Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumlarının Yordayıcısı Olarak Bilişsel Esnekliğin Rolü


İnsanlar hayatları boyunca kaçınılmaz bir şekilde problemlerle karşılaşmaktadırlar; hayatları ilk bakışta çok düzenli ve sabit bir yolda ilerliyor gibi görünse de özünde çelişkili ve karmaşık süreçler içerir. Kimi zaman herhangi bir problemleri olmamasına rağmen seçimlerde bulunmaları ve kararlar vermeleri gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, bireyin yaşamı boyunca karşılaştığı değişimler bireyin oluşturduğu dengeyi bozabilmektedir Birey, yaşadığı olaylar karşısında tepkilerini; ruh halleri ve duyguları ile ortaya koymaktadır (Diener, 2000, s. 34). Bu süreçler, birçok yapıdan oluşmakta ve bu yapıların birbirleriyle ilişkilerinden ortaya çıkmakta olup bireyin davranışlarını ve duygularını da etkilemektedirler (Cohen, 2011).
18-25 yaşlarını kapsayan dönem, ergenlikten yetişkinliğe geçiş dönemi olarak adlandırılmaktadır (Koç, 2018). Üniversiteye geçiş “Yetişkinliğe geçiş” sürecinin en önemli dönemlerindendir. Bu dönem, bir geçiş süreci olarak belli sorunlar barındırmakta ve kişi, sosyal olgunluk için kimlik kazanma ve çocukluk çağındaki çekirdek toplum değerlerini geniş toplum değerleriyle uzlaştırıp onlara uyum sağlamak durumundadır (Özgüven, 1992). Bireyin üniversite hayatı; kişiler arası ilişkilerini yoğun bir şekilde geliştirdikleri, farklı kültürlerden gelen insanlarla iletişim halinde oldukları ve başarma gayesi edinmeleri gibi olumlu nitelikleri barındırmanın yanında; kişinin zamanla değişim geçirdiği ve bundan dolayı stres, depresyon ve kaygı gibi olumsuz nitelikteki durumların da meydana gelebildiği bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, ideal ruh sağlığının özelliklerini şu şekilde belirlemektedir: Kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olması ve bu uyumda katılıktan uzak bir değişkenliğin ve esnekliğin olması, diğerleri ile sağlıklı ilişki kurması, etkili öz-algı, öz-kabul ve gerçekçi öz-değerlendirmeye sahip olması, üretkenlik ve yaşamdan haz duyması, esnek olma ve alternatif planlara sahip olması, psikolojik olarak dayanıklı olması (Dünya Sağlık Örgütü, 2022). Keyes (2005), ruh sağlığını; bireylerin yüksek düzeyde duygusal, psikolojik ve sosyal iyi oluşları ile birlikte psikopatolojik durumlarının olmaması olarak açıklamaktadır. Ancak ruh sağlığını, hastalığın olmama durumundan ziyade; kişisel ve toplumsal yaşamdaki pozitif işlevsellik olarak belirtmektedir. Türkiye’de yükseköğretim öğrencilerinin psikolojik problemlerinde; kimlik, aile ve insanlarla ilişkilerinin rol oynadığını söyleyen İmamoğlu, Gültekin ve Yasak’a (1993) göre öğrenciler, uyum problemleri ile karşılaşmaktadırlar. Söz konusu durumdaki gençleri odak edinen araştırmacılar bu sebeple; onların niteliklerine, mevcut şartlara, ihtiyaç ve problemlerine hassasiyet göstermeleri konusunda teşvik edilmektedirler (Yeşilyaprak, 1985).
Bu yetişkinliğe geçiş ve bağımsızlığı oluşturma süreci kaygı ve stres yaratsa da böyle durumlarda mevcut bilişsel yapıları yenilemek, yeni planlar kurmak, farklı alternatifleri görebilmek ve onların içinden duruma en uygun olanı seçip harekete geçmek; diğer bir değişle uyum sağlayabilmek, hayat dengesini korumak adına en önemli becerilerden biridir. Uyum sağlayabilmenin en önemli yollarından bir diğeri ise esnekliktir. Ancak bu türden bir esnekliğe sahip olmak için bireylerin ilk olarak bilişsel esnekliği sağlamaları gerekir (Martin ve Rubin, 1995, s.623). Bilişsel olarak esnek yapıya sahip insanlar; yeni iletişim yolları denemeye, alışılmadık durumlarla başa çıkmaya ve davranışlarını bağlamsal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlemeye muktedirdirler(Martin ve Anderson, 1998, s.2). Miller ve Cohen (2001), çocuklar gelişim gösterdikçe, eylemlerini gözlemlemeleri ve gerekirse onları düzenlemeleri konusunda kendilerine yardımcı olmaları için çevreden edindikleri muhtelif verileri yorumlamayı öğrenirler. “Bilişsel esneklik” veya “Yönetme kontrolü” (executive control) olarak adlandırılan davranışın bu yönü; algı, hafıza ve eylemden sorumlu olan işleme sürecinin seçimi, programlanması ve koordinasyonu ile ilgili işlevlere atıfta bulunur (Akt. Crone ve ark., 2004).
Bu dönemde karşılaşılan strese sebep olan durumlarda önem kazanan başka kavramlar ise öğrencilerin iyi oluşları ve yaşam doyumlarıdır. Ryan ve Deci (2001), iyi oluşu “Öznel iyi oluş” ve “Psikolojik iyi oluş” olarak ayırmaktadır. Her iki yaklaşım da iyi oluşu değerlendirse de iyi olmanın farklı yönlerini açıklamaktalar. “Öznel iyi oluş”, mutluluğun arayışında karşımıza çıkan bir kavramdır ve bilişsel bileşeni olan yaşam doyumu, yaşam memnuniyeti ile ilgili genel bir bilişsel yargıdır (Diener, 1984). Buna göre, gençler arasında yaşam doyumunun ne seviyede olduğunun ve nasıl algılandığının belirlenmesinin ve elde edilen sonuçlardan alternatif çözümlere ulaşılmasının alanyazına önemli katkılar sağlayacağına inanılmaktadır. Zira doyum deneyimi; öz güveni, iyimserliği ve öz yeterliliği artırır ve başkalarıyla ilişkide daha olumlu bir tavır sergilemeye yardımcı olur. Ayrıca, zorluklarla etkili bir şekilde başa çıkmayı, özgünlüğü ve esnekliği beraberinde getirir (Frisch, 2006). “Psikolojik iyi oluş” ise kişinin potansiyelini en işlevsel düzeye çıkarma çabası olarak açıklanmıştır. Örneğin; anlamlı hedeflere ulaşabilme, kişisel olarak gelişme ve başkalarıyla kaliteli bağlar kurabilme olarak söylenebilir (Keyes ve ark., 2002). Öğrenciler, koşulların değiştiği üniversite döneminde fonksiyonlarını ve kapasitelerini en işlevsel düzeye çıkarma ihtiyacı duymaktadırlar. Ayrıca, çevrelerini yapılandırmada ve belli bir anlam çerçevesinde hareket edebilmelerinde yetenekleri ile ilgili farkındalıklarının artması bu süreç için kaçınılmaz bir gerçek olarak öne çıkmaktadır. Bireylerin psikolojik iyi oluşları; yaşamdan aldıkları hazzın yaşam doyumuna etki etmesi, sağlıklı ve daha uzun yaşama, daha işlevsel sosyal ilişkilere sahip olma, iş hayatında ve iş performansında başarının Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumlarının Yordayıcısı Olarak Bilişsel Esnekliğin Rolü 67 artması ve gelir düzeyinde artış gibi etkenler açısından da göz önüne alınabilir. Doğal olarak bireylerin en önemli hayat dilimi olan üniversite çağında psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumunu sağlayabilmek, sahip olunabilecek en önemli özelliklerdir.
Psikolojik danışma alanında bireylere yardımın en temel amaçlarından birisi de kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasına ve hayattan tatmin sağlamasına yardım etmektir. Böylelikle, bilişsel esneklik düzeyinin yüksek olması; bireyin psikolojik açıdan iyi olmasını ve daha fazla yaşam tatminine sahip olmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda, söz konusu araştırmanın problemi; yaşamın en önemli dönemlerinden olan üniversite dönemindeki gençlerin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyum düzeylerinin bilişsel esneklik düzeyleri ile olan ilişkisini belirlemektedir.
Bu araştırma sonucunda, bilişsel esnekliğin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu ile olan ilişkisi ortaya koyularak literatüre bir katkıda bulunulmuş olunacağı ve diğer çalışmalara da ışık tutulacağı düşünülmektedir. Bilişsel esnekliği, psikolojik iyi oluşu ve yaşam doyumunu kişisel faktörler de etkilemektedir (Asıcı ve İkiz, 2015; İmiroğlu ve ark., 2021; Kömür, 2019). Bu sebepten dolayı, bu araştırma üniversite öğrencilerinin; bilişsel esneklik düzeylerini, psikolojik iyi oluş hallerini ve yaşam doyum seviyelerini onların demografik bilgilerine göre de inceleyip önemli detaylar sunmaktadır.
Bu araştırmanın sonuçlarının; üniversite öğrencilerine yönelik psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikolojik destek ve toplum ruh sağlığı çalışmaları, kişilerde pozitif niteliklerin geliştirilmesi için yapılmakta olan grup veya birey ile psikolojik danışma ve psiko-eğitim programları ve üniversite öğrencileri adına hazırlanan aktivite ve eğitimlere de katkı sağlayacağına inanılmaktadır. Ayrıca, psikolojik yardım alanının en temel amaçlarından birisi; bireyin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumunu artırmaktır. Bu sebepten dolayı, bu araştırmadan elde edilen sonuçların; psikolojik danışmanlara ve bütün ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlara; psikolojik iyi olma ve yaşam doyumu konusunda, danışanların bilişsel esneklik becerileri üzerinde yoğunlaşmaları için fikir sağlayacağına inanılmaktadır.
Amaç Bu araştırmanın temel amacı; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin, psikolojik iyi oluşları ile yaşam doyumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu doğrultuda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: 1. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri psikolojik iyi oluşlarını yordamakta mıdır? 2. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri yaşam doyumlarını yordamakta mıdır? 3. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri, psikolojik iyi oluşları ve yaşam doyumları cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır? 4. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri, psikolojik iyi oluşları ve yaşam doyumları yaşa göre farklılaşmakta mıdır? 5. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri, psikolojik iyi oluşları ve yaşam doyumları anne ve baba eğitim seviyelerine göre farklılaşmakta mıdır? 6. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri, psikolojik iyi oluşları ve yaşam doyumları yaşadıkları yere göre farklılaşmakta mıdır? 7. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri, psikolojik iyi oluşları ve yaşam doyumları psikolojik destek alıp almamalarına göre farklılaşmakta mıdır? YÖNTEM Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri ile psikolojik iyi olma ve yaşam doyumları arasındaki ilişkiyi ve bu değişkenlerin demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğinin incelendiği nicel bir araştırma olup ilişkisel modelinde bir çalışmadır. İlişkisel model, iki veya daha fazla sayıdaki değişkenin, üzerlerinde herhangi değişiklik ya da müdahale olmadan araştıran ve değişkenler arasında nedensonuç ilişkisi verilmeyen bir araştırma desenidir. Bu desende iki değişkenin birlikte değişip değişmediği hakkındaki bilgiler ya da iki veya daha fazla grup arasında bir ilişkinin olup olmadığı incelenmektedir (Fraenkel ve ark., 2012). Araştırmanın yordayan değişken bilişsel esneklik düzeyi ve yordanan değişkenler ise; psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu olarak belirlenmiştir. Çalışma Grubu Çalışma grubu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi eğitim fakültesinde eğitim gören 328 öğrencilerinden oluşmaktadır. Katılımcılar, olasılık temelli olmayan örnekleme yöntemlerinden uygun örnekleme veya kolay ulaşılabilir örnekleme (convenience sampling) yöntemi ile Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 13(1), 65-81 68 seçilmiştir. Uygun örnekleme yönteminde; gönüllü, müsait, ulaşılabilir olasılığı yüksek bireylerden oluşur (Fraenkel ve ark., 2012). Bu çalışmada tüm üniversite öğrencilerine ulaşmak neredeyse mümkün olmadığından müsait ve erişilebilir bireyleri seçme imkânı veren uygun veya kolayda örnekleme yöntemi seçilmiştir. Araştırma grubu ile ilgili betimsel istatistik değerlendirmeler Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 1. Çalışma Grubuna Ait Demografik Bilgiler Değişkenler n % Cinsiyet Erkek Kadın 92 236 28 72 Yaş 18 ve 19 20 21 22 23 ve 24 üstü 25 78 89 75 61 7,6 23,8 27,1 22,9 18,6 Anne Eğitim Durumu Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 70,1 21,3 8,5 Baba Eğitim Durumu Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 47,3 31,7 21,0 Yaşadıkları yer Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 42,9 44,9 8,3 3,9 Hiç psikolojik yardım aldınız mı? Evet Hayır 80 247 24,4 75,3 Toplam 328 100
Veri Toplama Araçları Bu araştırma için veriler, evren ve örneklem için seçilmiş öğrencilerden araştırmacılar tarafından doğrudan elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan veriler; “Kişisel Bilgi Formu”, “Bilişsel Esneklik Envanteri”, “Psikolojik İyi Oluş Ölçeği” ve “Yaşam Doyumu Ölçeği” ile elde edilmiştir. Söz konusu veri toplama araçlarıyla ilgili temel bilgiler aşağıda belirtilmiştir.
Kişisel Bilgi Formu Araştırma amacı doğrultusunda ve araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ile öğrencilerin demografik bilgileri elde edilmiştir. Formda; öğrencilerin cinsiyetini, yaşını, anne ve babanın eğitim durumunu ve hâlihazırda yaşadıkları yeri belirlemeye yönelik ifadeler bulunmaktadır.
Bilişsel Esneklik Envanteri
Bilişsel Esneklik Envanteri (BEE) (Cognitive Flexibility Inventory), Dennis ve Wal (2010) tarafından geliştirilmiştir. Sapmaz ve Doğan (2013) tarafından ölçeğin Türkçe uyarlaması ve geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Ölçek 20 maddelik, öz bildirim türünden, 5’li likert tipinde her madde 1 (Hiç uygun değil) ve 5 (Tamamen Uygun) arasında derecelendirilmiş olup iki faktörlü bir ölçektir. Ölçek “Alternatifler” ve “Kontrol” alt boyutlarından oluşmaktadır. Boyutlardan “Alternatifler” boyutu insan davranışlarının ve yaşam boyunca karşılaşılan durumlara karşı farklı alternatif açıklamalar ve çözümlerin mevcut olduğuna yönelik maddelerden oluşmaktadır. Bu alt boyut 13 maddeden oluşmaktadır. “Kontrol” boyutu güç vaziyetlerin kontrolünün sağlanabileceğine dair anlatımlardan meydana gelmektedir ve 7 maddeden oluşmaktadır (Dennis ve Wal, 2010). Bilişsel esneklik envanterinin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı ölçeğin; bütünü için .90, “Alternatifler” alt boyutu için .90 ve “Kontrol” alt ölçeği için .84 olarak hesaplanmıştır. Bu araştırmada Bilişsel Esneklik Envanterinin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı; ölçeğin bütünü için .88, “Alternatifler” alt ölçeği için .87 ve “Kontrol” alt ölçeği için .81 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin 2, 4, 7, 9, 11, 17 maddeleri ters maddeler olup tersten kodlanmaktadır. Ölçekten üç farklı puan elde edilebilir: “Bilişsel esneklik” ölçek geneli puanı, “Alternatifler” boyutu puanı ve “Kontrol” boyutu puanı (Sapmaz ve Doğan, 2013).
Psikolojik İyi Oluş Ölçeği Diener ve arkadaşları (Diener ve ark., 2009; Diener ve ark., 2010) tarafından geliştirilmiş olan Psikolojik İyi Oluş Ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması ve Türkçe uyarlaması Telef (2013) tarafından yapılmıştır. 8 maddeden oluşan çok çeşitli bir ölçek olup 4 hafta zaman diliminde yaşanılan duygular ve deneyimleri içerir. Bu ölçekte ters madde bulunmamaktadır. Ölçek 7’li cevap sistemine sahiptir. Bütün maddeler olumlu bir biçimde ifade edilmektedir. Maddeler kesinlikle katılmıyorum (1) ile kesinlikle katılıyorum (7) arasında derecelendirilmiş cevaplama sistemine sahiptir. Ölçekten toplanan puanlar en düşük 8 ile en yüksek 56 puan arasında elde edilmektedir ve tüm maddelerden toplam puan hesaplanmaktadır (Hefferon ve Boniwell, 2011). Psikolojik İyi Oluş ölçeğinin diğer psikolojik iyi oluş ölçekleriyle büyük oranda ilişkisinin varlığını öne süren Diener ve arkadaşları (2009-2010), bu ölçeğin nispeten daha kısa olduğunu belirtmişlerdir (Diener ve ark., 2009; Diener ve ark., 2010). Geçerlik çalışmasında, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ve benzer ölçek geçerliği yöntemleri kullanılmıştır. Açımlayıcı faktör analizden elde edilen sonuç toplam varyansın %42’sini açıklayan tek faktörlü bir yapı sunmuştur. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda uyum indeksleri kabul edilir düzeyde olduğu belirlenmiştir. Psikolojik İyi Oluş Ölçekleri ve İhtiyaç Doyumu Ölçeği benzer ölçek geçerliği analizi için kullanılmıştır. Psikolojik İyi Oluş ile Psikolojik İyi Oluş Ölçekleri ve İhtiyaç Doyumu Ölçeği arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Psikolojik iyi oluş ölçeğinin güvenilirlik Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0.80’dir. Ölçeğin test- tekrar test güvenirliği ise 0.86 ve ölçeğin maddeleri yeterli düzeyde ayırt edici özelliğe sahip olduğu saptanmıştır (Telef, 2013). Bu araştırmada Psikolojik İyi Oluş ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlık kat sayısı .78 olarak hesaplanmıştır.
Yaşam Doyumu Ölçeği Yaşam Doyumu Ölçeği Diener ve ark. (1985) tarafından öznel iyi oluşun bilişsel ve yargısal boyutu olan yaşam doyumunu değerlendirmek adına geliştirilmiştir. Dağlı ve Baysal (2016) tarafından Türkçe’ye uyarlanıp geçerlik ve güvenirliği tespit edilmiştir. Ölçeğin özgün formu tek boyutlu, 5 madde ve likert tipinde 7’li derecelendirmeden oluşan bir ölçektir. Bu ölçekte ters madde bulunmamaktadır. Her bir madde 1 (Kesinlikle Katılmıyorum) ve 7 (Tamamen Katılıyorum) arasında derecelendirilmiş cevaplama sistemine sahiptir. Dağlı ve Baysal (2016) ölçeğin Türkçe’ye uyarlama çalışmasında, 7’li likert tipindeki bu ölçeği öğretmenlere uyguladıklarında, katılımcılar seçeneklerin birbirine çok yakın buldukları nedeniyle ölçeğin 7’li likert tipi derecelendirme sistemini Türk kültürüne uygun olmadığını öne sürdüler. Dolayısıyla Türk kültürüne uygun olacak şekilde 5’li likert tipi cevaplama sistemine değiştirilmiştir. Bu 5’li basamaklı cevap sistemi tekrar Türkçe’ye uyarlanmıştır. Bu sistemde ölçekteki ifadeler 1 (Hiç katılmıyorum) ve 5 (Tamamen katılıyorum) arasında puanlanmıştır (Dağlı ve Baysal, 2019). Ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlık kat sayısı .88 ve test- tekrar test güvenirliği ise .97 olarak saptanmıştır. Bu araştırmada Yaşam Doyumu ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlık kat sayısı .84 olarak hesaplanmıştır.
Verilerin Toplanması ve Analizi Veriler, 2019-2020 eğitim- öğretim yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, eğitim fakültesine devam etmekte olan öğrencilerden, araştırmacıların kendisi tarafından toplanmıştır. Ölçekler, Etik kurul izni ve araştırma izni alındıktan sonra öğrencilere uygun olan saatte ve derste; dersin öğretim üyesinin de izni alınarak toplu olarak gönüllü olan öğrencilere uygulanmıştır. Ölçekler uygulanmadan önce Gönüllü Katılım Formu öğrencilere dağıtılmıştır. Ölçeğin uygulaması sırasında öğrencilere ölçekler hakkında bilgi verilmiştir. Uygulama yaklaşık 20-25 dakika sürmüştür.
Verilerin çözümlenmeye hazırlanması adına Bilişsel esneklik ölçeğine ait ters maddeleri SPSS programında tanımlanmış ve terslemesine puanlanmıştır. Verilerin normal dağılım gösterip göstermediğine ilişkin Kolmogorov-Smirnov normallik katsayıları, çarpıklık-basıklık değerleri ve histogramlar esas alınmıştır. Normallik katsayıları incelendiğinde, söz konusu değerlerin anlamlı çıkması verilerin normal dağılmadığını belirtmesine rağmen çarpıklık-basıklık puanlarının ±1.0 değerleri arasında olduğu tespit edilmiştir. Basıklık ve çarpıklık değerlerinin -2 ve +2 aralığında olduğunda normallik sağlandığı belirtilmiştir (George ve Mallery, 2019; Hair ve ark., 2013; Tabachnick ve Fidell, 2009). Bu şekilde verilerin normal dağıldığına kanaat getirilmiştir. Değişkenler arası ilişkileri saptamak amacıyla ve korelasyon yetersizliği sorunlarının olup olmadığını belirlemek adına korelasyon analizi yapılmıştır ve veriler analiz aşamasına girmeden önce gereken ön koşullar yerine getirilmiştir. Tüm değişkenlerin normallik testi Tablo 2’de sunulmuştur.
Tablo 2. Normal Dağılım ile İlgili Analizler Değişkenler Çarpıklık Basıklık Bilişsel Esneklik -0,19 0,48 Alternatifler -0,17 0,51 Kontrol -0,24 0,67 Psikolojik İyi Oluş -0,68 0,75 Yaşam Doyumu -0,13 0,76 Tablo 2 incelendiğinde, çarpıklık-basıklık değerlerin -1 ile +1 arasında olduğu tespit edilmiştir. Bu puanları baz alarak verilerin normal dağılım sağladığına karar verilmiştir. Daha sonra dağılımın normallik durumuna göre; Pearson Çarpım Moment Korelasyon Katsayısı Testi, Bağımsız grup t-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Kruskal Wallis H testi kullanılarak veriler çözümlenmiştir. Analizlerden elde edilen sonuçların yorumlanmasında 0,05 anlamlılık düzeyi ölçüt alınmıştır. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumlarını yordama gücüne sahip olup olmadığını incelemek adına iki farklı basit regresyon analizi yürütülmüştür. Tabachnick ve Fidell (2001), regresyon analizi için ön koşul olarak bağımlı ve bağımsız değişkenlerin arasında doğrusal ilişkinin gerekliliğini açıklar. Değişkenlerin ilişkileri korelasyon analizi ile incelenmiştir.
Etik Kurul İzin Bilgileri Araştırmanın Etik Kurulu izni alınmıştır. Katılımcılara Gönüllü Katılım Formu sunulmuştur ve gönüllü olan öğrencilerden veriler toplanmıştır. Bu araştırma, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulunun 08/05/2019 tarihli 2019/09/04 sayılı kararı ile alınan izinle yürütülmüştür.
BULGULAR ve YORUM Bu kısımda araştırmanın temel amacı ve alt amaçlarıyla ilgili bulgulara yer verilmiştir. Araştırmanın temel amacı üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumlarını yordayıp yordamadığı şeklinde belirlenmiştir. Alt amaçlar ise bilişsel esneklik, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu değişkenlerinin öğrencilerin demografik bilgilerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı şeklinde sunulmuştur. Değişkenlere ait betimsel istatistikler Tablo 3’te açıklanmıştır.
Tablo 3. Bilişsel Esneklik Psikolojik İyi oluş ve Yaşam Doyumu Ölçekleri ve Alt Boyutlarına Ait Betimsel Analiz Sonuçları Değişkenler n X ss En az En çok Bilişsel Esneklik 328 3,84 0,48 2,45 5 Alternatifler 328 4,06 0,51 2,62 5 Kontrol 328 3,44 0,67 1,29 5 Psikolojik İyi Oluş 328 5,42 0,75 3,25 7 Yaşam Doyumu 328 3,14 0,76 1 5 Tablo 3’e göre, alternatifler (X̄= 4.06) ve kontrol (X̄= 3.44) boyutlarına ait ortalama puanları kıyaslandığında alternatifler boyutun ortalama puanının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Görüldüğü üzere, yaşam doyumu (X̄= 3.14) değişkeninden alınan ortalama puanın diğer değişkenlere göre düşük olduğu saptanmıştır. Bunun yanında, araştırma katılımcılarının psikolojik iyi oluş ortalama puanı (X̄= 5.42) bilişsel esneklik (X̄= 3.84) ve yaşam doyumu ortalama puanlarına göre daha yüksek olduğu görülmektedir.
Birinci Temel Amaca İlişkin Bulgular ve Yorumlar Bu Araştırmanın ilk ana amacı, üniversite öğrencilerin psikolojik iyi oluşlarını, bilişsel esneklik düzeylerinin yordayıp yordamadığını incelemektir. Buna göre, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri; onların psikolojik iyi oluşlarını yordayıp yordamadığını analiz etmek amacıyla basit regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 5’te sunulmuştur. Basit regresyon analizinden önce ön koşulunu sağlayıp sağlanmadığını test etmek için değişkenler arasındaki korelasyon analizi yapılmıştır. Yapılan araştırmada, araştırma grubunun bilişsel esneklik, alternatifler, kontrol, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu ölçeklerinden almış oldukları ortalama puanları arasındaki korelasyon incelenmiş ve sonuçları Tablo 4’te verilmiştir.
Tablo 4. Değişkenler Arasında Korelasyon Analiz Sonuçlar Değişkenler Bilişsel Esneklik Alternatifler Kontrol Psikolojik İyi Oluş Yaşam Doyumu Bilişsel Esneklik 1 Alternatifler 0,89** 1 Kontrol 0,77** 0,41** 1 Psikolojik İyi Oluş 0,39** 0,33** 0,33** 1 Yaşam Doyumu 0,35** 0,30** 0,29** 0,64** 1 Not. ** Korelasyon 0,01 düzeyinde anlamlıdır (2 yönlü).
Tablo 4’te yapılan Pearson Çarpım Moment Korelasyon Katsayısı analizi sonuçlarına bakıldığında bütün değişkenler arasında anlamlı ve pozitif yönde ilişkinin olduğu bulunmuştur. Buna göre, üniversite öğrencilerinin bilişsel esnekliği ve alternatifler boyutu (r=0,89, p<.01) ve kontrol boyut ile (r=0,77, p<.01) pozitif yönde yüksek ve anlamlı düzeyde ilişkisinin olduğu elde edilmiştir. Bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş (r=0,39, p<.01) ve yaşam doyumu ile (r=0,35, p<.01) arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Aynı şekilde psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu (r=0,61, p<.01); alternatifler ve kontrol değişkenleri arasında (r=0,41, p<.01) pozitif yönde orta düzeyde anlamlı ilişkinin olduğu görülmektedir. Alternatifler boyutu ve psikolojik iyi oluş (r= 0,33, p<.01) ve yaşam doyumu ile (r=0,30, p<.01) arasında; kontrol boyutu ve psikolojik iyi oluş (r= 0,33, p<.01) arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır. Kontrol boyutu ve yaşam doyumu (r= 0,29, p<.01) arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı ilişki mevcuttur. Bu sonuçlara göre, basit regresyon testi için gerekli doğrusal bir ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür.
Tablo 5. Bilişsel Esnekliğin Psikolojik İyi Oluşu Yordamasına İlişkin Basit Regresyon Analiz Sonuçları Bağımsız Değişken Bağımlı Değişken DurbinWatson 𝑹 𝟐 𝜷 t p F (Sabit) 3,04 9,93 .00 Bilişsel Esneklik Psikolojik İyi Oluş 1,86 0,15 0,61 7,82 .00 61,28
Tablo 5’te görüldüğü üzere, Psikolojik iyi oluş değişkeninin regresyon analizine ait Durbin-Watson katsayısı 1,86’dir. Bu değer kabul edilebilir düzeylerdedir. Elde edilen sonuçlara göre üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların psikolojik iyi oluşlarına ait varyansın %15,8’ini açıkladığı görülmüştür ve bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş arasında (β=0,61; t=7,82, p<0,05) anlamlı düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki görülmektedir. Bu iki değişkene ait korelasyon analizi sonuçlarına bakıldığında iki değişkenin arasında (r=0,39, p<0,05) orta düzeyde pozitif yönde ilişki olduğu elde edilmiştir.
Bilişsel esnekliğin üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluşlarına etkisinin hangi alt ölçeklerde yoğunlaştığını belirlemek adına aşamalı (stepwise) regresyon analizi yapılmıştır. Aşamalı regresyon analizinde bağımlı değişkenle en yüksek korelasyona sahip bağımsız değişken modele ilk sırada alınmaktadır. Ayrıca, Tablo 4’te de görüldüğü gibi psikolojik iyi oluş (r= 0,33; p<0,05) ile en yüksek korelasyon alternatifler arasındadır. Sonuçlar Tablo 6’da sunulmuştur.
Tablo 6. Psikolojik İyi Oluş Yordayıcılarına İlişkin Aşamalı Regresyon Analizi Sonuçları Model Yordayıcılar R 𝑹 𝟐 D.R2 S.H. B 𝜷 t p 1 (Sabit) Alternatifler 0,33 0,11 0,11 2,50 0,61 27,29 3,95 0,33 10,91 6,48 .00 .00 2 (Sabit) Alternatifler Kontrol 0,40 0,16 0,15 2,51 0,65 0,49 24,77 2,81 2,08 0,24 0,23 9,86 4,29 4,20 .00 .00 .00
Tablo 6’da görüldüğü üzere birinci modelde alternatifler regresyon eşitliğine girilmiş ve psikolojik iyi oluştaki varyansın %11,4’ü alternatifler değişkenince açıklandığı görülmüştür (R=0,33, 𝑅2=0,11). Diğer bir ifade ile psikolojik iyi oluş değişkenin en güçlü yordayıcısı alternatifler değişkeni olarak belirlenmiştir. Beta değerinin pozitif olması, alternatifler ile psikolojik iyi oluş arasında doğrusal bir ilişki olduğunu; alternatifler düzeyi yükseldikçe psikolojik iyi oluş düzeyinin arttığını göstermektedir. İkinci regresyon modelinde alternatifler alt ölçeğinden sonra kontrol alt ölçeği değişkeni modele eklenmiş ve bu değişkenin modele eklenmesi ile psikolojik iyi oluş puanında açıklanan varyans %11,4’ten %16’ya çıkmıştır (R=0,40, 𝑅2=0,16). Bu durum kontrol değişkeninin açıklanan varyansa yaklaşık %4,6’lık bir katkısı olduğu belirtilmiştir.
İkinci Temel Amaca İlişkin Bulgular ve Yorumlar Araştırmanın ikinci ana amacı; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların yaşam doyumlarını yordayıp yordamadığını belirtmektedir. Buna göre, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin; onların yaşam doyumlarını yordayıp yordamadığını analiz etmek amacıyla basit regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 7’de sunulmuştur.
Tablo 7. Bilişsel Esnekliğin Yaşam Doyumu Yordamasına İlişkin Basit Regresyon Analiz Sonuçları Bağımsız Değişken Bağımlı Değişken DurbinWatson 𝑹 𝟐 𝜷 t p F (Sabit) 0,98 3,10 .00 Bilişsel Esneklik Yaşam Doyumu 1,96 0,12 0,56 6,85 .00 47,03
Tablo 7’de görüldüğü üzere, yaşam doyumu değişkenine ait Durbin-Watson değeri 1,96’dir. Bu değer kabul edilebilir düzeylerdedir. Regresyon analiz sonuçlarına göre üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların yaşam doyumlarına ait varyansın %12,6’ını açıklamaktadır. Bilişsel esneklik ve yaşam doyumu arasında (β= 0,56; t=6,85, p<0,05) anlamlı düzeyde ve pozitif yönde ilişki saptanmıştır ve bu iki değişkenin arasındaki korelasyon analizi sonucuna göre bilişsel esneklik ve yaşam doyumu arasında orta düzeyde (r=0,35, p<0,05) anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bilişsel esnekliğin üniversite öğrencilerinin yaşam doyumlarına etkisinin hangi alt boyutlarda yoğunlaştığını belirlemek adına aşamalı (stepwise) regresyon analizi yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 8’de sunulmuştur.
Tablo 8. Yaşam Doyumu Yordayıcılarına İlişkin Aşamalı Regresyon Analizi Sonuçları Model Yordayıcılar R 𝑹 𝟐 D.R2 S.H. B 𝜷 t p 1 (Sabit) Alternatifler 0,30 0,09 0,09 0,32 0,07 1,30 0,45 0,30 4,06 5,76 .00 .00 2 (Sabit) Alternatifler Kontrol 0,35 0,12 0,12 0,32 0,08 0,06 1,02 0,32 0,23 0,21 0,20 3,15 3,84 3,58 .00 .00 .00
Tablo 8’de görüldüğü üzere birinci modelde alternatifler regresyon eşitliğine girilmiş ve yaşam doyumdaki varyansın %9,2’si alternatifler değişkenince açıklandığı görülmüştür (R=0,30, 𝑅2=0,09). Diğer bir ifade ile yaşam doyumu değişkenin en güçlü yordayıcısı alternatifler değişkeni olarak belirlenmiştir. Beta değerinin pozitif olması, alternatifler ile yaşam doyumu arasında doğrusal bir ilişki olduğunu; alternatifler düzeyi yükseldikçe yaşam doyumu düzeyinin arttığını göstermektedir. İkinci regresyon modelinde alternatifler alt ölçeğinden sonra kontrol alt ölçeği değişkeni modele eklenmiştir ve bu değişkenin modele eklenmesi ile psikolojik iyi oluş puanında açıklanan varyans %9,2’den %12,7’ya çıkmıştır (R=0,35, 𝑅2=0,12). Bu durum kontrol değişkeninin açıklanan varyansa yaklaşık %3,5’lik bir katkısı olduğu belirtilmiştir.
Alt Amaçlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeylerinin cinsiyet açısından farklılaşması incelenmiştir ve sonuçlar Tablo 9’de sunulmuştur.
Tablo 9. Üniversite Öğrencilerin Cinsiyetleri Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait T-testi Sonuçları Değişkenler Cinsiyet n X ss t p Bilişsel Esneklik Kadın Erkek 236 92 3,81 3,92 0,47 0,50 -1,75 .31 Alternatifler Kadın Erkek 236 92 4,05 4,09 0,51 0,50 -0,69 .52 Kontrol Kadın Erkek 236 92 3,38 3,60 0,64 0,74 -2,60 .04 Psikolojik İyi Oluş Kadın Erkek 236 92 5,48 5,27 0,71 0,80 2,24 .30 Yaşam Doyumu Kadın Erkek 236 92 3,18 3,04 0,73 0,81 1,51 .53
Tablo 9’da görüldüğü üzere, üniversite öğrencilerinin kontrol alt ölçeğinin puan ortalamaları onların cinsiyetlerine göre farklılaşmaktadır (t=-2,60, p<0,05). Erkek öğrencilerin puan ortalamaları (X̄= 3,60, S= 0,74) kız öğrencilerinin puan ortalamasından (X̄= 3,38, S= 0,64) daha yüksek bulunmuştur. Öğrencilerin bilişsel esneklik ve alternatifler alt boyutu, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu puan ortalamaları cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığı görülmektedir. Üniversite öğrencilerin yaşları ve bilişsel esneklik, alternatifler, kontrol, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını ANOVA test yöntemi ile araştırılmıştır. Sonuçlar Tablo 10’da verilmiştir.
Tablo 10. Üniversite Öğrencilerin Yaş Grupları Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait ANOVA Analizi Sonuçları Değişkenler Yaş n X ss F p Bilişsel Esneklik 18 ve 19 20 21 22 23, 24 ve üstü 25 78 89 75 61 3,78 3,88 3,75 3,85 3,96 0,11 0,05 0,04 0,04 0,06 1,88 .11 Alternatifler 18 ve 19 20 21 22 23, 24 ve üstü 25 78 89 75 61 3,94 4,09 3,98 4,08 4,16 0,12 0,06 0,04 0,04 0,07 1,61 .21 Kontrol 18 ve 19 20 21 22 23, 24 ve üstü 25 78 89 75 61 3,49 3,48 3,33 3,42 3,57 0,13 0,07 0,07 0,07 0,09 1,34 .25 Psikolojik İyi Oluş 18 ve 19 20 21 22 23, 24 ve üstü 25 78 89 75 61 5,48 5,53 5,18 5,49 5,52 0,16 0,07 0,07 0,09 0,10 3,25 .01 Yaşam Doyumu 18 ve 19 20 21 22 23, 24 ve üstü 25 78 89 75 61 3,16 3,23 2,98 3,20 3,19 0,16 0,08 0,07 0,07 0,11 1,48 .20
Tablo 10’da tek yönlü ANOVA analiz sonuçlarına bakıldığında, psikolojik iyi oluş ölçeğinin ortalama puanı ve yaş grupları arasında manidar fark vardır (F=3,25, p<0,05 Sig. = 0,01). Bilişsel esneklik, bilişsel esneklik ölçeğinin alt boyutları ve yaşam doyumu düzeylerinin yaş gruplarına göre anlamlı farklılık göstermediği görülmüştür. Psikolojik iyi oluş için ortaya çıkan anlamlı düzeydeki bu farkın kaynağını incelemek adına hangi post-hoc çoklu karşılaştırma tekniğinin kullanılacağına karar vermek için öncelikle Levene’s testi ile grup dağılımlarının varyanslarının homojen olup olmadığı incelenmiştir; varyansların homojen olduğu saptanmıştır (LF=1,15, p>0,05). Psikolojik iyi oluş için ortaya çıkan anlamlı düzeydeki bu farkın kaynağını incelemek amacıyla yapılan Post-Hoc (Bonferroni) testi sonuçlarına göre; 20 yaş grup ile 21 yaş grubun arasında anlamlı bir fark saptanmıştır. Buna göre; 20 yaş grubunun ortalaması (X̄= 5,53, S= 0,07) 21 yaş grubunun ortalamasından (X̄= 5,18, S= 0,07) daha büyüktür. Başka bir deyişle 20 yaşa sahip öğrencilerin psikolojik iyi oluş düzeyleri diğer yaş gruplarına göre daha yüksektir. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik, bilişsel esneklik ölçeğinin alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu puan ortalamaları anne ve baba eğitim düzeylerine ait tek yönlü ANOVA testi sonuçları, sırayla Tablo 13 ve Tablo 11’de yer almaktadır.
Tablo 11. Üniversite Öğrencilerin Anne Eğitim Düzeyi Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait ANOVA Analizi Sonuçları Değişkenler Anne Eğitim n X ss F p Bilişsel Esneklik Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 3,85 3,81 3,86 0,47 0,54 0,39 0,21 0,81 Alternatifler Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 4,06 4,03 4,09 0,51 0,54 0,43 0,15 0,86 Kontrol Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 3,46 3,40 3,42 0,67 0,67 0,72 0,25 0,77 Psikolojik İyi Oluş Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 5,44 5,38 5,34 0,72 0,81 0,81 0,28 0,75 Yaşam Doyumu Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 230 70 28 3,13 3,20 3,11 0,76 0,73 0,84 0,25 0,77
Tablo 11’de tek yönlü ANOVA testi sonuçlarına göre; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik, bilişsel esneklik ölçeğinin alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu puan ortalamalarının anne eğitim durumlarına göre farklılaşmadığı saptanmıştır.
Tablo 12. Üniversite Öğrencilerin Baba Eğitim Düzeyi Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait ANOVA Analizi Sonuçları Değişkenler Baba Eğitim n X ss F p Bilişsel Esneklik Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 3,89 3,76 3,87 0,47 0,51 0,44 2,50 0,08 Alternatifler Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 4,11 3,94 4,12 0,51 0,53 0,45 3,99 0,01 Kontrol Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 3,48 3,41 3,41 0,68 0,69 0,64 0,41 0,65 Psikolojik İyi Oluş Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 5,44 5,43 5,35 0,72 0,78 0,75 0,40 0,66 Yaşam Doyumu Ortaokul mezunu ve altı Lise mezunu Üniversite mezunu 155 104 69 3,08 3,17 3,24 0,76 0,74 0,78 1,21 0,29
Tablo 12’de görüldüğü üzere, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik, kontrol alt ölçeği, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumları onların baba eğitim durumuna göre farklılaşmamaktadır. Öğrencilerin alternatifler alt ölçeği puan ortalamaları baba eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır (F= 3,99, p0,05). Anlamlılığın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için yapılan Post-Hoc (LSD) testi sonuçlarına göre; babası lise mezunu (X̄= 3,94, S= 0,53) olan grup ile ortaokul mezunu ve altı (X̄= 4,11, S= 0,51) olan grup arasında, ortaokul mezunu ve altı eğitim durumuna sahip olanlar lehine; lise mezunu (X̄= 3,94, S= 0,53) olan grup ile üniversite mezunu (X̄= 4,12, S= 0,45) olan grup arasında, üniversite mezunu olan grup lehine farklılaştığı görülmektedir. Ortalamalar dikkate alındığında; baba eğitim durumu üniversite mezunu olan üniversite öğrencilerinin alternatifler alt ölçeği düzeyleri daha yüksektir. Üniversite öğrencilerinin diğer demografik bilgilerinden olan halihazırda yaşadıkları yere göre, bilişsel esneklik ölçeğin ve alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumlarının farklılaşmasına ait ANOVA testine ait sonuçlar Tablo 13’te sunulmuştur.
Tablo 13. Üniversite Öğrencilerin Yaşadıkları Yer Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait ANOVA Analizi Sonuçları Değişkenler Yaşadıkları Yer n X ss F p Bilişsel Esneklik Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 3,87 3,81 3,95 3,72 0,45 0,49 0,54 0,41 1,15 .32 Alternatifler Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 4,08 4,04 4,09 4,06 0,47 0,54 0,53 0,44 0,16 .92 Kontrol Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 3,50 3,38 3,68 3,09 0,68 0,65 0,71 0,55 3,06 .02 Psikolojik İyi Oluş Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 5,44 5,36 5,54 5,47 0,74 0,78 0,71 0,45 0,54 .65 Yaşam Doyumu Ev Yurt Ailemle birlikte Diğer 142 146 27 13 3,08 3,16 3,35 3,18 0,79 0,73 0,81 0,52 1,03 .37
Tablo 13’te görüldüğü üzere, öğrencilerin kontrol alt ölçeğinin puan ortalamaları yaşadıkları yere göre farklılaşmaktadır (F= 3,06, p0,05). Anlamlılığın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için yapılan Post-Hoc (LSD) testi sonuçlarına göre; evde yaşayan (X̄= 3,50, S= 0,68) grup ile diğer (X̄= 3,09, S= 0,55) seçeneğini seçen grup arasında, evde yaşayanlar lehine; yurtta kalanlar (X̄= 3,38, S= 0,65) ile aileyle beraber (X̄= 3,68, S= 0,71) yaşayanlar grubu arasında, aileyle birlikte yaşayanlar grubun lehine; aileyle birlikte yaşayan (X̄= 3,68, S= 0,71) grup ile diğer (X̄= 3,09, S= 0,55) seçeneğini seçen grup arasında, aileyle birlikte yaşayanlar lehine farklılaştığı görülmektedir. Ortalamalar dikkate alındığında; aile ile beraber yaşayan üniversite öğrencilerinin kontrol düzeyleri daha yüksektir. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu puanlarının ortalaması onların psikolojik destek alıp almamalarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı t-testi ile araştırılmıştır ve Tablo 14’de sunulmuştur.
Tablo 14. Üniversite Öğrencilerin Psikolojik Bir Destek Alıp Almama Açısından Bilişsel Esneklik, Alternatifler, Kontrol, Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumu Düzeylerine Ait T-testi Sonuçları Değişkenler Destek n X ss t p Bilişsel Esneklik Evet Hayır 80 247 3,82 3,85 0,52 0,46 -0,48 .17 Alternatifler Evet Hayır 80 247 4,07 4,06 0,58 0,48 0,10 .02 Kontrol Evet Hayır 80 247 3,37 3,47 0,68 0,67 -1,13 .95 Psikolojik İyi Oluş Evet Hayır 80 247 5,38 5,43 0,79 0,73 -0,51 .55 Yaşam Doyumu Evet Hayır 80 247 3,05 3,17 0,85 0,73 -1,22 .07 Tablo 14’de görüldüğü gibi, t-testi analiz sonuçlarına göre; alternatifler alt ölçeğin ortalama puanları öğrencilerin psikolojik destek alıp almama durumuna göre farklılaşmaktadır (t= 0,10, p<0,05). Buna göre psikolojik destek alan öğrencilerin ortalama puanları (X̄= 4,07, S= 0,58) destek alamayan öğrencilerin ortalama puanlarından daha yüksektir. Bilişsel esneklik, kontrol alt ölçeği, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyleri öğrencilerin psikolojik destek alıp almama durumuna göre farklılık göstermemektedir.
SONUÇ, TARTIŞMA ve ÖNERİLER
Araştırmada üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların psikolojik iyi oluşlarını pozitif ve anlamlı yönde yordamaktadır. Literatüre bakıldığında, bu bulgular desteklenmektedir; Malkoç ve Mutlu (2019), üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların psikolojik iyi oluşlarını yordadığını tespit etmiştir. Ayrıca çalışmada üniversite öğrencilerin bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluşları arasında istatistiksel olarak anlamlı, orta düzeyde pozitif yönde ilişki elde edilmiştir. Bu bulgular bazı çalışmaların sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir (Fu ve Chow, 2016). Basut’un (2020) yaptığı bir araştırmada, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasında düşük düzeyde negatif yönde ilişkinin olduğunu tespit edilmiştir. Bilişsel esneklik; uyum sağlayabilme, esnek bir şekilde düşünebilme ve zor koşullarda alternatif çözümler üretebilme becerisi olarak tanımlanabilir (Martin ve Rubin, 1995). Bilişsel esnekliği yüksek bireylerin özelliklerini Sapmaz ve Doğan (2013, s. 158): “Özerk bir şekilde karar alabilen, olaylara farklı açılardan bakabilen, iyimser ve içten denetimli” bireyler olarak belirtmekteler. Bireyin zor koşullarda, katılıktan uzak olması, alternatif çözümler üretebilmesi, beklenmedik durumları kontrol altında tutabilmesi ve durumları farklı açıdan değerlendirebilmesi psikolojik iyi oluşunu olumlu yönde etkilediği sonucuna varılabilir.
Elde edilen sonuçlara göre bilişsel esneklik ölçeğinin alt boyutlarından alternatifler alt ölçeği, üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluşlarını yordamada daha etkili olduğu belirlenmiştir. Esnek bilişler, psikolojik iyi oluş açısından önem kazanırken aksi durumdaki düşünce yapısı olumsuz karşılanmaktadır ve bu sebeple bireyin psikolojik açıdan sağlıklı olması ve daha doyum sağlayan bir yaşam ve ilişkilere sahip olması için daha esnek ve katı olamayan düşüncelere sahip olması gerekmektedir (Fredrickson, 1998). Buna bağlı olarak, katı bilişe sahip olmayan bir birey alışık olduğu tepkiler ve davranışlar yerine duruma bağlı olarak daha esnek davranışlar sergileyebilmektedir; tek yönlü düşünmek yerine durumlara farklı açıdan bakarak diğer alternatif yolları da görebilmektedir. Başka bir deyişle, potansiyelini ve yeteneklerini daha değişik alanlarda ve farklı şekillerde gerçekleştire bilmektedir. Bu da bireyin psikolojik iyi oluşunu sağlamada büyük bir katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Başka bir ifadeyle, bilişsel esneklik düzeyi yüksek olan bir birey farklı alternatifleri deneyerek potansiyelini işlevselleştirip özerkliğini geliştirmektedir, insan davranışlarına yönelik alternatif açıklamalar bularak ilişkilerinin de kalitesini artırmaktadır. Alternatifler alt ölçeğinin psikolojik iyi oluşu yordamada daha güçlü alt boyut çıkma sonucu bu şekilde yorumlanabilir.
Araştırmanın bulgularına göre üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri onların yaşam doyumunu pozitif ve anlamlı yönde yordamaktadır. Literatürde bu bulguları destekleyen çalışmalar (Çikrıkci, 2018; Yelpaze ve Yakar, 2020) bulunmaktadır. Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve yaşam doyumu düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı, orta düzeyde pozitif yönde ilişki saptanmıştır. İlgili literatür incelendiğinde bu bulguları destekleyen çalışmalara rastlanmıştır. Küçüker (2016) ve Odacı ve Çirikçi (2018), üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklikleri ve yaşam doyumu düzeyleri arasında anlamlı, düşük düzeyde pozitif yönde ilişkinin olduğu sonucuna varmışlardır. Martin ve Rubin (1995) daha yüksek bilişsel esnekliğe sahip bireylerin daha yetkin olma eğiliminde olduklarını ve herhangi bir durumda, nasıl davranacakları konusunda bir seçenekleri olduğunu açıklar. Metzl (2009), yaşanan travma sonrası yaşam doyumunu artırmak için bilişsel esnekliğin önemine vurgu yapmaktadır. Bilişsel esnekliği yüksek olan bireylerin, daha derinlemesine düşünebilme, yaşam belirsizliğine daha iyi tahammül edebilme becerisine sahiplerdir. Böylelikle, daha fazla seçenek veya yol üreterek karşılaşan zorluklarla etkili bir şekilde başa çıkabilmelerini ve hayattan arzu ettikleri kazanımları elde etmelerini sağlar. Başka bir deyişle; bireyin bilişsel esneklik düzeyi arttıkça, yaşam doyumu ile ilgili daha olumlu ve iyimser bir şekilde değerlendirme yapmaktadır. Daha önce açıklanan yaşam doyumuyla ilişkin literatür dikkate alındığında, bu araştırmada elde edilen bilişsel esneklik ile yaşam doyumu arasındaki pozitif ilişki beklenen bir sonuçtur.
Bilişsel esneklik ölçeğinin alternatifler alt ölçeği, üniversite öğrencilerinin yaşam doyumlarını yordamada daha etkili olduğu belirlenmiştir. İlgili alanyazındaki çalışmaların sonuçları bu bulguları desteklemektedir (Çikrıkci, 2018). Buna göre; alternatifler alt ölçeği düzeyi yüksek olan bireylerin, yaşamdan elde ettikleri doyum daha olumlu ve tatmin edici olduğu belirtilmiştir. Bilişsel esnekliği yüksek olan bir birey; esasında alternatif çözümler üretebilir olduğu ve bu çözümleri uygulamada kendine inandığı söylenmektedir (Sapmaz & Doğan, 2013). Dolasıyla yaşamında karşılaştığı olumsuz olaylarda farklı yöntemler ve alternatif çözümler kullanarak etkili başa çıkabildiği ve bu şekilde yaşamındaki istenmeyen olumsuzlukları ortadan kaldırmada yetkin olduğu anlamına gelmektedir.
Bu çalışmada; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri ve alternatifler alt ölçeği cinsiyete göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Farkın olmaması araştırmanın örnekleminin dağılımından kaynaklı olabilir şeklinde yorumlanabilir; erkek ve kız öğrencilerin örneklemdeki dağılımı dengeli bir şekilde değildir. Ancak kontrol alt ölçeği cinsiyet değişkenine göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Buna göre erkeklerin ortalamaları kadınlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Literatüre baktığımızda, çalışmanın sonuçlarına benzerlik gösteren bulgular mevcuttur. Bu bulgulara göre ölçeğin toplam puanı ve kontrol alt ölçeği erkekler lehine cinsiyete göre farklılaşma göstermiştir (Asıcı ve İkiz, 2015; Sapmaz ve Doğan, 2013). Toplumsal cinsiyet rollerinde erkekler, kızlara göre farklı alternatif yollar denemeye ve çeşitli çözümler bulmaya yönelik yetiştirilirken kızlar daha çok yardım alan ve çözümü erkek tarafından bekleyen olarak yetiştirilmekteler. Ayrıca Erkeklerin toplumsal cinsiyet rolleri beklentisi bağlamında güç gösterebilecekleri kontrol etme durumları, kontrol alt ölçeğinda kızlardan daha yüksek puan almalarına sebep olmuş olabilir. Çalışmada, üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumları cinsiyete göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Bu sonuç Kermen, İlçin-Tosun ve Doğan (2016) ve ParlakBastık’ın (2020) çalışmalarıyla paraleldir. Psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumunun kuramsal açıklamalarında belirtildiği gibi, bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması, yaptıkları aktivitelerde akış yaşamaları, potansiyellerinin farkında olmaları ve işlevsel bir şekilde kullanmaları onların yaşam doyumu ve psikolojik iyi oluşlarını sağlamaktadır. Böylelikle üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu ve psikolojik iyi oluşları cinsiyetten bağımsız bir şekilde sağlanabilir olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla farkın olmaması beklendik bir sonuç şeklinde yorumlanabilir.
Bu çalışmada; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve yaşam doyumu düzeyinin yaşa göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Literatüre bakıldığında bu çalışmanın sonuçları önceki çalışmaların bulgularını desteklemektedir (Asıcı ve İkiz, 2015; Ata, 2019). Katılımcıların yaşları birbirine çok yakın olduğu için bilişsel esneklik düzeyleri farklılaşmamış olabilir. Ayrıca yaşam doyumu düzeyini değerlendirmede yaş faktörünü başka faktörle birlikte ele alınması gerektiği düşünülmektedir. Dolayısıyla, farkın çıkmamasının sebebi ise yaşın tek başına yaşam doyumunun belirleyicisi olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak araştırmada; üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluşları onların yaşlarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. Buna göre; 20 yaş grubundaki öğrencilerin psikolojik iyi oluş puanlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Özkara (2015) tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluşları yaşa göre farklılık gösterdiği; 25-28 yaş grubun psikolojik iyi oluşu 18-20 yaş grubuna göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Literatür incelendiğinde bu sonuçların aksine psikolojik iyi oluşun yaş değişkenine göre farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır (Basut, 2020; Springer ve ark., 2011). Elde edilen sonuçlarda, 20 yaş grubundaki öğrencilerinin psikolojik iyi oluşlarının yüksek çıkmasının sebebi; bu yaştaki öğrencilerin üniversite hayatına daha fazla uyum sağlamış olmaları ve kendilerini gerçekleştirmeye, olumlu ilişkiler kurmaya ve potansiyellerine dair farkındalık kazanmaya daha çok motive oldukları olabilir. Zira genellikle bu yaştaki öğrenci ergenlik dönemini çoktan geride bırakıp yetişkinlik dönemine geçiş yapmıştır ve gerekli uyumu sağlamıştır. Ancak ileri yaş gruplarında farklılaşmamanın sebebi; bu yaş grupların aldıkları derslerin zorluk seviyesinin ileri düzeyde olması, mesleki ve kariyer planlamaların getirdiği kaygıların artması olmuş olabilir.
Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik, alternatifler ve kontrol alt boyutları, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyleri anne eğitim durumuna göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemiştir. Bu bulgular Diril (2011) ve Kömür’ün (2018) elde ettiği sonuçlarla paralellik göstermektedir. Üniversite öğrencileri, üniversitede annelerinden bağımsız bir yaşam sürdürdükleri, üniversite hayatına odaklanmaları ve gelişim dönemi olarak birey olma çabası içinde oldukları için annelerinin eğitim düzeyinde değişkenlerde farklılaşmamanın olmasının sebebi olarak yorumlanabilir. Aynı şekilde, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik ve kontrol alt ölçeği, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyleri baba eğitim durumuna göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemiştir. Diril’in (2011) elde ettiği sonuçlar bu bulgularla benzerlik göstermektedir. Ancak öğrencilerin alternatifler alt ölçeği baba eğitim düzeyine göre, babası üniversite mezunu olan grup lehine farklılaşmıştır. Baba eğitim düzeyi lise mezunu olanların alternatif çözüm üretme düzeyi puanları en düşüktür. Fakat Kömür’un (2018) elde ettiği sonuçlar bu bulgularla çelişmektedir. Buna göre babası okur-yazar değil, ilköğretim, lise ve lisans mezunu olan öğrencilerin alternatifler düzeyleri babası yüksek lisans mezunu olanlardan daha yüksektir. Eğitim, bireylerde farkındalığın artmasına ve bu da farklı bakış açıların kazanılmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla babanın almış olduğu eğitim düzeyine bağlı olarak benimsediği farklı bakış açılar çocukların perspektiflerinin gelişmesine sebep olmuş olabilir. Babası üniversite mezunu olan öğrencilerin alternatifler alt ölçeğinin farklılaşmasının sebebi bu şekilde yorumlanabilir. Basut (2020), üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluşlarının baba eğitim durumuna göre farklılaştığını tespit etmiştir. Buna göre; babası lise ve lisans mezunu olan öğrencilerin psikolojik iyi olma düzeyleri babası ilkokul mezunu olan öğrencilerin psikolojik iyi olma düzeylerinden daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Kırtıl (2009), baba eğitim durumunun yaşam doyumu düzeyinde bir farklılık yaratmadığını belirtmiştir. Fakat üniversite öğrencileri Türk kültüründe yaygın olarak görülen baba ve genç arasındaki ilişkilerindeki otoriter ve daha az yakın ilişki yürütülmesi (Güloğlu, 2018) sebebiyle baba eğitim düzeyi farklılaşmamanın olmasının sebebi olarak yorumlanabilir.
Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin kontrol alt boyutları yaşadıkları yere göre anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. Buna göre; evde yaşayan grup ile diğer seçeneğini seçen grup arasında, evde yaşayanlar lehine; yurtta kalanlar ile aileyle beraber yaşayanlar grubu arasında, aileyle birlikte yaşayanlar lehine; aileyle birlikte yaşayan grup ile diğer seçeneğini seçen grup arasında, aileyle birlikte yaşayanlar lehine kontrol alt boyutlarının farklılaştığı görülmektedir. Ortalamalar dikkate alındığında; aile ile beraber yaşayan üniversite öğrencilerinin kontrol düzeyleri daha yüksektir. Ancak öğrencilerin bilişsel esneklik düzeyleri, alternatifler alt ölçeği, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu, yaşadıkları yere göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır. Literatürde benzer bulgular yer almaktadır (Devran, 2018; Parlak-Bastık, 2020). İlgili alanyazında, bilişsel esnekliğin üniversite öğrencilerin yaşadıkları yere göre farklılaştığını destekleyen çalışmalar bulunmaktadır (Türe ve Sarıçam, 2016). Aile ile birlikte yaşamanın birçok avantajları bulunmaktadır. Üniversite hayatına başlayan bireyler farklı şehirlerde, yurtta veya evde yalnız yaşadıkları zaman çoğunlukla sorunlarla ve değişen hayat koşullarıyla tek başına yüzleşmeleri gerekmektedir. Ancak aile ile beraber yaşayanların avantajı ise karşılaştıkları farklı hayat durumlarını aile ile paylaşabilme ve destek alabilmeleridir. Bu durum öğrencilere; oluşan zor durumları kontrol altında tutabilmelerine ve daha öz güvenli bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olduğu görülebilmektedir. Dolayısıyla araştırmanın sonuçları; ailelerin öğrencilere olumsuz durumlarda destek verdiği ve sonuç olarak bireylerde daha yüksek bir kontrol becerisinin oluştuğu izlemini vermektedir.
Çalışmada; üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik, kontrol, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyum düzeylerinin psikolojik bir destek alıp almamalarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği belirlenmiştir. Araştırma örnekleminin dağılımı bunun sebebi olarak açıklanabilir; destek alan öğrenci sayısının destek almayanlara göre daha fazla olması, örneklemin düzensiz dağılımına neden olmuştur. Ancak üniversite öğrencilerinin alternatifler alt ölçeği düzeyleri psikolojik destek alıp almama durumlarına göre farklılık göstermiştir. Buna göre; psikolojik destek alan öğrencilerin puan ortalamaları destek almayan öğrencilere göre daha yüksektir. Bu bulguların aksine Kömür’ün (2018) araştırmasında bilişsel esneklik, alternatifler ve kontrol alt boyutları üniversite öğrencilerin psikolojik bir destek alıp almamalarına göre farklılık göstermemiştir. Psikolojik destek alan öğrencilerin karşılaştıkları olumsuz durumları kontrol altında tutmaktan ziyade daha çok çözüm ve alternatif yollar arayışında oldukları farkın sebebi olmuş olabilir. Çözüm arayışında olan kişi farklı yollar ve alternatifleri deneyerek esneklik kazandığı ve durumlara daha hızlı adapte olduğu veya hayatındaki olumsuzluklara çözüm bulabildiği düşünülmektedir. Daha önce deneyimledikleri olumlu psikolojik destek, bu bireylerin alternatif yollar bulmalarında ve farklı açılardan problemlerini ele almalarında etkili olduğu düşünülebilir.
Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeyleri ile psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumlarının arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayan bu araştırmadan elde edilen bulgular ışığında aşağıda belirtilen öneriler sunulmuştur. Bu araştırmanın örneklemi üniversite öğrencilerinden oluşmaktadır. İleriki araştırmalarda farklı örneklemler üzerinde bilişsel esneklik, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu arasındaki ilişki incelenebilir. Erkek ve kadın öğrencilerinin yaşam doyumu, bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluşlarının arasındaki ilişkide anne ve baba eğitim düzeyinin rolü incelenebilir. Bilişsel esneklik düzeyinin artırılması, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyinin de gelişmesine sebep olan sonuca dayanarak, üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerine dair farkındalığın geliştirilmesi ve tespit edilen düzeyin artırılması için uygulamalar ve eğitsel çalışmalar önerilmektedir. Öğrencilerin yaşam doyumunu etkileyen faktörlerle psikolojik iyi oluşu geliştiren unsurlarla ve bilişsel esnekliği sağlayan durumlar ile ilgili farkındalıklarını geliştirici psiko-eğitim çalışmalarının geliştirilmesi önerilmektedir. Araştırmanın sonuçlarına dayanarak; bilişsel esneklik gelişimini aile de etkilediğini söylemek mümkündür, dolayısıyla ebeveynler için bilişsel esnekliğe yönelik ve onun gelişimine dair eğitsel çalışmalar ve aktiviteler önerilmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına dayanarak, Covid-19 salgını sürecinde ve sonrasında, bireylerin psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumlarını artırmak amacıyla, bilişsel esneklik becerilerini zenginleştirmeye yönelik farkındalık uygulamalarının ve eğitsel çalışmalarının yapılması önerilmektedir. Üniversite yaşamına uyum sağlamada problem yaşayan ve bu nedenle yaşam doyumu ve psikolojik iyi oluşları düşük olan üniversite öğrencilerinin tespit edilmesi ve onlara yönelik alternatif çözüm üretebilme ve zor durumları kontrol altında tutabilme, yaşam doyumunu etkileyen faktörleri belirleme, öz-farkındalık ve iç-görü kazanmayı ve geliştirmeyi hedefleyen psikolojik danışma ve rehberlik çalışmalarının geliştirilmesi ve uygulanması önerilmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, psikolojik destek alan öğrencilerin alternatif çözümler üretme becerilerinin ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar tarafından psikolojik destek verme alternatiflerinin arttırılması önerilmektedir. Bu araştırma 2019-2020 eğitim-öğretim yılı bahar ve güz dönemlerinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde eğitim gören öğrencilerden toplanan veriler ile sınırlıdır.
Teşekkür ve Yazar Katılım Oranı Yazar Katkısı (Authors' contributions): Bulgular bölümü dışında bütün bölümler Nilüfer Özabacı'nın yönlendirici katkılarıyla Golsa Parvazi tarafından yazılmıştır. Etik Kurul Onayı (Ethics approval): Bu araştırma, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulunun 08/05/2019 tarihli 2019/09/04 sayılı kararı ile alınan izinle yürütülmüştür. Çıkar çatışması (Conflict of interest): Yazarlar çıkar çatışması olmadığını beyan ederiz.
KAYNAKLAR Asıcı, E., & İkiz, F. (2015). Mutluluğa giden bir yol: Bilişsel esneklik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(35), 191-211. Ata, N. (2019). Üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu ve egzersiz algılarının egzersiz davranışlarına göre incelenmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ. Basut, İ. (2020). Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin damgalama ve psikolojik iyi olma açısından incelenmesi (Yayınlamamış yüksek lisans tezi). Çağ Üniversitesi, Mersin. Büyüköztürk, Ş., Çakmak, E. K., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2019). Bilimsel Araştırma Yöntemleri (27. Baskı). Ankara: Pegem Akademi. Cohen, L. (2011). Adaptation, adaptiveness, and creativity (2nd ed.). M. A. Runco, & S. R. Pritzker (Eds.) In Encyclopedia of creativity (Vol. 1-2, s. 9-23). Academic Press/ Elsevier. Crone, E. A., Ridderinkhof, K., Worm, M., Somsen, R., & Molen, M. (2004). Switching between spatial stimulus–response mappings. Developmental Science, 7(4), 443-455. Çikrıkci, Ö. (2018). The predictive roles of cognitive flexibility and error oriented motivation skills. International Journal Of Eurasia Social Sciences, 9(31), 717-727. Dağlı, A., & Baysal, N. (2019). Yaşam doyumu ölçeğinin Türkçe'ye uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 15(59), 1250-1262. doi:10.17755/esosder.75955 Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 13(1), 65-81 80 Dennis, J. P., & Wal, J. V. (2010). The cognitive flexibility inventory: Instrument development and estimates of reliability and validity. Cognitive Therapy and Research, 34(3), 241-253. doi: 10.1007/s10608-009-9276-4 Devran, H. (2018). Süleyman Demirel üniversitesi fakültelerinde eğitim gören öğrencilerinde psikolojik iyi oluş düzeyi ve etkileyen etmenler (Yayınlanmamış tıp uzmanlık tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta. Diener, E. (1984). Subjektif well-being. Psychological Bulletin, 95(3), 542-575. Diener, E. (2000). Subjective well-being: the science of happiness and a proposal for a national index. American Psychologist, 55(1), 34-43. doi:10.1037/0033-2909.95.3.542 Diener, E., Larsen, R., Levine, S., & Emmons, R. (1985). Intensity and frequency: dimensions underlying positive and negative Affect. Journal of Personality and Social Psychology, 48(5), 1253-1265. Diener, E., Wirtz, D., Biswas-Diener, R., Tov, W., Kim-Prieto, C., Choi, D.-w., & Oishi, S. (2009). New measures of well-Being. Social Indicators Research Series, 39(1), 247-266. doi: 10.1007/978-90-481-2354-4 12 Diener, E., Wirtz, D., Tov, W., Kim-Prieto, C., Choi, D.-w., Oishi Æ, S., & Biswas-Diener, R. (2010). New well-being measures: short scales to assess flourishing and positive and negative feelings. Social Indicators Research, 97(2). doi: 10.1007/s11205-009-9493 Diril, A. (2011). Lise örencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin sosyo-demografik değişkenler ve öfke düzeyi ile öfke ifade tarzları arasındaki ilişki açısından incelenmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Çukurova Üniversitesi: Adana. Fraenkel, J. R., Wallen, N. E., & Hyun, H. H. (2012). How to Design and Evaluate Research in Education (9. b.). New York: McGraw-Hil. Fredrickson, B. (1998). What good are positive emotions? Review of general Psychology, 2(3), 300-319. doi:10.1037%2F1089-2680.2.3.300 Frisch, M. B. (2006). Quality of life therapy (Applying a life satisfaction approach to positive psychology and cognitive therapy). Hoboken, NJ: John Wiley & Sons, Inc. Fu, F., & Chow, A. (2016). Traumatic exposure and psychological well-being: the moderating role of cognitive flexibility. Journal of Loss and Trauma, 22(1). doi:10.1080/15325024.2016.1161428 George, D., & Mallery, P. (2019). IBM SPSS Statistics 25 Step By Step: A simple guide and reference (15th ed.). New York: Routledge. Güloğlu, M. F. (2018). Baba otoritesinin yeniden üretimi. Mediterranean Journal of Humanities, 8(1), 165-186. Hair, J., Anderson, R., Ronald L. Tatham, & Black, W. (2009). Multivariate data analysis (7th ed.). New Jersey: Prentice-Hall. Hefferon, K., & Boniwell, I. (2011). Introduction to positive psychology. In Positive psychology; theory, research and applications (s. 1-21). Berkshire: McGraw-Hill Education. İmamoğlu, O., & Yasak-Gültekin, Y. (1993). Önerilen dengelenmiş toplumsal birey modeli ışığında üniversite gençliğinin sorunları: 1982-92 döneminde yayınlanan araştırmalara ilişkin bir değerlendirme, yorum ve öneriler. Türk Psikoloji Dergisi 8(30), 27-41. İmiroğlu, A., Demir, R. & Murat M. (2021). Psikolojik iyi oluşun yordayıcıları olarak bilişsel esneklik, bilinçli farkındalık ve umut. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 20(80), 2037-2057. Kermen, U., İlçin-Tosun, N., & Doğan, U. (2016). Yaşam doyumu ve psikolojik iyi oluşun yordayıcısı olarak sosyal kaygı. Eğitim Kuram ve Uygulama Araştırmaları Dergisi, 2(2), 20-29. Keyes, C. L., Shmotkin, D., & Ryff, C. D. (2002). Optimizing well-being: The emprical encounter of two traditions. Journal of Personality and Social Psychology, 82(6), 1007-1022. doi:10.1037/0022-3514.82.6.1007 Keyes, C. M. (2005). Mental illness and/or mental health? Investigating axioms of the complete state model of health. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 73(3), 539-548. doi:10.1037/0022-006X.73.3.539 Kırtıl, S. (2009). İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile yaşam doyumu düzeylerinin incelenmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir. Koç, N. S. (2018, Şubat). Genç yetişkinlik dönemi ve özellikleri. Güncel psikoloji web sitesi: https://www.guncelpsikoloji.net/gelisim-psikolojisi/genc-yetiskinlik-donemi-ve-ozellikleri-h6582.html adresinden erişilmiştir. Kömür, B. E. (2018). Üniversite öğrencilerinde bilişsel esneklik ile stresle başa çıkma becerileri arasındaki ilişkinin araştırılması (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Üsküdar Üniversitesi, İstanbul. Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik İyi Oluş ve Yaşam Doyumlarının Yordayıcısı Olarak Bilişsel Esnekliğin Rolü 81 Küçüker, D. (2016). Affetme, affetmeme, bilişsel esneklik, Duygu Düzenleme ve Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Pamukkale Üniversitesi, Denizli. Malkoç, A., & Mutlu, A. K. (2019). Mediating the effect of cognitive flexibility in the relationship between psychological wellbeing and self-confidence: a study on Turkish university students. Sciedu Press, 8(6), 278-287. doi:10.5430/ijhe.v8n6p278 Martin, M. M., & Anderson, C. M. (1998). The cognitive flexibility scale: Three validity studies. Communication Reports, 11(1), 1-9. doi: 10.1080/08934219809367680 Martin, M. M., & Rubin, R. B. (1995). A new measure of cognitive flexibility. Psychological Reports, 76(2), 623-626. doi: 10.2466/pr0.1995.76.2.623 Metzl, E. (2009). The role of creative thinking in resilience after hurricane katrina. Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts, 3(2), 112-123. doi:10.1037/a0013479 Odacı, H., & Cikrikci, Ö. (2019). Cognitive flexibility mediates the relationship between Big five personality traits and life satisfaction. Applied research in quality of life, 14(5), 1229-1246. doi:10.1007/s11482-018-9651-y Özgüven, İ. E. (1992). Üniversite öğrencilerinin sorunları ve baş etme yolları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(7), 5-13. Özkara, G. (2015). Mükemmeliyetçilik düzeyleri ile psikolojik iyi olma hali arasındaki ilişki ve problem çözme becerisine etkisi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Üsküdar Üniverstesi, İstanbul. Parlak-Bastık, F. (2020). Öğretmen adaylarının kültürlenme düzeylerinin yaşam doyumuna etkisinin incelenmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep. Ramsay, J. O. (1997). Nonparametric Models: A Functional Approach to Modeling Test Data. In van der Linden, W. J. & Hambleton, R. K. (Ed.), Handbook of Modern Item Response Theory (p. 381-394). New York: Springer. Dünya Sağlık Örgütü. (t. y.). Mental health: strengthening our response. https://www.who.int/news-room/factsheets/detail/mental-health-strengthening-our-response adresinden erişilmiştir. Ryan, R. M., & Deci, E. (2001). On happiness and human potentials: A review of research on hedonic and eudaimonic wellbeing. Annual Review of Psychology, 52(1), 141-166. Sapmaz, F., & Doğan, A. (2013). Bilişsel esnekliğin değerlendirilmesi: bilişsel esneklik envanteri türkçe versiyonunun geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 46(1), 143-161. Springer, K., Pudrovska, T., & Hauser, R. (2011). Does psychological well-being change with age? Longitudinal tests of age variations and further exploration of the multidimensionality of Ryff’s model of psychological well-being. Social Science Research, 40(1), 392-398. doi: 10.1016/j.ssresearch.2010.05.008 Tabachnick, B. G., & Fidell, L. (2011). Using Multivariate Statistics (4th ed.). Needham Heights, MA: Allyn & Bacon. Telef, B. (2013). Psikolojik iyi oluş ölçeği: Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 28(3), 374-384. Türe, H., & Sarıçam, H. (2016). Öğretmen adaylarının bilişsel esneklik düzeyleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi. 1st Eurasian Congress on Positive Psychology. 18(77), s. 165. İstanbul: Anı Yayıncılık. doi:10.13140/RG.2.1.3798.8723 Yelpaze, İ., & Yakar, L. (2020). Özgecilik ve yaşam doyumu arasındaki ilişki: bilişsel esnekliğin aracı rolü. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 49(1), 142-162. doi:10.14812/cufej.628825 Yeşilyaprak, B. (1985). Üniversite gençlerinin psikolojik sorunları. Eğitim ve Bilim, 10(57), 32-37. Dergipark Sakarya Üniversitesi Eğitim Dergisinden alınmıştır.