Suda doğum tarihçesi ve tekniği hakkında

Suda doğum tarihçesi ve tekniği hakkında

Hidroterapi yani su ile tedavi uzun yıllardır kas gevşetici ve rahatlatıcı etkileri nedeni ile kullanılan alternatif bir tedavi yaklaşımıdır. Bu etkinin normal doğumlarda da kullanılabileceği fikri de oldukça eskilere dayanır.

Suda doğum ilk kez 1800’lü yılların başında Fransa’da uygulanmış bir yöntemdir. Ancak bu planlı bir doğum değildir. Uzun süre doğum eyleminde kalan ve biraz rahatlamak için sıcak su dolu bir küvete giren bir kadının doğumu bu esnada gerçekleşmiş ve bu tesadüf sonucu suda doğum yapan ilk kadın olarak tarihe geçmiştir.

1960′lı yıllara kadar suda doğum ile ilgili herhangi bir gelişme yaşanmazken bu tarihlerde ilk kez eski Sovyetler Birliği’nde Igor Charkovshy bu konuda denemelere başlamıştır. Onu 1978-1985 yılları arasında Fransa’da yaşayan Dr. Michel Odent izlemiş ve su altında pek çok doğumun gerçekleşmesinde yardımcı olmuştur.
Suda doğum ilk zamanlarda yalnızca doğum eyleminin erken evrelerinde kadının sancı çektiği dönemde uygulanmış. Anne adayı doğuma hazır hale geldiğinde sudan çıkarılarak yine doğumhanede doğumu gerçekleştirilmiş. Günümüzde suda doğumun geldiği son nokta bu doğum şekline uygun anne adaylarının özel küvetlere alınarak doğum sancılarının da bebeğin doğumunun da bu küvet içinde gerçekleştirilmesi şeklindedir. Bebek doğduktan sonra yavaş yavaş su yüzeyine çıkmakta ve ilk nefesini almaktadır.

SUDA DOĞUMUN TEKNİĞİ

İsminden de anlaşılabileceği gibi, doğumun su içinde gerçekleşmesidir. Küvette, jakuzide (sıcaklığı düşürülmüş şekilde), ya da herhangi bir su havuzunda yapılabilir. İsteğe bağlı olarak hem kasılmalar sırasında hem de bebeğin doğumunda da su içinde kalına bilinir. Yâda sadece kasılmalar sırasında suyun içinde kalınıp, doğum su dışında da yapıla bilinir. Eğer suda doğum yaparsanız, ebe ya da hemşire nazikçe bebeğinizi kaldırıp sudan çıkaracaktır.

Anne adayı doğum sancıları başladığında özel olarak hazırlanmış bir kıyafet giydirilir, 35-37 derecede sıcak suyla dolu bir havuza alınır. Suyun sıcaklığı kontrol edilir. Epidural anestezi uygulanmaz. Sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır. Suda doğumunda özel bir sualtı doppler cihazı ile bebeğinizin kalp atışları dinlenebilir, gerekli durumlarda damar yolu ile ilaç bile verilebilir.
Doğum gerçekleştikten sonra anne kanama kontrolü için sudan çıkarılarak normal doğum masasına alınır, bebek de bakıma ve takibe alınır. Sadece gebenin veya gebeyle beraber eşinde suyun içinde olması mümkündür ve her şeyin normal gittiği doğumlar için söz konusudur.

SUDA DOĞUMUN FAYDALARI

DAHA AZ AĞRI.

Suda doğum, ağrıyı azaltmada oldukça etkili bulunmuştur. Bazı çalışmalar ağrıları azaltmada epidural anestezi ardından suda doğumun geldiğini söylemektedir. Suda doğum gerçekleştiren anneler ağrılarında azalma olduğunu belirtmektedir. Sıcak su vücudu rahatlatan endorfin hormonunun salgılanmasını kolaylaştırarak gebenin daha az ağrı ve daha az endişe hissetmesini sağlar. Daha az ağrı hissetmeleri nedeniyle ağrı kesici ilaç ve epidural anestezi kullanma ihtiyacı azalır.

SAKİNLEŞME İMKANI.

Su, uzun zamandır yatıştırıcı özelliği ile bilinmektedir. Gebe olmayanlar normal insanlarda da su sakinleştirici etki gösterir. Gerçekten de ılık su, sancı ve doğum sürecinde de aynı etkiyi gösterir; çoğu zaman bir parça dramatik etki ile beraber. Sakinleşme doğumda oldukça önemlidir.
Suyun içinde sadece kendine, bebeğine ve vücuduna odaklanan kişinin tüm konsantrasyonu değişir.   Su zihinde huzuru, yumuşaklığı, akışı çağrıştırarak doğumun kalitesini değiştirir.

ANNE İÇİN DAHA FAZLA HAREKET İMKANI

Suyun etkisiyle anne daha rahat eder. Kendisini daha hafif hisseder. Bu durum, sancıları hızlandırır ve bazı kadınlarda daha verimli kasılmalar olmasını sağlar. Anne, daha az acı hissetmesini sağlayan ve bebeğin pelvisteki hareketini kolaylaştıran ayaklarını oynatma, çömelme, kalçalarını oynatma gibi hareketleri yapma imkanı bulur.
Bebek 38 hafta sıvı ortamda bulunduktan sonra suya olan doğumda ortam farkı olmadığından bebek hayata yumuşak bir geçiş yapmış olur.
 
SUDA DOĞUMUN RİSKLERİ

Su için ideal sıcaklık 37 derecedir. Suyun daha sıcak olması durumunda anne adayının kan dolaşımında değişim olabilir ve ani tansiyon düşüklüğü ile plasentaya giden kan akımlarında azalmalar yaşanabilir bu da hem anne adayını hem de bebeği gereksiz risk altına sokabilir. Ayrıca suda uzun süre kalınması durumunda anne adayında terlemeye bağlı sıvı kaybı görülebilir. Öte yandan doğum eylemi sırasında anne adayı su içindeyken bebeği kardiyotokograf ile monitörize etmek oldukça güçtür. Bunun için özel monitör cihazları gereklidir. Doğum eylemi monitörüze edilmediğinde bebeğin kalp seslerinde yaşanabilecek düşmeler fark edilemeyeceğinden oksijensiz kalması riski söz konusu olabilir. Suda doğumla ilgili bir başka risk de enfeksiyon olasılığındaki artıştır. Bu konuda birçok çalışma hala devam etmektedir. Suda doğum sırasında karşılaşılan ve önceden kestirilemeyen bir başka risk de kordon kopmasıdır. Özellikle bebeğin göbek kordonunun kısa olması durumunda aniden su yüzüne çıkan bebeğin kordonu kopabilir ve bebek kan kaybedebilir. Solunum açısından bakıldığında ise suda doğum bebeğin boğulma ya da su yutma riskini arttırmamaktadır.
 
SUDA DOĞUM KİMLERDE YAPILABİLİR?

Gebelik süreci boyunca herhangi bir komplikasyonu olmayan, sağlıklı bir hamilelik süreci geçiren tüm kadınlar suda doğum yapabilir. Suda doğumun uygun olmadığı durumlar ve gebeler aşağıda listelenmiştir.
 
SUDA DOĞUM KİMLER YAPAMAZ?

Bebeğin başıyla gelmediği durumlarda (makat doğum, transvers geliş)
Çoğul gebelikte, erken doğum durumunda (37 hafta öncesi)
Annenin erken suyu gelmesi,
Bebeğin eşinin önde olması, Annenin aşırı kanaması olması ,
Bebek rahim içinde sıkıntıda ve sürekli fetal kalp atım izlenmesinin gerektiği durumlarda
Baş pelvis uygunsuzluğunda, iri bebek anne çok kiloluysa
Annenin sistemik hastalıkları (Hipertansiyon, Preeklemsi)
Enfeksiyonları (Herpes, HIV, Hepatit, aktif genital enfeksiyonları) mevcutsa suda doğum tercih edilmez.
 
KADINLAR NEDEN SUDA DOĞUM YAPMAYI SEÇİYOR?

Suda doğumun faydaları hakkındaki araştırmalar da yeterince açık değil. Bir kısmı ciddi faydalardan bahsederken, diğerleri hiçbir fayda olmadığını söylüyor. Bununla birlikte, bazı insanlar suda doğum yapmanın anne için doğal ve yatıştırıcı bir ortam oluşturduğu görüşünde.
 
ANNE ADAYLARININ SUDA DOĞUM YAPMAYI SEÇMESİNİN NEDENLERİNDEN BAZILARI ŞUNLAR:

Bazı anneler, suda doğum yapmanın kendileri ve bebekleri için daha doğal ve daha az stresli bir deneyim olacağı kanaatinde.
Suda doğum yapmak, kadına doğumu üzerinde kontrol sahibi olduğunu hissettiriyor.
Su kaldırma kuvvetine sahip, bu nedenle anne kendini daha hafif hissediyor.
Su anneyi sakinleştiriyor, bu durum annenin doğuma konsantre olmasını sağlıyor.
Su, annenin kaslarını gevşetiyor ve kan akışını hızlandırıyor.
Su, vajinal harabiyeti azaltabiliyor, bu da dikiş ya da epizyotomiye olan ihtiyacı azaltıyor.
Suda doğum, sancının ilk aşamasını kısaltıp anestezi ihtiyacını azaltabiliyor.
 
SUDA DOĞUM İÇİN HAZIRLANMA

Karar vermeden önce, suda doğum yapmanın sizin için uygun ya da güvenli olup olmadığı ile ilgili doktorunuza danışın. Dehidrasyonu önlemek için doğumda içebildiğiniz kadar su için. Herhangi bir komplikasyon durumunda uygulayabileceğiniz alternatif bir planınız olsun. Eğer güvenliğiniz ya da bebeğinizin sağlığı ile ilgili bir durum varsa, havuzdan çıkın. Bebek ilk dışkılamasını rahim içerisinde gerçekleştirebilir (mekonyum). Bebeğin mekonyumu solumasının ya da yutmasının engellenmesi için özel müdahale gerekebilir.
 
SONUÇ OLARAK…

Konuyla ilgili yapılan ve normal doğum ile suda doğumu karşılaştıran pek çok araştırmalarda yarar veya zarar etkisi açısından her iki doğum şeklinin birbirine karşı çok üstün avantaj ya da dezavantajları gösterilememiştir. Suda doğum özellikle son yıllarda pek çok çift tarafından tercih edilen “alternatif bir doğum yöntemi” haline gelmiştir. Bu konuda hekim tecrübesi, hastane koşulları ve çiftlerin görüşleri ortak olarak değerlendirilmeli ve karar bu yönde şekillendirilmelidir.

Bu makale 3 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Nuray Aydın

Op. Dr. Nuray Aydın, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Eskişehir Üniversitesi Tıp Fakültesin'de başladığı tıp eğitimini 1990 yılında tamamlayarak Tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Heidelberg St. Josepf hastanesin'de yapmış ve 1997 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

2002 Yılından bu yana Denizli’de özel muayenede kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak hizmet vermektedir. Bu arada yurt içi ve yurt dışı olmak üzere çok sayıda kongre ve sempozyuma katılmıştır. Normal doğum taraftarı bir hekimdir. i İstanbul Doğum Akademisinde 9 ay 10 gün süren doğuma hazırlık ve doğum eğitimini almıştır. Denizli de ilk doğal doğum merkezini kurmuştur.

Evli ve iki çocuk sahibidir.İyi derecede Almanca ve İngilizce bilmektedir.

Etiketler
Suda doğumun avantajları
Op. Dr. Nuray Aydın
Op. Dr. Nuray Aydın
Denizli - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube