Yetişkinlerde lateks alerjisi

Yetişkinlerde lateks alerjisi

Günümüzde endüstriyel gelişmelere bağlı olarak her geçen gün artış gösteren yeni kimyasal maddelerle karşılaşmaktayız.  Özellikle birçok alanda kullanılan doğal kauçuk ağacından üretilen lateks, en önemli endüstriyel ham maddelerden biridir. Latekse karşı alerjide her geçen gün çeşitli şikayetler ile karşımıza çıkmaktadır. Latekse bağlı olarak gelişen alerjik hastalıklar vücutta kaşıntı kızarıklık şeklinde görülebileceği gibi bazen nefes darlığı tansiyon düşüklüğü ve sonrasında alerjik şok ( anafilaktik şok ) gibi ölümcül bir tablo ile de karşımıza çıkabilir. Lateks alerjisi belirtileri vücutta temas ettiği yerde kaşıntı kızarıklık kabarıklık şeklinde görülen temas ürtikeri ile anafilaksi arasında değişir.

Doğal lateks kauçuk ağacının (Hevea brasiliensis)  oluşturduğu özsuyundan elde edilmektedir. 1823 yılında Macintosh’un kumaşı kauçukla kaplayıp su geçirmeyen yağmurluğu üretmesi ile başlayarak sanayide çeşitli şekilde kullanılmaya başlanması ile birlikte talep müthiş ölçüde arttı. Halen yılda 10 milyon ton üzerinde doğal kauçuk üretilmektedir. Günlük hayatımızda  eldivenden , lastik, prezervatif, balon, lastik çizme, şilte, bone, kateter ve flakon tıpaları gibi  ürünlerin içinde milyonlarca tüketici kullanmaktadır  ve farklı ticari ürünler de birçok sanayide kullanılmaktadır.

21. yüzyılın başında yayınlanan verilerle karşılaştırıldığında, mevcut lateks alerjisi prevelansı sağlık çalışanlarında % 9.7 duyarlı hastalarda % 7.2  ve genel nüfus içinde % 4.3 oranında  görülür ve genel nüfus içinde prevelansının giderek yükseldiği görülmektedir.

Lateks alerjisi, son yıllarda artan bir şekilde birçok sağlık sorununu yol açtığı görüldüğü için şimdi uluslararası bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Toplumda  lateks maruziyeti çok fazla olan yüksek risk taşıyan gruplarda özellikle sağlık çalışanları, kauçuk endüstrisi  işçileri, spina bifida ve ürogenital anomalileri olan çocuklar, atopik kişiler ve belirli meyve alerjileri olan hastalar (özellikle kivi, avokado, kestane ve muz), birçok cerrahi geçmişi olan hastalarda bu oran % 10-12 kadar çıkabilmektedir.

YETİŞKİNLERDE LATEKS ALERJİSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Lateks alerjisi, son yıllarda artan bir şekilde birçok sağlık sorununu yol açtığı görüldüğü için şimdi uluslararası bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir.  Lateks maruziyeti direkt olarak cilt/mukozal yüzey teması ile veya solunum yoluyla olabilmektedir.  Lateks içeren ürünlere cilt yoluyla temas sonrasında daha çok ciltte kaşıntı kızarıklık gibi şikayetler olurken solunum yolu ile temas burun akıntısı hapşurma kaşıntı veya nefes darlığı hırıltı şikayetlerine yol açabilir. Bunların dışında en ciddi  alerjik reaksiyonlar olan nefes darlığı baş dönmesi bilinç bulanıklığı ve sonrasında alerjik şok (anafilaktik şok ) tablosu görülebilir.   

Sağlık çalışanları veya  lateks ürünlerle teması olan kişilerde en sık rastlanan reaksiyon uzun süre temasa bağlı olarak ellerde gelişen iritan dermatittir. Eldiven kullanımı ile en çok görülen klinik reaksiyon olan irritan kontakt dermatit, eldivenin temas ettiği yerde kuru, kaşıntılı, alerjik olmayan tahrişe bağlı gelişen cilt yanıtıdır. Bu reaksiyon alerjik olmayan yollarla yani sık el yıkama, deterjan kullanımı, ellerin yeterince kurulanmaması bağlı olarak sabun gibi diğer irritanlar eldiven yüzeyinin altında terleme sonucunda gelişebilir veya mısır nişastalı eldivenlerin yol açtığı tahrişe bağlı olarak gelişebilir. İritan dermatit alerjik olmayan yollarla geliştiği için alerji testlerinde alerji saptanmaz.

Latekse cilt yoluyla maruz kalmaya bağlı olarak gelişen en sık alerjik reaksiyon ise lateks ve katkı maddelerine karşı gelişen tip IV ( gecikmiş ) hipersensitivite reaksiyonu ile ortaya çıkan kontak dermatittir. Alerjik kontak dermatit en sık olarak eldiven, ayakkabı, spor malzemeleri ve medikal araçlarla temas eden cilt bölgelerinde ortaya çıkar. Lateks içeren ürünlerle hayatımızda farklı döneminde farklı şekilde karşılaşabiliriz, örneğin bebeklik döneminden itibaren emzik veya biberon ile başlayıp daha sonra balonlar ve çikletler dahil olmak üzere bir çok farklı şekilde lateks ile karşılaşılabilir. Bu yüzden ciltte kaşıntılı ve sulanan kabarıklıklar şeklinde bir dermatit varsa, latekse bağlı alerjik kontakt dermatit düşünmek gerekir. Lateks eldivenler veya diğer ürünlerde üretim aşamasında eklenen kimyasal maddelere maruziyet sonucu oluşur. Bu kimyasal maddeler eritem, kaşıntı ve vezikül oluşturabilir. Kızarıklık genellikle temastan 24-48 saat sonra başlar fakat erken olarak sekiz saatte veya geç olarak beş günde ortaya çıkabilir.

Latekse bağlı gelişen alerjik kontakt dermatitte sorumlu tutulan alerjenler thiuram, karbamat, merkaptobenzotiazol ve fenildiamin gibi akselaratör veya antioksidan olarak üretim aşamasında katılan her türlü kimyasal maddelerdir.

Doğal kauçuk lateks kimyasallardan yapılmış sentetik kauçuk lateks ile karıştırılmamalıdır. Lateks içeren bir çok üründe ev boyaları da dahil olmak üzere sentetik lateksten oluşturulur doğal lateks ile oluşturulmaz ve doğal kauçuk lateks ile üretilen ürünlere alerjik kişilerde alerjik reaksiyonlar tetikler.

Latekste bulunan çok sayıda alerjenlere karşı gelişen ve IgE antikorunun rol aldığı tip I (erken tip ) alerjik reaksiyonlar  vücutta kaşıntı, ürtiker, burun akıntısı, hapşurma, kaşıntı, nefes darlığı ile başlayıp baş dönmesi bilinç kaybı ile sonlanabilir. Lateks proteinlerine duyarlanmanın ve semptomların oluşması için ne ölçüde bir maruziyet gerektiği bilinmemektedir. Bazı duyarlı bireylerde düşük seviyelerde maruziyet bile semptomları tetikleyebilmektedir.

Lateks alerjisinde en sık görülen reaksiyon özellikle temas ettiği yerde gelişen kontak ürtikerdir. Semptomlar genellikle latekse maruziyetten sonra dakikalar içinde başlar, ancak saatler sonra da ortaya çıkabilmektedir.  Lokal olarak eldivenin temas ettiği alanlarda kızarıklık, kabarma veya kaşıntı şeklinde görülür. Lateks duyarlılığı olan kişilerde kontakt ürtikerin olması bazen hastalar için uyarıcı olabilir. Lateks bağlı olarak gelişen kontakt ürtiker lateks içeren ürünlere temastan sonra çıkıp sonrasında kendiliğinden geçebilir ve hastanın latekse duyarlılığının başladığı gösteren önemli bir ipucu olabilir.

Latekse bağlı gelişen tip I (erken tip) reaksiyonlar cilt lezyonları dışında; burun akıntısı, rinit, konjunktivit, astım gibi semptomları ile kendini gösterebilir. Lateks alerjisi sağlık çalışanlarında daha yüksek sıklıkla karşılaşılmasına rağmen pasta imalathanesi veya ekmek fırınları gibi lateks eldivenlerinin kullanıldığı diğer işlerde de karşımıza çıkar. Mesleksel lateks alerjisi ve astımının tanınması önemlidir. Latekse bağlı gelişen alerjik reaksiyonlar burun ve göz nezlesi (rinokonjunktivit), astım ve ölümcül alerjik reaksiyon (anafilaksi) gibi klinik tabloları içerir. Mesleksel astımın diğer tiplerinde olduğu gibi erken müdahale ve iş yeri ortamından ayrılma irreversibl hiperreaktif hava yolu hastalığı gelişimini durdurabilmektedir. Klasik bir sendrom olarak lateks mesleksel astımı iş yerinde ortaya çıkan veya kötüleşen hırıltı ve nefes darlığı şeklindedir. Ancak bazen bu kötüleşmenin iş yerindeki maruziyetle ilişkisi net olarak ortaya konulamayabilir.

Lateks alerjisi gelişen hastaların çoğu daha önce alerjik rinit ve astım şikayetleri olan atopik kişilerdir. Bazen sadece lateks karşıda duyarlanma olabilir. Atopik kişilerde latekse bağlı alerji gelişme ve daha ciddi reaksiyonların görülme ihtimali daha yüksektir.

Lateks alerjisinin yol açabileceği en ciddi klinik tablo, ölümcül alerjik şoktur ( anafilaktik şok ). Lateks alerjisi ile karşılaşılan en ciddi sonuç anafilaksidir. Alerjik şok genellikle önceden duyarlanmış sağlık çalışanı veya diğer kişilerde ameliyat esnasında veya medikal ya da dental işlemler sırasında lateks proteinlerinin mukozal absorpsiyonu ile ortaya çıkar.

Lateks antijenine maruziyet birçok yolla gelişebilir. Bunlar deri, solunum yolu, mukoza ve parenteral olarak olabilir. Deri ve solunum yoluyla maruz kalınmasından sonrada ciddi reaksiyonlar görülebilir fakat cerrahi işlemlerde doğrudan mukozal ve damar yolu ile karşılaşma anafilaksi gelişimi açısından en büyük riski oluşturur. Atopi kişilerde damar yolu ile latekse maruz kalması daha ciddi anafilaksiye yol açabilir, ayrıca atopik kişilerde anafilaksi gelişme riski daha fazladır. Atopik dermatit veya alerji öyküsü olan yüksek riskli kişilerin lateks içermeyen malzemelerle muayene edilmesi ve işlemlerinde lateks içermeyen ürünlerin kullanılması çok önemlidir.

Son yıllarda, polenlerle meyveler arasında çapraz reaksiyonların görüldüğü ve benzer alerjik reaksiyonların olabileceği gösterilmiştir. Lateks alerjisine yol açan birçok alerjen bulanmaktadır ve bunların bir kısmı meyve ve sebzelerinde içinde de yer almaktadır. Lateks alerjisi olan kişilerin önemli bir kısmında muz, avokado, kivi, kestane gibi meyvelere karşı da duyarlılık saptanmış ve bunun çapraz reaksiyon veren alerjenlerden kaynaklandığı düşünülerek lateks-meyve sendromu olarak adlandırılan bir tablo tanımlanmıştır. Lateks alerjisi bulunan hastalarda çeşitli meyve ve sebzelere karşı alerjik reaksiyonlar normalden çok daha sık görülmekte ve lateks ile oluşan alerjik tabloların aynısı bu gıdalarla da meydana gelmektedir. Lateks alerjisi olan bazı hastalarda meyvelerle de alerjik şok tablosu gelişebilmektedir. Lateks-meyve alerji sendromu olan kişilerde lateks ile çapraz reaksiyon veren gıdaların alınmasıyla ağız içinde damakta ve dudaklarda kaşıntı başlayıp sonrasında tüm vücutta kaşıntı olabilir ayrıca kurdeşen (ürtiker), anjioödem, solunum yollarının daralmasına bağlı olarak nefes darlığı hırıltı öksürük oluşabilir, tüm bunların sonucunda baygınlık ve bilinç kaybı gelişir yani alerjik şok meydana gelir.

Lateks alerjisi saptananların hastalarda gıdalara karşıda duyarlanma saptanmaktadır. Lateks alerjisi olan kişilerde gıda duyarlılığı bir kısım hastada ciddi reaksiyonlara yol açmadığı görülse de hastalarda gıdaya karşı duyarlılığının gösterilmesi önemlidir. Genellikle önce lateks alerjisi oluşmakta, gıda alerjileri daha sonra eklenmektedir. Bazen de gıda alerjisi zemininde lateks alerjisi gelişebilmektedir.

 Lateks alerjisi bulunan olgularda en sık alerjiye neden olan meyveler; avokado, kivi, muz, kestane, ceviz, fındık, kereviz, patates, domates ve papayadır. Klinik alerjinin daha az olduğu ancak duyarlılığın bulunduğu meyve ve sebzeler de incir, kavun, karpuz, şeftali, ananas, armut, kereviz, elma, kiraz, vişne çilek havuç, şalgam sayılabilir.

YETİŞKİNLERDE KİMLER LATEKS ALERJİSİ İÇİN RİSK TAŞIR ?

Lateksin alerjik reaksiyonları ciddi olabilir ve çok nadiren ölümcül olabilir. Lateks alerjisi, son yıllarda artan bir şekilde birçok sağlık sorununu yol açtığı görüldüğü için şimdi uluslararası bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir.

21. yüzyılın başında yayınlanan verilerle karşılaştırıldığında, mevcut lateks alerjisi prevelansı sağlık çalışanlarında % 9.7 duyarlı hastalarda % 7.2  ve genel nüfus içinde % 4.3 oranında  görülür ve genel nüfus içinde prevelansının giderek yükseldiği görülmektedir.

Lateks ve lateks içeren ürünlerin milyonlarca olmasına nedeniyle latekse maruz kalmanın birçok yolu vardır. Bu yüzden dünya çapında genel nüfusun yaklaşık  % 4'ünde lateks alerjisi görülmesi şaşırtıcı değildir.  Lateks alerjisini azaltmak için lateks içeren ürünlerle teması engellemek ve lateks alerjisinin yaygınlığını azaltmak, beklediğimizden daha zor olabilir.

1980'lerin sonlarında ve 1990'lı yıllarda sağlık çalışanları arasında lateks alerjisinin ortaya çıkması ile birlikte bazı hastalarda ve genel popülasyonda lateksten etkilenen çok sayıda kişi tespit edildi. Özellikle bazı işlerde çalışanlarda daha fazla lateks maruziyet görülebilir.  Lateks alerjisinin görülmesi için yüksek riskli grupları şöyle sıralayabiliriz.

  a. Latekse mesleksel olarak maruz kalanlar

Sağlık çalışanları, Kauçuk fabrikası işçileri, İnşaat işçileri, Temizlikçiler, Gıda işinde çalışanlar, Bahçıvanlar, Boyacılar, Kuaförler,  Oyuncak yapımında çalışanlar, Restoranlarda çalışanlar, Fırında çalışanlar, biyoloji ve kimya laboratuvarında çalışanlar

b. Çok sayıda cerrahi girişime bağlı maruz kalanlar

Spina bifidalı hastalar, Dandy-walker kisti olanlar, Konjenital genitoüriner anomalili hastalar, sezaryen doğum, mesane ekstrofisi,

c. Lateks ürünleri ile sık temas

Dental girişimler, Sık üriner kateterizasyon, insülin kullanan diyabetli hastalar

d. Saman nezlesi (alerjik rinit) veya bazı gıdalara alerji gibi diğer alerjilere sahip atopik insanlar, Astım,  Egzama , Meyve alerjisi olması lateks alerjisi için riskli grubu oluştururlar.

Lateks alerjisi her geçen gün artmaktadır, çünkü günlük hayatımızda lateks içeren ürün sayısı artıkça karşılaşma ihtimalimiz daha fazladır.

Lateks alerjisi sadece sağlık hizmetleri gibi iş yerinde ve lateks eldivenlerinin sıklıkla kullanıldığı işkollarını değil aynı zamanda lateks ürünlerine mesleki olarak maruz kalmasak da  genel popülasyonu etkiler. Bu yüzden lateks alerjisi ciddi bir sorun olarak her geçen gün artmaktadır.

LATEKS ALERJİSİ TANISI İÇİN DOKTORA GİTMEDEN NASIL HAZIRLIK YAPMALIYIM ?

Lateks alerjisi, son yıllarda artan bir şekilde birçok sağlık sorununu yol açtığı görüldüğü için şimdi uluslararası bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Lateks içeren ürünlere cilt yoluyla temas sonrasında daha çok ciltte kaşıntı kızarıklık gibi şikayetler olurken solunum yolu ile temas burun akıntısı hapşurma kaşıntı veya nefes darlığı hırıltı şikayetlerine yol açabilir. Lateks alerjisi belirtileri vücutta temas ettiği yerde kaşıntı kızarıklık kabarıklık şeklinde görülen temas ürtikeri ile anafilaksi arasında değişir.

Lateks alerjisi tanısı için mutlaka bu konuda eğitim almış alerji uzmanlarına gitmek gerekir. Çok farklı klinik tablolar şeklinde kendin gösteren lateks alerjisinin tanısı alerji uzmanları tarafından konulur.

Alerji uzmanına giderken Ne yapabilirsin ?

Semptomlarınızı ve şikayetlerinizi not edin ( ilgisiz gibi olanlar dahil olmak üzere.)

Latekse maruz kaldığınızda ne tür bir reaksiyon geçirdiyseniz, gerekirse hastane kayıtlarını belgeleyebilirsiniz.

Aldığınız tüm ilaçların (vitamin ve takviyelerin de dahil olduğu) bir listesini yapın.

Mümkünse doktora bir aile üyesi veya arkadaşınızla gidebilirsiniz. Size eşlik eden biri cevapsız veya unuttuğunuz bir şeyi hatırlayabilir.

Lateks alerjiniz olduğunu düşünüyorsanız lateks içeren ürünlerden uzak durmaya çalışın

Doktora Gitmeden bir Hafta Öncesinde Bazı İlaçları Kesin

Lateks alerjisi için doktora gitmeye karar vermişseniz ve mümkünse ağızdan alınan alerji ilaçları, öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları, antihistaminiklerin ve antidepresanların kesilmesi gerekir. Çünkü lateks alerjisi teşhisi için alerji testi gerektiğinde bu ilaçlar alerji testinin sonuçlarını etkileyeceği için 1 hafta öncesinde bu ilaçların kesilmesi gerekir.

Aç Kalmaya Gerek Yoktur

Lateks alerjisi teşhisi için gereken tetkikler için genellikle aç kalmaya gerek yoktur. Bu nedenle kahvaltı yaparak gelinmesinde fayda vardır.

YETİŞKİNLERDE LATEKS ALERJİSİ TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?

Lateks alerjisinin tanısı, kapsamlı bir şekilde geçmişte yaşamış olduğu alerjik reaksiyonların hikayesinin alınması ile başlar. Bununla birlikte lateks bağlı gelişen alerjik reaksiyonlarla uyumlu muayene bulguları için dikkatli bir fizik muayene yapılır. Hikaye ve fizik muayene sonuçlarına bağlı olarak cilt testi, kan testleri ve gerekirse lateks provakasyon testlerinin yapılması ile tanı konabilir. Bu nedenle, lateks alerjisinden şüpheleniliyorsa, bu tanı yöntemleri uygulayabilecek aynı zamanda değerlendirebilecek deneyimli bir alerji uzmanı gereklidir.

Lateks içeren ürünlere özellikle her işe gittiğinde işyerinde maruz kaldığında ellerde tahriş ve kızarma veya göz, burun, akıntısı kaşıntısı veya nefes darlığı hırıltı öksürük gibi yakınmalar oluşuyorsa veya ürtiker ya da açıklanamayan alerjik şok geçirmiş olan kişilerde lateks alerjisi olup olmadığı tanısı mutlaka dışlanmalıdır. Bu şikayetleri gösteren özellikle yüksek riskli gruplarda yer alan örneğin sağlık çalışanlarının uygun bir şekilde değerlendirilmeleri önemlidir, çünkü bir kez lateks alerjisi başladıysa daha sonra daha ciddi reaksiyonları gelişme ihtimali her zaman yüksektir.

Deri prick test, lateks duyarlılığını belirlemekte en güvenilir testtir. Lateks alerjisi düşünülen hastalarda lateks tip I (erken tip ) duyarlığı göstermek için kullanılır. Özellikle lateks temasından hemen sonra şikayetleri gelişen hastalarda deri prick testlerin yapılması önemlidir. Lateks alerjisi olanların meyvelerle de şikayeti olabileceği için lateks alerjisi yanında çapraz reaksiyon veren meyve-sebzelerinde bakılması hasta için önemlidir. 

 Lateks alerjisinde kandan bakılan RAST vb.  latekse özgü spesifik IgE  ölçen testlerin güvenirliği daha azdır. Lateks prick test pozitif fakat RAST negatif hastalarda alerjik reaksiyonların gelişebildiği görülmüştür. Spesifik IgE’nin serumda ölçümü, testleri etkileyen ilaçları kesemeyen, yaygın cilt lezyonları olan, latekse karşı ciddi reaksiyon geçiren hastalarda veya dermografizmi olan olgularda yapılabilir ama lateks alerjisi olmadığını kesin göstermez.

Cilt lezyonları kontakt dermatit şikayetleri olan hastalarda deri reaksiyonları için atopi yama (patch) testinin yararlı olduğu gösterilmiştir. Lateks içeren ürünlere bağlı olduğu düşünülen dermatit tablosunun tanısında lateks içinde bulunan kimyasallarla yapılan yama (patch) testi oldukça yardımcıdır. Yama testi 48-72. saatlerde değerlendirilir. İrritan kontak dermatitte yama testi negatif olarak saptanır. Kontakt dermatitte lateks içinde bulunan kimyasallara karşı tip IV (geç tip ) alerji saptanır.

Lateks alerjisi düşündüğümüz kişilerde şikayetleri açıklamak için lateks ile provakasyon testlerinin yapılması gerekebilir. Lateks ile provakasyon testleri çok ciddi reaksiyonlara yol açabileceği için mutlaka alerji uzmanı gözetiminde yapılmalıdır.

YETİŞKİNLERDE LATEKS ALERJİSİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR ?

Lateks alerjisi için en iyi tedavi lateks içeren her türlü üründen kaçınmaktır.  Şiddetli lateks alerjisi reaksiyon geçirmiş hastaların mutlaka yanlarında 

Alerji kartı ve Acil tedavi için epinefrin (adrenalin) otomatik enjektör taşıması gereklidir.

Lateks hassasiyet öyküsü olan ve eldiven giymesi gereken sağlık çalışanları lateks eldiven giymeyi bırakmalıdır. Lateks alerjisi geliştiği zaman hem iş yerinde hem de tıbbi işlemler esnasında özel önlemlere gerek duyulur.

Lateks alerjisi varsa, lateks içeren tüm ürünler ve aygıtlarla doğrudan temastan kaçınması gerekir. Burun yanında gıdalarla çapraz reaksiyon verebileceği için alerjik reaksiyona neden olan yiyeceklerden kaçınması önerilir.

Her türlü dişle ilgili işlemler, tıbbi veya cerrahi prosedürler öncesinde lateks alerjisi problemleri, herhangi bir test veya tedaviden önce sağlık hizmeti sunucularına lateks alerjisi konusunda uyararak önlenebilir. Lateks alerjisini gösteren kart veya künye taşıması gereklidir

 Lateks alerjisi olan kimseler, lateks güvenli bir alanda tıbbi veya diş bakımı alabilirler. Sadece düşük proteinli lateks eldivenleri ve lateks içermeyen eldiven kullanan hastaneler ve klinikler,  lateks alerjisi vakalarında dramatik düşüşler sağlamıştır. Lateks konusunda önlemler alınması bu konuda çok önemlidir.

Lateks alerjine bağlı anafilaktik şok geçiren hastaların mutlaka yanında adrenalin otoenjektör taşıması gereklidir. Hastaların adrenalin otoenjektörü kullanmasını öğrenmesi gereklidir.

Lateks alerjisinde alerji aşısı (immunoterapi) konusunda etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır ama ülkemizde lateks için immünoterapi yapılmamaktadır. Lateks alerjisinde önlem dışında yeni olarak geliştirilen ilaçlardan anti IgE ile ilgili olumlu sonuçlar bulunmaktadır.

Lateks alerjenleriyle teması önlemek lateks alerjisinin yaygınlığını azaltmada beklediğimizden daha önemlidir.

 

 

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Ersoy

Dr. Ramazan ERSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinden 1999 yılında mezun olmuştur.Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğinde Dahiliye ihtisasını 2005 yılında tamamlamıştır. 2009 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Alerji ve Klinik İmmünoloji Bilim Dalında Alerjik Hastalıklar uzmanlığımı tamamlamıştır. Daha sonra Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Alerjik Hastalıklar tanı ve tedavi Laboratuarını kurup 5 yıl çalışmıştır. 2015 ve 2016 yıllarında Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim dalı Alerjik hastalıklar polikliniğinde ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gaziosmanpaşa Hastanesinde İç Hastalıkları Alerji Bölümünde Yard. Doç. Dr olarak çalışmıştır.  Yrd. Doç . Dr. Ramazan Ersoy artık hastalarına özel muayenesinde hizmet ve ...

Etiketler
Alerji nedir
Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Ersoy
Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Ersoy
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube