Anjiyo, stent ve ilaçlı stent.. olmak veya olmamak...

Anjiyo, stent ve ilaçlı stent.. olmak veya olmamak...

Yürürken yoruluyormuşsunuz.. Olabilir..

Efor Testiniz bozuk çıkmış.. Olabilir..

Şu kadar damarınızda yüzde şu kadar darlıklar varmış.. Olabilir..

İncelemelerle kapaklarda geriye kan sızdırma bulunmuş..  Olabilir..

Lütfen, bunlarla hayatınızı karartmayın…

Arkanıza yaslanın ve rahatlayın…

Tek başına bunların hiçbiri sizin kalp hastası olduğunuz, derhal anjiyo olmanız, anjiyoda bir şeyler çıkarsa ille de stent takılmanız veya ameliyata alınmanız, bunları kabul ederseniz mutlaka fayda görüp ömrünüzün uzayacağı, yok eğer kabul etmezseniz mutlaka kalp krizi geçireceğiniz ve de bundan dolayı öleceğiniz anlamına gelmez. Kalp damarlarının daralmış olması eninde sonunda bir kalp krizine yol açmak zorunda değil. Pek çok insan daralmış-tıkalı kalp damarları veya gevşek kalp kapakları olduğunu belki hiç öğrenmeden yaşar, herkes kadar güzel yaşar ve pek çok zaman da bambaşka sebeplerle ömrünü tamamlar. Bunların varlığı mutlaka herhangi bir olumsuz durum yaşayacağınız manasına gelmiyor, sadece bazı hususlarda daha dikkatli olmamız ve gereğini yapmamıza işaret ediyor.

Bu özet girişten sonra, konuya aşina olmayanlar için kısa bir bilgilendirme yaparak devam edelim.

Koroner Anjiyografi nedir?:

Koroner anjiyografi kalp damarlarındaki kan akımının nasıl olduğunun, darlık veya tıkanıklık gibi sorunların olup olmadığının araştırılması demektir. Kasık veya kol atardamarı üzerinden yapılır ve sadece bir görüntüleme tekniğidir.

Stent nedir, niçin takılır, ilaçlı stent ne demektir?:

Stent, balon işlemi ile açılan damarın tekrar daralma ihtimalini azaltması için damarın iç yüzeyine takılan ve çok ince metalik tellerden örülü silindirik bir kafes olarak tarif edilebilir. Tıpkı anjiyografi işlemindeki gibi kasık veya kol atardamarı üzerinden yapılan bir işlemle ve pek çok zaman hemen anjiyo işlemi içinde takılır. Bedeli SGK tarafından tamamen karşılanır ve hastaların SGK anlaşmalı hastanelerde normal stent için bir bedel ödemeleri gerekmez.

Stentlerin takılış amacının, balonla açılan damarın tekrar daralması ihtimalini azaltmak olduğunu belirtmiştik. Tekrar daralma ihtimalini azaltmak bakımından, stentler arasındaki en büyük fark, ilaç kaplı olmak veya olmamak şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Normal (ilaçsız ) stentler bu yeniden daralma işlemine karşı kısmen faydalı olurlar. Ama yine de hastaların yaklaşık %20-30'unda, ilk 6 ayda tekrar aynı yerde daralma durumu ile karşılaşırız. Bu ihtimali daha da azaltmak üzere ilaç kaplı stentler geliştirilmiştir. Bu stentlerin üzerinde bulunan özel ilaçlar (ki bunlar kanser tedavisinde de kullanılan ve hücre çoğalmasını engelleyici ilaçlardır) bir müddet oradan salınır ve damar duvarında hücrelerin çoğalıp orayı tekrar daraltmasını engellerler. İlaç kaplı stentlerle, yeniden daralma ihtimali belirgin olarak azalmış olup % 3-5 civarında bildirilmiştir. 

İlaçlı bir stent her zaman en iyi stent demek değildir. Yani stent takılacak bir durumda ilaç kaplı stent her zaman en isabetli tercih olmayabilir, hatta bazen yanlış bile olabilir. Yeniden daralma ihtimalini en başta iddia edildiği gibi sıfıra indirmedikleri anlaşılmış ise de, bu ihtimali normal stentlere göre daha fazla azalttıkları bir gerçektir. Ancak bu üstünlüklerine karşın bazı dezavantajları da vardır. Şimdi bunları sayalım;

İlaç kaplı stentlerin dezavantajları ve normal stentle kıyaslanmaları:    

İlaç kaplı stentler uzun vadede yavaş yavaş daralma riski bakımından normal stentlere göre daha üstün, ancak kan sulandırıcı ilaçlardaki basit bir aksamada ani tıkanma tehlikesi bakımından ise daha risklidirler. Hastanızın ilaçlarını düzgün alacağı konusunda şüpheniz varsa, ilaç kaplı stent taktırmadan önce lütfen 2 kere düşünün !!  

İlaç kaplı stent takılmış olan bir hasta, kan inceltici ilaçlara uzun süre muhtaçtır. Çünkü ilaç kaplı stentlerin damar duvarındaki yüzeyleri genellikle damar iç yüzeyini oluşturan endotel tabakası ile hızlı kapatılamamakta, açıkta kalan metal yüzeyleri, Klopidogrel ve Aspirin kullanımındaki en basit bir aksamada derhal pıhtı oluşmasına ve damarın ani tıkanmasına yol açabilmektedir. Stentin ani tıkanması dediğimiz bu süreç son derece tehlikeli olup, birçok zaman ölümle sonuçlanmaktadır. Halbuki normal stent takılmış olanlarda stentin metal yüzeyi kısa zamanda doğal endotel tabakası ile kaplanmakta, bu nedenle kan inceltici açların sadece birkaç ay kullanılması yeterli olmaktadır. 

İlaçlı stent takılmış olan hastalarda kan inceltici ilacın kullanımındaki tek sorun temin değildir, aynı zamanda bu ilaca "aksatmadan devam" zorunluluğudur. Zira herhangi bir ameliyat, diş çekimi, vb gerekçesi ile bu ilaçlara ve aspirine birkaç günlük ara verilmesi istendiğinde, özellikle ilaç kaplı stent ve hele ilk 6-12 aylık dönem için konuşuyorsak, stentin ani tıkanması ve ölümcül kalp krizi açısından büyük risk doğmaktadır. Halbuki normal stentlerde bu "ilaca birkaç gün ara vermenin çok tehlikeli olacağı dönem" sadece ilk 6 haftadır. Dolayısı ile ilaç kaplı stent takılması düşünülen hastalarda, özellikle ilk 12 aylık dönem için, en azından ufukta görünür bir ameliyat veya diş tedavisi olasılığının bulunmaması gereklidir. Aslında diş çekimi için bu ilaçları kesmek çok da gerekli değildir, zira kanamayı durdurabilecek lokal yöntemler de vardır. Ancak birçok diş hekimi kan inceltici ilaçları kullanan hastalarda, bu ilaç ve aspirin kesilmeden diş tedavisini yapmaya yanaşmamaktadır. Bunlar kesildiğinde, stentin tıkanmasını engellemek konusunda bunların yerini tutabilecek başka bir ilaç da yoktur. Heparin türevi iğnelerin bu amaçla kullanıldığı sık görüyorsak da, bunların yeterli koruma sağlamadıkları anlaşılmıştır. Aynı sebeple, yakın vadede kanama riskinin yüksek olduğu düşünülen hastalarda da ilaçlı stent konulması sakıncalı olabilmektedir. 

Stent veya Kalp Ameliyatı önerildi ise; 

Mutlaka farklı merkezlerdeki en az iki uzmandan daha görüş alın. Görüşeceğiniz hekimlerin öncelikle kardiyolog olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer ameliyat yönünde bir görüş ağırlık kazanırsa, bir kalp-damar cerrahı ile görüşmeniz işte bu noktadan sonra daha isabetli olur.

Görüşünü almak üzere başvuracağınız hekimlerin sadece anjiyo CD'sini görmekle yetinmemesine, vakit ayırarak hastayı yeni baştan muayene edip durumunu dikkate alarak değerlendirme yapacak durumda olmalarına özellikle dikkat edin. Hastanın özelliklerini iyi kavramadan, kapıdaki diğer hastalara da yetişme telaşı içinde, sadece anjiyo CD'si görülerek ayaküstü ve aceleyle verilen ameliyat veya stent kararları her türlü yanılgıya açıktır !!

Stent veya kalp ameliyatı ile ölüm tehlikesinin azaldığı ve ömrün uzadığı durumlar gayet sınırlıdır. Bu özel durumlar gözetilmeden yapılacak bir stent veya ameliyat işleminin, hastayı iyi bir ilaç tedavisi ve dikkatli bir klinik takiple izlemeye göre hiçbir üstünlüğü yoktur. Ancak burada "stentlerin ve kalp ameliyatlarının işe yaramadığı" gibi bir şey söylemediğimi iyice vurgulamak istiyorum. Ben de anjiyo yapıyor, normal veya ilaçlı stent takıyor ya da kalp ameliyatı kararları veriyorum. İyi düşünerek seçilmiş durumlarda, bu işlemler gayet hayat kurtarıcıdır veya en azından hayat kalitesinde iyileşme sağlar. Anlatmak istediğim şey, bu işlemlerin her zaman değil sadece bazı özel durumlarda fayda sağladığı, hastayı iyi değerlendirmeden; sadece "Efor testi veya kalp sintigrafisi biraz bozuk çıktı" diye yapılan anjiyoların ve"Anjiyoda birkaç darlık bulundu" diye yapılan stent veya kalp ameliyatı gibi prosedürlerin pek çoğunun boşuna yapılmış olduğu ve hiçbir işe yaramadığı gerçeğidir. Bunların pek çoğu başarılı bir ilaç tedavisi ve iyi bir klinik takiple de aynı sürede ve kalitede bir ömür sürebilirler, hatta bir sürü garip mevzuata bağlı ilaçları yazdırma peşinde sinir harbi yaşamayacakları ve göğüslerinde koca bir yarıkları olmayacağı için genellikle çok daha iyi sürerler.

Dokunulmasa da olacak bir darlığa stent takmak veya oraya bypass ameliyatı yapmak ölüm tehlikesini azaltmaz, kalp krizi tehlikesini önlemez, hatta daha da artırır. Bunu tıbbi kılavuzlar söylüyor. Mutlaka stent takmak ya da bypass ameliyatı yapmak gereken özel durumlar elbette vardır, ama bunlar gayet sınırlıdır. En azından bugünkü uygulamada gördüğümüz kadar çok değildir. Tıbbi kılavuzlarda da tarif edilen bu az sayıdaki özel durumlar dışında, görülen her darlığa veya kapak bozukluğuna el atmak, fayda değil sadece zarar getirir.

Şikayetlerinizi iyi aktarın. Şikayetlerinizi saklamayın, saptırmayın ve samimi olun. Anjiyonuzda kaç damarın dar veya tıkalı olduğu, kapaklarınızda ne olduğu gibi hususlar tek başlarına pek az anlam ifade ederler. Yeri gelir; yüzde 90 daralmış hatta tamamen tıkanmış bir damar zararsız olabilir, ama yine yeri gelir; sadece yüzde 30 daralmış bir damar bile kabusunuz olabilir. Verilecek kararı, büyük ölçüde sizin durumunuz, yakınmalarınızın şekli ve derecesi belirler. Yani bunların sizi ne derecede etkilediğini doğru anlamak ve başka hastalıkların etkisini ayırt edebilmek en kritik noktadır. Bu da ancak sizin kendinizi doğru anlatmanız ve doktorun da size zaman ayırması ile sağlanabilir. 

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan

Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan, 1968 yılında İstanbul'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak 1996 yılında Kardiyoloji Uzmanı olmuştur. 

Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'nde, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Ataşehir Avicenna ve Çamlıca Hastanesi'nde hasta kabulü yapmış olan Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan, mesleki çalışmalarına şu an İstanbul Kadıköy'de bulunan özel muayenehanesinde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
linkedin
Etiketler
Damar
Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan
Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan
İstanbul - Kardiyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube