Doktorsitesi.com

MrhabaBen 6 aydır sezryan sonrası derin ven trombozu nedniyle Clexane kulla

ÖŞ

Özl*** Ş***

12 Kasım 2010
MrhabaBen 6 aydır sezryan sonrası derin ven trombozu nedniyle Clexane kullanıyorum.Doktorum bu iğneyi bebeğimi emzirdiğim için 6 ay daha kullanmam gerektiğini söyledi.diğer bir seçenek de hap idi.bir de ciğerlerimde bir emboli olup olmadığına bakmak için BT çekilmemi istedi.Fakat BT nin risklerinden korktuğum için çekilemedim.Bu yüzden iğneye devam edceğiz.Bu iğneyi bu kadar uzun süre kullanmamdaki riskler nedir.Birde telefonla bilkgi alabileceğim bir hocam olursa yalvarırım bana yardımcı olurmu
1 cevap
209 görüntülenme

Cevaplar (1)

Op. Dr. İhsan Alur
Op. Dr. İhsan Alur
Kalp Damar Cerrahisi
1. Antikoagulan İlaçlar Bunlar heparin ve benzeri ilaçlar ve oral antikoagülanlardır. Bu iki grup, kimyasal, farmakokinetik ve farmakodinamik olarak farklıdır. Ayrıca, iki antikoagülan protein mevcuttur: Lepirudin, sülüğün tükrüğünde bulunan hirudinin rekombinant formudur; ve insan antitrombin III, endojen bir insan antikoagulanının ticari preparatıdır. Antikoagulanların başlıca kullanım alanı, dolaşımın yavaş olduğu venler içinde trombus oluşumunu veya önceden var olan ve trombositler ve eritrositlerle dolu bir fibrin ağından oluşan trombusun büyümesini önlemektir. Bu nedenle, bacaklardaki derin ven trombozlarının önlenmesi ve tedavisinde yaygın olarak kullanılırlar. Kan akışının daha hızlı olduğu damarlarda trombuslar çok az miktarda fibrin ve bol miktarda trombositten oluştuğu için, arterlerdeki trombus oluşumunun önlenmesinde antikoagulanların rolü daha azdır. Kalp kapak protezleri üzerinde trombus oluşumunun önlenmesi için de kullanılırlar. a) Heparin Eti için kesilen bazı hayvanların akciğer veya ince barsağından ekstrasyon ve saflaştırma suretiyle elde edilen bir sülfatlanmış polisakarid (glikozaminoglikan) karışımıdır (mol. ağ. *** *** ** dalton). Adı geçen organların mast hücreleri içinde depolanmıştır. Bayağı (konvansiyonel) heparin yanında, düşük molekül ağırlıklı heparin fraksiyonu (DMAHF, mol. ağ. *** *** ** dalton) da ilaç olarak kullanılır. Bu fraksiyon daha güçlü antitrombotik etkinlik gösterir; hemorajik etkinliği ve antitrombositik etkinliği daha düşük, ciltaltından biyoyararlanımı daha yüksek ve etki süresi daha uzundur. Dalteparin, enoksaparin, parnaparin, reviparin, sertoparin ve tinzaparin düşük molekül ağırlıklı heparinlerdir. Heparin, karaciğerde K vitaminine bağımlı olarak sentez edilen, kandaki antitrombin III (AIII)'ü aktif duruma getirerek antikoagülan etki yapar. Aktive edilmiş AIII, kanda trombin, faktör XIIa, XIa, Xa, IXa ve kalikreini inhibe ederek pıhtılaşmayı bozar. Heparin, damar endotelindeki lipoprotein lipazı aktive eder ve böylece lipemiyi berraklaştırıcı etki yapar. Trombositlerin agregasyonunu koşullara göre artırabilir veya azaltabilir. Heparin, derin ven trombozu ve akciğer embolizminde başlangıç tedavisi için i.v. yükleme dozunda, ardından sürekli i.v. infüzyon veya aralıklı s.c. enjeksiyon ile verilir. Heparin ile aynı zamanda bir oral antikoagulana başlanır ve oral antikoagulan etki göstermeye başlayana kadar en az 5 gün kullanılmalıdır. Ayrıca, miyokard enfarktüsü tedavisinde, stabil olmayan angina pectoris tedavisinde ve akut periferik arter tıkanması tedavisinde de kullanılır. Heparin dozu, tam kanda aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı (aPTZ) ve aktive edilmiş koagülasyon zamanı (aKZ) testi ile izlenir. Heparin ile aPTZ'nin normalin 1.5-2.5 katına ve aKZ'nin 2-2.5 katına kadar uzaması istenir. Tromboz profilaksisi için, genel cerrahi girişim uygulanacak olan “yüksek riskli” (yani obez, malignitesi, derin ven trombozu veya akciğer embolizmi öyküsü olan, 40 yaşın üstünde ya da büyük ya da komplike ameliyat geçirecek) hastalarda ameliyat sonrası derin ven trombozu veya pulmoner embolizmi önlemek amacıyla ciltaltından düşük doz uygulama kullanılabilir. Bu standart proflaksi uygulamasında laboratuar testleri ile izlemek gerekli değildir. Büyük ortopedi ameliyatlarında artmış olan riske karşı ayarlanmış dozlu bir tedavi programı uygulanabilir (izleme ile birlikte) veya düşük molekül ağırlıklı heparin seçilebilir. Ayrıca, kardiyopulmoner bypass ve hemodiyalizde vücut dışı devrelerin açık kalması için de kullanılır. Bazı kimseler heparine rezistans gösterirler; bu nadir bir durumdur ve faktör VIII düzeyinin yüksekliğine veya AIII eksikliğine bağlıdır. Heparinin en önemli yan tesiri aşırı dozda, kanama yapmasıdır. Normal dozlarında da, purpura, ekimoz, melana ve hematüri şeklinde ufak çapta kanama yapabilir. Duyarlı kimselerde ciltaltına injeksiyon yerinde nekroz yapabilir. Erken ve geç (klinik açıdan önemlidir ve 6-10 günden sonra gelişebilir) tipte trombositopeni yapması sorun oluşturabilir. Aldosteron salgılanmasının inhibisyonu sonucu hiperpotasemi gözlenebilir (özellikle 7 günden uzun tedavilerde kan düzeyi izlenmelidir). Uzun süre kullanılışta osteoporoz yapabilir. Heparinin aşırı dozunun yaptığı kanamaya karşı, antidot olarak i.v. protamin sülfat injeksiyonu yapılır. Bu madde fazla baziktir ve fazla asidik olan heparini bağlayarak etkisini kimyasal antagonizma suretiyle nötralize eder. Düşük molekül ağırlıklı heparinlerin etkilerini ancak kısmen giderir.
12 Kasım 2010