Öğrencilerimin büyük çoğunluğunun doktor olmak istediği Fen Lisesindeki derslerime ismi ile müsemma olmak deyimi ile başlar, “ Hastanın derdine derman bulunurdu amma,
Maraz-ı naz-ı etibbaya bulunsaydı ilaç.” beyitini mutlaka zaman içerisinde tahtaya yazarım.
Mertol Hocam, isminizle müsemma olmanız emir kipi ile tebliğ edilmiş size, siz de bu mertliğin hakkını layıkı ile yerine getiriyorsunuz. Allah sizden, anne-babanızdan, ceddinizden, istikbalinizden razı olsun.
Covit salgınının Zonguldak’ta zirveye ulaştığı, neredeyse annenin evladından kaçtığı Nisan 2020’de, sokağa çıkma yasağının olduğu bir pazar günü hastaneye gelip nefes alamayan ablamın akciğerine tüp takarak nefesini rahatlatmanız, devamında sizin servisinizde yatmıyor olmasına ve salgın hastalık riskine rağmen her gün hastanızın durumunu kontrol etmeye gelmeniz unutulur mu?
Onkoloji hastasının ağır hastalık tablosunu göz önünde bulundurarak yormamak adına hastayı bölümünüze çağırmak yerine bizzat hastanın odasına gelerek büyük bir itina ve şefkatle çok ciddi müdaheleler yapmanız, bir yandan da hafif tepkiler veren hastayı “ Ablacım ne desen haklısın! ” diyerek teskin etmeniz ezber bozan bir doktor tavrıydı. Meğer bazı doktorlar da bilirmiş “ciğerin acısını”.
F. Berrin ANILMIŞ