Merhaba, Bundan üç yıl önce annemi kaybettim, zor olsa da bu süreci doğal bir şekilde kabullendim ve atlatmaya çalıştım. Hatta herkes benim ne kadar güçlü olduğumla gurur duydu. Fakat bazı zamanlarda kendimi çok yalnız, hayata karşı kızgın ve öfkeli hissediyorum. Çevremde en çok değer verdiğim insanlara : Babam, kardeşim, eşim dahil sinirleniyorum. Duygularım yüzüme çok yansıyor, içimdeki hayat ışığı sönmüş gibi hissediyorum. Hatta iş hayatında da çok başarılı bir kişiyken şu an kendimi tamamen çektim diyebilirim, çok azimli biri iken şu an ileriye yönelik kendime hiç yatırım yapmıyorum. Çok sabırlı bir insan olmama rağmen bazı şeylere tahammülsüzlük besliyorum, yakın çevremde beni isteyerek veya istemeden üzen, faydası olmadığını, beni anlamadığını düşündüğüm bir takım insanlara kin besliyorum ve görmezden geliyorum. Bu da yakınlarımla aramı açıyor. Eşim, annem vefat etmeden önce erkek arkadaşımdı ve benim ne kadar sakin, naif ve düşünceli bir insan olduğumu söylerdi ve benim en çok bu özelliğim onu etkilemiş fakat annemi kaybettikten sonra bendeki yukarıda bahsettiğim değişimi o da gözlemlediğini belirtiyor. Bu cinsel hayatımıza da yansıyor. Eşim beni, ben de eşimi çok seviyorum ve aşığız ama ben eşim gibi cinsel ilişkiye odaklanamıyorum, bir süre sonra sadece acı duyuyorum, sonuç benim için hayal kırıklığı oluyor. Eşim de tek taraflı olduğu için benim adıma çok üzülüyor. Hem cinsel anlamda tecrübesiz olduğum için hem de annemi kaybettiğim için sanırım böyle bir istek bende şu an yok. Evlenmeden önce ve herkes gibi normal bir hayatım varken onu arzulardım, merak ederdim acaba nasıl olacak diye ama şu an olmasa da olur, biz birbirimizi zaten çok seviyoruz modundayım ama bu doğru değil biliyorum. Bizim de herkes gibi normal bir cinsel hayatımız olmalı diye düşünüyorum. İlaç kullanmayı sevmiyorum, rahatsızlığımın psikolojik olduğunun da farkındayım. Sizce psikoloğa mı gitmeliyim yoksa psikiyatriste mi?
Klinik depresyonun temel niteliği hoş olmayan duygudurum, ilgi ve zevk azlığı, umutsuzluk ve karamsarlıktır. Olgular derin bir üzüntü yaşarlar. Gelecekleri ve yaşadıkları ile ilgili olarak hep kötümser düşünürler. Kişide depresif duygudurum ile birlikte değişik etkinlik ve sorumluluklara karşı ilgi kaybı izlenir. Olağan etkinliklerden zevk alamaz. İş, özel zevkler, bireysel ilişkiler, cinsel aktivite de dahil olmak üzere birçok şeyden eskisi gibi zevk alamazlar. Bazı olgularda önde gelen belirti bunaltı olabilir. Anksiyete (bunaltı, kaygı) düzeyi çok artabilir, ajitasyon (huzursuzluk), öfke, kızgınlık, tahammülsüzlük gösterebilirler. Genel olarak ilgileri azalır. Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları o kadar yoğun olabilir ki düştükleri bu durumdan hiçbir şekilde kurtulamayacaklarını düşünebilirler. Depresif hastaların bazıları basit günlük aktiviteleri bile yapmakta güçlük çekerler. Enerji düzeyi azalır. Bazı olgularda önde gelen belirti somatik belirtiler olabilir. Tepkisel davranırlar. Depresyon ruhsal bir rahatsızlıktır veya diğer bir tabirle beyin hastalığıdır, kişinin ahlakı, zekâsı veya iyi ya da kötü birisi olmasıyla ilgisi yoktur. Depresyonda birçok alanda isteksizlik olduğu gibi cinsel isteksizlikte olabilmektedir. Buda vajinal kuruluğa veya PC kaslarında kasılmaya sebep olup ağrılı bir cinsel birlikteliğe sebep olabilmekte, sonrasında da cinsel birlikteliğe yönelik ağrı refleksinin oluşmasına sebep olabilmektedir. Ayrıca yaşadığınız ağrılı birlikteliğin vajinismus olup olmadığının ayrılması gerekmektedir. Bahsettiğiniz yakınmalar depresyonda olduğunuza işaret etmekte olup kesin tanı Psikiyatri uzmanları tarafından muayene edilerek konulmasını gerektiren bir durum oluşturmaktadır. Sağlık alanında tanı ve tedavi koyma eğitimini alan, bu yetkinliğe sahip kişiler sadece tıp eğitimi almış psikiyatri uzmanlarıdır. Psikiyatri uzmanları sadece ilaç tedavisi yapmayıp aynı zamanda psikoterapide uygulamaktadırlar. Bu yüzden doğru bir tanı ve tedavi için Psikiyatri Uzmanından yardım almanızı öneririm.