Vajinal mantar hastalığı, tekrarlayan kronik enfeksiyonlar ve akıntılar

VAJİNAL MANTAR HASTALIĞI, Tekrarlayan Kronik Enfeksiyonlar ve Akıntılar

Vajinal mantar hastalığı, tekrarlayan kronik enfeksiyonlar ve akıntılar

Sağlıklı erişkin bir kadında bir miktar vajinal akıntı doğaldır ve vajinanın nemliliğini sağlar. Vajinal akıntı florasında bulunan faydalı bakterilerden olan laktobasillerin de etkisi ile bu akıntı berraktır, kokusuzdur ya da kendine has rahatsız etmeyen bir kokusu vardır ve adet dönemi ile yumurtlama zamanı civarında yapısı bir miktar değişiklik gösterebilir. Fakat aşırı akıntı, yanma ve aşırı kaşıntı ve rahatsız eden koku(koku durumunda başka etkenlerde bakılmalıdır !), doktorun muayene etmesini gerektiren anormal sebeplerden kaynaklanabilir. Vajinal mantar hastalığı ise vajinada hastalığa sebep olan akıntılardan sadece biri olup en sık rastlanılanı olarak tabir etmek yanlış olmaz.

Vajinal mantarlarda %85-90 etken, fırsatçı maya türü mantar olan Candida Albicans’tır. Son yıllarda ise tedaviye daha dirençli olan Candida Glabrata’nın giderek arttığını görüyoruz. Bu mantar türü normal olarak : ağızda, boğazda, kalın barsakta, ve vajinada hiçbir rahatsızlık yapmadan bulunabilir. Herhangi bir şikayeti olmayan kadınların da %20 sinden fazlasının vajinasında tespit edilmiştir. Bu durumda vajinal mantar hastalığını cinsel temasla bulaşan tehlikeli hastalık olarak düşünmemek gerekir. Masum olarak vajinada sıklıkla bulunan ve bekleyen Candida’nın mutlaka ilişki ile bulaşması gerekliliği olmayıp hastalık yapabilmesi için sistemik veya lokal değişikliklerin de olması gerekir. BAŞKA DEYİŞLE  aşağıdaki sistemik ve lokal etkiler bir kişide DEVAM ediyorsa sadece mantar değil her türlü sık sık tekrarlayan veya düzelmeyen kronik enfeksiyonlar olur

Kadınlarda akıntıya sebep olan vajinitler arasında en sık rastlanan etkenlerden biri de vajinal mantardır. Her yıl milyonlarca kadın bu rahatsızlıktan etkilenmektedir. Yapılan çalışmalar sağlıklı kadınların hayatlarında %75’inin en az bir kez, %45’inin de birden fazla vajinal mantar enfeksiyonu geçirdiğini göstermektedir. Başka bir deyişle hastalık tekrarlama eğilimindedir. Ağrı ve şiddetli kaşıntı kızarıklık  nedeniyle cinsellikten uzaklaşma, kullanılan tedavilerle sosyal yaşamı kısıtlama gibi sebeplerle yaşam kalitesini düşürebilen bir enfeksiyondur.

Maalesef son yıllarda pek çok / multifaktöriyal sebeplerden ötürü bu tip mantar enfeksiyonlarının kadınlarda sık sık tekrarladığı, ilaçlara direnç gösterdiği ve hayat kalitesini kötü yönde etkilediğini ülkemizde ve bütün dünyada sıklıkla şahit oluyoruz.

Vajina içinde normalde birçok mikroorganizma bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu yararlı mikroplardır ve vücuda zararlı olabilecek organizmaları barındırmazlar. Vajinanın bu doğal dengesine dışarıdan yapılan gereksiz ve hatalı müdahaleler yararlı bakterileri uzaklaştırarak fırsat bekleyen zararlı mikropların artmasını sağlayacak ve hastalık oluşturacaklardır.

Candida sıcak ve nemli ortamları sever. Yaz mevsiminin başlamasıyla havuz ve deniz sezonu da açılıyor, hijyen kurallarına uyulmaması bu mevsimde hastalığın oluşmasını kolaylaştıracaktır. Sıcak suda (yüzme havuzu) uzun süre beklemek,ıslak mayo ile saunada kalmak, zor kuruyan kumaşlardan yapılan mayoların üzerimizde kurumasını beklemek, havanın geçmesine izin vermeyen sentetik iç çamaşırlar, külotlu çoraplar, dar giysiler sıcaklık ve nemi tuttuğundan hastalığa davetiye çıkartmaktadır. Barsakta yaşayan candida, cinsel ilişkiyle, hijyen kurallarına uyulmamasıyla (tuvalette temizliğin yanlış olarak arkadan öne yapılması gibi) makattan vajinaya sürüklenir. Başkasından bulaşma ise cinsel ilişki ve tahrişin yanı sıra havlular, el teması, çamaşırlar ve banyo suları ile olabilir. Vajina, penis ve ağız salgılarıyla dışkıda mantar hücreleri bulunabilmektedir. Bu şekillerde vajinaya yerleşen candida bölgesel dirence bağlı olarak ya hemen 2-5 günlük çoğalma döneminden sonra hastalık yapar veya sinsi bir şekilde vajinada az sayıda normalde de bulunabilen etken, yukarıda yazılan olumsuz ortamların gelişmesini fırsatçı olarak bekler… 

Bu makale 8 Şubat 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Uğur Ateş

Op. Dr. Uğur Ateş ; 1963 Karabük doğumlu olup Karabük Demir-Çelik A.Lisesini birincilikle bitirdikten sonra 1980’de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesine başlayarak 1986 yılında Tıp Fakültesinden üçüncülükle mezun oldu. Aynı yıl Türkiye Klinikleri Dergisi’nin Tıp Bilimleri Yarışmasını birincilikle kazanmıştır. İhtisasını İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilimdalı’ndan 1991 yılında aldı.1991-93 yıllarında Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1993 kısa dönem askerlik sonrası, Mart 1993 yılından itibaren Bezmialem Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde ve 2010 yılından itibaren Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalıştı. Evli ve iki çocuk babası olup İstanbul’un merkezinde yer alan eğitim ve araştırma hastanesinin hastalarının yoğunluğu, olgu ...

Op. Dr. Uğur Ateş
Op. Dr. Uğur Ateş
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube