Yenidoğan bebeği olan annelerin çoğunda sütünün yetmediği veya bebeğe yaramadığı konusunda kaygıları vardır.
Bu kaygılarla bebeğe ilk günlerinde biberonla mama vermeyi tercih ederler. Biberon anne memesinden farklı şekilde emilmesi ve deliğinden mamanın daha rahat ve çok miktarda gelmesinden dolayı bebeğin anne memesini yakalama tekniğini bozar. Bir süre sonra bebek biberonla beslenmeyi anne memesini emmeye tercih etmeye başlayabilir.
Ayrıca biberonla mama ile beslenme bebeğin karnını doyuracağı için anneyi emme aralıkllarını uzatacak ve bu da memenin sütle dolup gerginleşmesine, bebeğin memeyi kavramasında zorlaşmaya neden olacaktır.Bu durum ayrıca ilerleyen dönemlerde annede de sistemik reaksiyonlara neden olabilmektedir.
Anne sütü yaşayan bir sıvıdır yani içeriği bebeğin fizyolojik durumuna ve yaşına göre değişiklikler gösterir.Bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak besin özelliklerini içerir.
İnek sütüne göre daha az protein içerir ancak bu prıoteinlerin biyolojik değeri yüksektir(özellikle whey proteini). Bu düşük protein içeriği sayesinde renal solüt yükü azdır ve bebeğin daha tam gelişmemiş böbrekleri için yetmezlik riskini azaltır.
Anne sütü inek sütünün aksine beta laktoglobülin içermediği için alerji sorunu da yoktur.
Süt şekeri olarak Laktoz içerir bu da barsak florasının oluşmasına olanak sağlar.
Bebeğin K ve D vitamini haricinde tüm vitamin ve mineral ihtiyacını karşılar.
Demir içeriği inek sütüne oranla az olmasına rağmen bu içerdiği demirin biyoyararlanımı daha yüksektir.
Anne sütünde çok sayıda büyüme faktörü mevcuttur. Bu da birçok organ sisteminin büyümesi ve gelişmesi için önemlidir.
Anne sütü besleyiciliği yanında içerdiği birçok antikorlar ile de bebeği enfeksiyonlara karşı korur.
Anne sütü her zaman hazır taze,uygun sıcaklıkta ve temizdir. Sindirimi kolaydır ve bu sayede sindirim sistemi hastalıklarına neden olmaz.
Emziren annelerin bebekleri ile iletişimleri daha kolay olur. Ayrıca emzirme anneyi yeni gebelikten koruduğu gibi meme kanseri riskini de azaltır.