Bağımlılıktan bağlılığa

Bağımlılıktan bağlılığa

Sevgi hayatımızın bir gerçeğidir. Hayatımızın en büyük amacı gerçek sevgiyi bulabilmektir. Varolmamızın anlamı, varlığımızı sürdürebilmemizin kaynağıdır bu sevgi. Ancak bazen bizi mutlu etmediğini hissetsek de vazgeçemediğimiz, saplanıp kaldığımız ilişki biçimleri vardır.O ilişki bizim hiçbir beklentimizi karşılamasa da onu bırakamadığımız için kendimize öfkelendiğimizi hissederiz. Bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunuz biliriz ama onun nerede olduğunuz bulamayız.

İlişki bağımlılığının genel nufüsta %5-10 arasında olduğu tahmin edilmektedir. İlişki bağımlılığı da bir bağımlılık süreci gibi düşünülebilir. İlk başlangıcında zevk alınan ancak sonrasında saplantılı düşüncelere dönüşen tekrarlayan davranış tarzları ile karakterizedir. Başlangıçta zevk veren duygular devamlı olarak belli bir kişi ile birleştirilir (ki bu kişi romantik ilişkide olduğumuz biridir) ve sonunda o duyguları tekrar yaşamak o kişiyle olmaya bağlanır (bağımlılık sürecinde olduğu gibi). Ve bunun tekrar tekrar pekiştirilmesi yani haz veren dugyular ile o kişinin eşleştirilmesi ile sanki o kişi olmazsa o duyguların yaşanamayacağı düşünülür. Aynen bağımlılıkta olduğu gibi bu istek artarak devam eder ve olumsuz sonuçlar doğurur. Bu olumsuz sonuçlardan kısaca bahsedersek,

-Öncelikle bağımlı bir sevginin içindeki bireyler kendilerini tükenmiş hissederler. Saplantılı düşüncelerden biri onsuz yaşayamayacağına inanmasıdır. Yaşama gücünü bir başkasına bağlamak, onun düşünce ve isteklerine göre yaşamak, hayatını ona göre planlamak, bu arada kendi arzu ve gereksinimlerini arka plana atmak, zihinsel enerjinin büyük bölümünü o kişiyi düşünerek harcamak sonunda bireyi tüketir ve gelişimini durdurur.

-İkinci olarak bağımlı sevginin içindeki bireyler benlik sınırlarını tanımlamada zorluk yaşarlar. Bir ilişki benlik sınırları düşünce ve duyguların ifade edilmesini sağlayacak kadar açık kendi kimliğimizle karşımızdakinin kimliği arasındaki sınırın kalkmasını engelleyecek kadar kapalı olmalıdır. Ancak bağımlı ilişkilerde böyle bir sınır yoktur ben ve sen kalkmıştır, bu nedenle kimin ne düşündüğü, kimin ne hissettiği ve hangi davranıştan kimin sorumlu olduğu belirsizleşmiştir.

-Bağımlı ilişkilerde genellikle eşlerden birinin ihtiyaçları, planları, arzuları karşılanır diğer partnerin ihtiyaçları ise göz ardı edilir ya da dolaylı olarak doyurulmaya çalışılır.. Yani eşlerden biri verirken diğeri devamlı alır. Taraflardan biri doğrudan doyum sağlarken diğeri “eğer ben seni senin beni sevmeni istediğim gibi seversem sende bir gün beni öyle sevebilirsin” inancıyla vermeye devam eder ve sonunda tükenir. Bunu bir çeşmeden akan suya benzetebiliriz. Çeşmeyi açmak varken neden damla damla suyla susuzluğumuzu gidermeye çalışalım ki?

-Bu tür ilişkilerde taraflar birbirlerini sürekli kontrol altında tutmak isterler. Birey olarak etkinlik göstermeleri rahatsızlık vericidir. Bu yüzden birbirlerine yapışırlar ve her şeyi bir arada yapmaya çalışırlar. Çünkü çok kısa ayrılık dönemleri bile onlar için tehlike çanlarının çalınmasına neden olur. Belirsizlikler ve değişim onlar için korkutucudur. Kendilerini dengeli, yeterli ve güvende hissedebilmeleri için eşlerine muhtaçtırlar.

-Bahanelerin en çok tekrarlandığı çözümlerin kendi dışında arandığı en sık bu ilişkilerde görülür. İlişki bağımlılarında en sık tekrarlanan cümlelere birkaç örnek verirsek; Seneye her şey düzelecek.. Aslında o kötü niyetli değil, beni çok sevdiği için bunları yapıyor… Zamanla beni anlayacak ve düzelecektir… Keşke biraz daha dikkatli davransaydım o zaman gitmezdi…gibi… bu örnekleri sonsuza kadar çoğaltabiliriz.

Yukarıda bağımlı ilişkilerin en tipik özelliklerini görebilirsiniz. Evet bunları ben de yaşıyorum peki şimdi ne yapacağım? diye kendinize soruyor olabilirsiniz. Öncelikle bağımlılık parmak izi gibidir yani kişiye özeldir. Herkesin o ilişkiye bağlanma nedeni farklıdır ve ilişkiyi sağlıklı bir ilişkiye çevirme yolu da bir o kadar kişiden kişiye değişir. Unutmadan şunuda söyleyebilirim ki bağımlı olan bir ilişkinin sonlandırılması tekrar aynı tarz ilişkinin yaşanmayacağı anlamına gelmez. Çünkü buradaki sorun bireyler değil ilişkidir, ilişkinin biçimidir. Bu tür bir ilişki içinde olan birey eğer bu tür bir ilişkide olma dinamiklerini çözemezse tekrar başka bir bağımlı ilişki içine girme olasılığı oldukça yüksektir. Bunun yanında çiftlerin böyle bir yardım almaları bazen onları korkutur. Çünkü böyle bir yardımın onların ayrılmasına neden olacağını düşünürler. Ancak eğer ilişkinin dinamikleri çözümlenirse bağımlı ilişkiler sağlıklı ilişkilere dönüşebilir.

İlişkiden ne beklediğinizi ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi özgürce ifade edebildiğiniz,kendiniz ve karşınızdaki için gerekli bireysel gelişim alanını bırakabildiiğiniz, verdiğiniz kadar alabildiğiniz, bizim olduğu kadar ben ve senin de olduğu, olduğunuz gibi kabul edildiğinizi, onaylandığınızı ve değer gördüğünüzü hissettiren ilişkiler yaşamanız dileğiyle...

Psk. Nilüfer YALINÇETİN

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Nilüfer Yalınçetin

Uzm. Psk. Nilüfer YALINÇETİN, Ege Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda yüksek lisansını tamamlamıştır. Aynı yıl Ege Üniversitesi'nde uzman olarak bireysel, çift ve grup psikoterapileri alanında çalışmalarına başlamıştır. Klinik uygulamalarında, Bilişsel Davranışçı Terapi, Gestalt Terapisi, Şema Terapisi ve Hipnoz tekniğini Transaksiyonel Analiz yaklaşımına entegre ederek kullanmakta olan Uzm. Psk. Nilüfer YALINÇETİN, Bireysel, Eş, Aile ve Gruplara danışmanlık uygulamaktadır. Danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra profesyonellere yönelik eğitim ve süpervizörlük çalışmalarına devam etmekte, çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde yazılar yazmaktadır. Uzm. Psk . Nilüfer YALINÇETİN, lisans ve lisansüstü eğitiminin yanı sıra pek çok eğitim, kurs ve sertifika programına katılmış ve ...

Etiketler
İlişki
Uzm. Psk. Nilüfer Yalınçetin
Uzm. Psk. Nilüfer Yalınçetin
Balıkesir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube