Çocuk Gelişim Uzmanı Öznur Simav
Çocuk Gelişim Uzmanı Öznur Simav
İstanbul - Çocuk Gelişim Uzmanı
Facebook Twitter Instagram Youtube