Yeme bağımlılığı hakkında

Yeme bağımlılığı hakkında

Yeme bağımlılığı son zamanlarda obezite ile beraber daha da artarak ilgi çekici duruma gelmiştir. Yeme bağımlılığında işlenmiş aşırı yağlı, şekerli ve tuzlu gıdalara karşı bağımlılık benzeri davranışlar oluşmaktadır. Bir takım araştırmalar yeme bağımlılığının madde bağımlılığıyla benzer belirtiler gösterdiğini savunmaktadır. Nikotin, alkol, ilaç, uyuşturucu bağımlılığının yanı sıra alışveriş bağımlılığı, akıllı telefon bağımlılığı, kumar bağımlılığı ve yeme bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklar da bağımlılık sınıfı içersinde yer almaktadır.

Bazı yiyeceklerin beyni farklı etkilediği saptanmıştır. Özellikle işlenmiş, yüksek oranda karbonhidrat ve yağ içeren bu besinlerin bağımlılık yapıcı etkileri 1950’li yıllarda ortaya atılmıştır. Kişilerin bu besinlere karşı kontrolünün kaybolması durumu söz konusudur.

            Yeme bozukluğu olan kişilerin beden şekli ve kilolarıyla ilgili takıntıları olabilmekte,  sık sık fazla miktarda sağlıksız besin tüketmektedirler. Bu kişiler genellikle streslerini, duygularını ve ruhsal kaygılarını kontrol altına alabilmek için sık sık yeme atakları geçirirler. Örneğin, herhangi bir durumdan dolayı kaygı duymaya başlayan bir birey kendisini anında mutfakta buzdolabının önünde bulabilir. Hatta ne yiyeceğini bilmeden öylesine ilk gördüğü şeyi yiyebilirler. Ancak sonrasında “karnım doymasına rağmen hala bir şeyler yemek istiyorum”, “sağlığıma ve kiloma olumsuz etkilerini bilmeme rağmen abur cubur yemekten kendimi alamıyorum”, “tatlıyı, hamur işini yemeye başladığım zaman bunları yemekten kendimi alamıyorum ve fazlasıyla tüketiyorum”, “bu besinleri yedikten sonra suçluluk duyuyorum ancak kendimi bunları daha sonra tekrar yerken buluyorum” gibi cümleler sıklıkla akıllarına gelebilmektedir.

            Bir yeme bağımlılığı döngüsü sıkıntı, tatminsizlik, sinirlilik, üzüntü gibi duygular ile tetiklenir. Zamanla kişinin yeme alışkanlıkları zihinsel ve fiziksel sağlığını olumsuz etkilemeye başlar. Yeme bağımlılığı olan bireylerin ağır ve şiddetli olarak tıkınırcasına yeme bozukluğunun özelliklerini de gösterdikleri gözlemlenmiştir.

            Yeme bağımlılığının irade ile hiçbir ilgisi yoktur. Yeme bağımlılığı kişilerin bir şekilde stresle başa çıkabilme şeklidir. Bu durum çocukluk dönemine kadar uzanabilir. Çocuklukta bazı olumsuz duyguların bazı besinler ile rahatladığını gören bireyler yeme bozukluğu ile sonuçlanan bir durumla karşı karşıya kalabilirler. Stresli olduğumuz dönemlerde kanda kortizol ve insülin seviyeleri artarak kişileri bazı sağlıksız besinlere yöneltebilmektedir. Özellikle yağlı, şekerli işlenmiş gıdalar çok fazla tercih edilen besinlerdir.

            Tedavide dahiliye uzmanı, psikiyatrist ve diyetisyenden oluşan bir ekip ile çalışılmasında büyük fayda vardır. Yeme bağımlılığı durumlarında öncelikle buna sebep olan sorunlardan kurtulunması gerekir. Beslenme daha sonra düzenlenmelidir. Yeme davranışına sebep olan etmenler ortadan kalkmadan yeme düzeni sağlanması pek mümkün olmayacaktır.

            Yeme bağımlılığı olan obezlerde sebebi ne olursa olsun mutsuzluğa sebep olan etmenleri çözemezsek kilo problemini de ortadan kaldıramayız. Bu sorunları çözülmeyen kişiler bir şekilde zayıflasalar bile tekrar başa döner, duygusal açlıklar uzun sürer. Kalıcı çözümler için bu sorunların çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

            SAĞLIKLA KALIN…..

Bu makale 3 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Tümay Karlıdere

Dyt. Tümay KARLIDERE, 1966 yılında doğmuştur. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyatetik Bölümü'nde başladığı lisans eğitimini 1987 yılında başarıyla tamamlayarak Beslenme ve Diyetetik (Diyetisyen) unvanı almıştır.

Dyt. Tümay KARLIDERE, Balıkesir Merkez'de bulunan Karlıdere Sağlık Eğitim ve Danışmanlık  Merkezinde  hastalarına hizmet vermektedir.

Etiketler
Yeme bozukluğu
Dyt. Tümay Karlıdere
Dyt. Tümay Karlıdere
Balıkesir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube