Mesane Kanserine Neden Olur Mu ?
yt
Yaş*** T***
22 Ocak 2021
Doktor bey merhaba. Yaklaşık 6 senedir gut hastalığı tedavisi için allopurinol kullanıyorum. Son yapılan çalışmalarda allopurinolün mesane kanseri riskini artırdığı gösterilmiş durumda. Böyle iki çalışma falan var. Sizce bu çalışmalara bakarak ilacı bırakmalı mıyım yoksa devam mı etmeliyim ? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/*** *** **/ https://ascopubs.org/doi/abs/*** *** **/JCO.*** *** **_suppl.435
1 cevap
106 görüntülenme
Cevaplar (1)

Prof. Dr. Atila Karaalp
Tıbbi Farmakoloji
Sayın Yaşar Bey: Yollamış olduğunuz bağlantılardan ikinci makalenin özeti aynen şu cümleyle bitiyor; "Allopurinol use may be associated with an increased risk for urologic malignancies". "may" sözcüğünün ne anlama geldiğini biliyorsunuz, yani olasılıktan söz eder, kesinlik içermez. Ayrıca ilk makalenin içinde gut hastaları arasında istatistiksel anlamlı olarak bulunan bin kişide 8,26 sayısı ile kontrol grubu arasındaki fark (bin kişide 7,49) ancak istatistiksel yöntemlerle anlamlı hale getirilebilir. Öte yandan sizin için yine Pubmed üzerinden yapmış olduğum kısa bir araştırmada allopurinol kullanımı ile prostat kanseri arasında ilişki bulunmamışken (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/*** *** **/) bir diğer çalışmada ise (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/*** *** **/) sizin endişe ettiğiniz tam tersine kanser riskinde azalma tespit edildiği iddia edilmiş. Sizin bulduklarınız mesane, benim bulduklarım prostat kanseri üzerine ancak yine sizin göndermiş olduğunuz linkteki makalelerin girişinde ürik asidin antioksidan olmasından bahisle allopurinolün ürik asidi azaltmak suretiyle acaba (genel anlamda) kanser insidansını artırıyor mu endişesi üzerinde durulmuş. Yani özetle anlatılmaya çalışılıyor ki allopurinol antioksidan etkili olan ürik asidi düşürüp kansere neden olabilir mi? Ancak benim gönderdiklerimin birinde ilişki bulunmamış, diğerinde ise tam ters yönde azaltıcı etki bulunmuş. Bu kadar sözden sonra gelelim sizin sorunuza bilimsel düşünce işte tam da burada anlatmaya çalıştığım KUŞKUCULUK ile beslenir. Bilim, önüne konulanı dogmaları yutmaz kuşku duyar ve araştırıp gerçeği arar. Burada da iki yönden kuşkuyu net biçimde görebiliriz. Bilimin kendisi budur. Biri araştırır ak der, diğeri aynı şeyi araştırır kara der. Bunların ikisi de yanlış değildir, ama sonra bunlardan on, onbeş tanesini bir kişi alır meta analiz yapar ve der ki aslında ne siyah ne de beyaz, bu bir gri. Sizin gönderdiğiniz kara diyen iki yayın benim bulduklarım da ak diyen iki yayın (ya da tam tersi, fark etmez). Sadece sizinkilere bakan biri (aslında bu işin içinde olan konunun profesyonelleri aksi yönde de bilimsel kanıtlar olabileceğini çok iyi bilir ve kararını sadece bu ikisine göre vermez) yanılıp ilaç kullanmayı bırakır ve bunu öneren hekimine kuşku duymaya başlar, dahası genel anlamda tıp ve bilim camiasına inancı sarsılabilir. Yani evet bu konuları araştırmayı sevdiğinizi biliyorum ve inanın bu tutku muhteşem bir özellik. Ancak sizin zihninizi yorup yanlış donelerle yanlış sonuçlara varmak gibi bir riski de barındırıyor, buna dikkatinizi çekmek isterim. Bu nedenle çok samimi biçimde (bu tutkunuzdan vazgeçin demeyeceğim elbette) bu alanda eğitim almayı düşünün, ya lisans ya da lisans üstü düzeyde bir eğitim sizin için çok faydalı olacaktır. Bana daha önce sormuş olduğunuz tüm soruların içeriğine baktığımda, bir yıl önce sorup da benim bir türlü fırsat bulup inceleyemediğim ancak bu sorunuzda aslında ona da yanıt verdiğimi düşündüğüm sorunuzla birlikte değerlendirdiğimde bu sonuca varıyorum. Eğer yaşınız da burada gördüğüm (35) ise bence bu anlamda hiç geç değil. Bilimsel araştırma ve kuşkuculuk keşke bu işle uğraşan tüm profesyonellerde olabilse. Sağlıklı günler diliyorum.
26 Ocak 2021
Toplam Cevap
1330