Tüp bebek korkusu


Çiftler IVF tedavisinden niçin korkarlar?
Tüp bebek tedavisinin kısırlığı tedavide en etkili yöntem olduğu biliniyor olsa da pek çok çift hala bu konuda pek çok endişe ve korkuyu içlerinde taşımaktadır:
Bazı çiftler tüp bebek tedavisi ile oluşan gebeliklerin çok kolay etkilenebilir ve kaybedilebilir olduğu endişesini taşımakta hatta eğitim düzeyi düşük çiftlerde bebeğin 9 ay boyunca tüpün içinde büyüdüğünü düşünenler bile olmaktadır. Oysa tüp bebek uygulamaları ile oluşan bebeklerde yapılan gözlem ve izlemler anomali yada diğer yönlerden doğal yollarla oluşan gebeliklerden farklı olmadığını göstermektedir. Pek çok tüp bebek tedavisi ihtiyacı duyan çift bunun yinede normalden farklı olduğunu düşünmekte adeta tüp bebek yöntemi ile doğan bebeklerin hastalıklı olma olasılığının daha çok olduğunu düşünmektedir. Özellikle tedavi konusunda yönlendirici olabilen yaşlı anne ve babalar çiftleri etkileyerek tedaviye başvuruda gecikmelere neden olmaktadır.
Çiftlerin tüp bebek tedavileri konusunda korktukları bir diğer konuda kullanılan ilaçlarla ilgili endişelerdir. Kullanılan hormon ilaçlarının çeşitli yan etkilere neden olabileceği ve yumurtalıkları kısa zamanda tüketeceği gibi yanlış kanılar çok yaygındır. Oysa bu hormon ilaçlarının kullanımı ile ilgili yapılan çalışmalarda bu korkunun yersiz olduğunu belirgin bir zararlarının olmadığını göstermektedir . Zaten bu hormon ilaçlarının içeriklerindeki hormonlar zaten vücudun yaptığı hormonlar olup tıpatıp aynılarıdır. Sadece tedavide vücudun salgıladığından daha yüksek miktarda hormon enjekte edilmektedir. Hormon kullanımı ile kilo alınacağı endişesi ve yumurtalık kanseri riskinin artacağı konusunda da duyulan korkuların yersiz olduğu gösterilmiştir.
Tüp bebek ile ilgili çiftlerin aslında en anlaşılabilir korkusu eğer tedaviye cevap alınmaz ise sonra ne olacağı endişesidir. Son çare olarak düşünülentüp bebek tedavisine cevap alınamadığında çaresizliğe düşme endişesi çiftlerin zaman zaman bu tedaviye başlama konusunda direnç göstermelerine neden olmaktadır. Oysa aslında bu konuda gösterilecek cesaret sayesinde ‘ ne kadar genç o kadar tedavi şansı yüksek ‘ durumu daha kolay gerçekleşmektedir. Daha kolay ama sonuç getirmeyecek tedaviler yılların kolayca kaybolmasına neden olmaktadır.
Tüp bebek tedavisinin nispeten pahalı bir yöntem olması da başarısızlık durumunda maddi kaygıları da artıracağı için buda çiftlerin bir diğer korkusu olarak ortaya çıkmaktadır . Bu noktada özellikle bazı jinekologların aşılama seçeneğini 3- 4 kereden fazla sürdürmesi daha kısa sürede sonuç bekleyen çiftlerin özkaynaklarının tükenmesine ve sonunda gelinecek noktaya varıldığında artık onu sonuçlandıracak maddi durumun kalmadığını ve başarısızlıktan bıkmış çiftlerin bıkkınlık içerisinde olmasına neden olmaktadır.
Çiftlerin birbirine karşı duydukları sorumluluklarda tüp bebek tedavisinin başlangıcında ciddi korkuların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sonuç alınamaması durumunda evlilik ve ilişkiyi devam ettirmek için neden kalmayacağı; ailelerin de işin içine girmesi ile evliliklerin biteceği korkusunu çiftlere yerleştirmektedir.
Ne olursa olsun şunu unutmamak gerekir: yumurta ve sperm olduğu sürece tüp bebek sayesinde her zaman bir umut vardır ve buna inanmak, tedaviden sonuç almakta en önemli etmendir.