Doktorsitesi.com

İyi günler hocam ben 48 yaşında Özel bir hastanede efor kan sayımı aynı zam

EB

Ert*** B***

27 Eylül 2010
İyi günler hocam ben 48 yaşında Özel bir hastanede efor kan sayımı aynı zamanda ulturasan çektirdim.Benim ailemde herkez yüksek tansiyon hastası olduğundan bende ara sıra tansiyonumu ölçerdim genellikle 120/*** *** **/70 çıkardı. Hocam hastane verilen sonucu aynen yazıyorum, Aort kökü ve asendan aortda genişleme sol vebtrikül konsantrik hipertroisi aort yetersiliği 1 derece.Sol ventrikül diyastolik disfonksiyonu (grade 2) normal sol venrikül sistolilik foksiyonu.Durumum ne hocam saygılar
1 cevap
150 görüntülenme

Cevaplar (1)

Op. Dr. İhsan Alur
Op. Dr. İhsan Alur
Kalp Damar Cerrahisi
AORTA YETMEZLİĞİ: Aorta yetmezliği, aorta kapaklarının yeterince kapanamamasıdır. Bu durumlarda sol ventrikülün kasılarak aorta damarına pompaladığı kanın bir bölümü, kalbin gevşeme döneminde, geriye yeniden sol ventrikü-le döner. Böylece sol ventrikül, geri sızmış olan bir miktar kanı sürekli olarak yeniden ileri pompalamak zorunda kalır. Bu ise sol ventrikülün İş yükünü artırır. İş yükünün artışına paralel olarak da sol ventrikül büyümek zorunda kalır. Bu ise zamanla sol ventrikül kasının yetmezliğe düşmesine neden olur. Sol ventrikülün aortaya pompaladığı kanın bir bölümü geri sızdığından, kalbin kasılmasıyla yükselen tansiyon [sistolik tansiyon-büyük tansiyon], kalbin gevşeme dönem-minde hızla düşer {diastolik tansiyon-küçük tansiyon). Bu durum, sistolik tansiyon ile diastolik tansiyon arasındaki basınç farkını tanımlamakta olan nabız basıncının normalin üstünde olmasına yol açar. Anımsanacağı gibi nabız basıncı, yani sistolik tansiyon ile diastolik tansiyon arasındaki fark, 40-50 mm/cıva kadardır. Nabız basıncının yüksek oluşu, yani bir miktar kanın sol ventriküle geri kaçması, hastanın başının ileri geri sallanmasına neden olur. Aorta kanının bir bölümünün kalbin dinlenme döneminde sol ventriküle geri kaçmasıyla düşen diastolik tansiyon, koroner damarlardaki kan dolaşımını da olumsuz yönde etküeyerek, kalbin kanla beslenmesini ve özellikle oksij enlenme sini bozar. Bu ise angına pektoris denilen kalp ağrüarına ve hatta miyokard infarktüsüne neden olur. Hastalarda gelişen ilk belirti, yorgunlukla gelen nefes darlığıdır. îlk dönemlerin ilk yakınmaları arasında hastaların kalp atışlarını özellikle yattıklarında rahatsız edici bir biçimde hissettikleri de bulunur. Çarpıntı, ortopne, gece dispnesi, kafanın kalp atışlarına uyarak sallanması ve kalp ağrıları diğer belirtilerdir.
27 Eylül 2010