Merhaba Hocam, Sjögren sendromu sebebiyle hamileliğimin 22.haftasında bebeğimin kalbinde mobitz tip II blok oluştu. ( kalpte blok oluşana kadar hastalılığımdan haberim yoktu) 4X4 dekort kullanmama rağmen hastalık av tam blok’a ilerledi. Kızıma 22 aylık iken karından kalp pili takıldı. Hastalığın hiçbir belirtisi şuana kadar görülmedi düzenli takiplerle sadece plaquenil 200 mg günde 1 tablet kullanıyorum. İkinci gebelikte ne gibi önlemler alınırsa sağlıklı bir bebek olabilir. Teşekkürler, Saygılarımla
Merhaba Eylül Hanım, Sjögren Sendromlu annelerin bebeklerinde kalp bloğu oluşmasının mekanizması tam olarak tespit edilememekle beraber anneden bebeğe kan yoluyla aktarılan antikor denen bağışıklık sistemi ilişkili maddelerin etken olduğu düşünülmektedir. Sizde şu anda bir bulgu yoksa sadece Plaquenil tedavisi ile devam edilmesi yeterlidir. Ancak hamilelik olduğunda ek önlemler gerekecektir. Bebeğin kalp oluşumundan önceki haftalarda anneden bebeğe geçecek antikorların azaltılması için müdahaleler gerekebilir. Çok sık görülen bir durum olmadığından dolayı standart bir tedavi şemasından bahsetmek mümkün olmasa da antikor düzeyini düşürmeye yönelik kortizon, bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar ve bazı zamanlar plazmaferez denen anne kanında antikorların bulunduğu plazmanın değiştirilmesi gibi tedaviler uygulanır. Bu açıdan hamilelik takiplerinizin Romatoloji bölümü olan büyük üniversite veya eğitim araştırma hastanelerinde yapılmasını öneririm.
Hocam merhaba, cevabınız için çok teşekkür ederim , sizin bu tür vakalarda sağlıklı gebelik geçiren hastalarınız oldu mu ? kafama takılan plazmaferez tedavisinin Türkiye'de yapılıp yapılmadığı ve olumlu sonuçları ? Tekrar teşekkür ederim , saygılarımla.
Bu nadir görülen bir durum olduğu için takip ettiğim bu çeşit bir durum olmadı. Plazmaferez Türkiye'de pek çok hastanede uygulanabilen bir yöntem. Sizin durumunuza yönelik sonuçları hakkındaki bilgim tıbbi yayınlarla sınırlı ve bu yayınlarda iyi sonuçlar alındığı bildiriliyor. Sizi bir üniversite hastanesine yönlendirmemin sebebi de bu durumun nadir görülmesi ve zor, az görülen vakaların genelde üniversite hastanelerinde görülüyor olması. Üniversitelerin bir diğer avantajı da (köklü üniversitelerden bahsediyorum tabii ki) bir bölümde birden fazla uzman, hoca olması farklı bilgi ve tecrübelerin bir araya gelmesini sağlıyor.