Son zamanlarda giderek artış gösteren kadın, çocuk ve hayvan cinayetleri hepimizin huzurunu kaçırmaya başladı. Çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakamama endişesi içindeyiz.. Çocukları yetiştirirken gözden kaçırdığımız detaylar onların yetişkinlik hayatında ciddi sıkıntılara yol açabilir. Özellikle erkek çocuklarına yüklediğimiz gereksiz güç algısı onları şiddete meyilli yetiştirmemize neden oluyor. Cinsiyet ayırt etmeksizin hepimizin kalbiyle hareket etmeye ihtiyacı var. İnsanın kalbiyle hareket edebilmesi içinde merhamet duygusuna ve bu duygudan kaçmamayı öğrenmesi gerekmektedir. Çocuklarınıza hayvan sevgisiyle merhamet ve sorumluluk duygusunu aşılayabilirsiniz. Evlerinizde bitki yetiştirebilir ve bakımlarını çocuğunuzla birlikte yapabilirsiniz. Oysa ki bizler bugünlerde evlerimizde sadece bedenen yakınız, ruhlarımız ise çok ayrı alemlerde.. Aile kavramından uzak, çocuklarımızın iç dünyasından ise bir haber yaşıyoruz.
Aile ortamında yeterli sevgiyi, ilgiyi göremeyen çocuk hırçınlaşır ve öfke problemleri başlar. Bunu engellemek için eşlerin birbirini sevmesi ve saygı duyması son derece önemlidir. Çocuğun huzurlu ortamda büyümesi anne babanın uyumlu olmasından geçer. Aile yemekleri bağların güçlendiği ve bireylerin iletişim halinde olacağı şekilde düzenlenmelidir. Boşanan ebeveynler ise bu boşanmayı çocuklarla yapmadıklarının farkında olmalıdır. Özellikle boşanma sürecinde çocukları hırpalayan ebeveynler onların psikolojilerinde ciddi hasarlar bırakıyorlar. Sürekli çatışma halinde olan anne baba ise çocuklara istenmeme veya dışlanma duygularını hissettirir. Evlilik içinde veya dışında uzlaşma sağlanmadığında çocukta öfke oluşabilir. Öfkesini kanalize edemeyen çocuk da suça yönelir. Kendi aleminde olan ebeveynler ise çoğu zaman bu durumu görmekte ve müdahale etmekte geç kalıyorlar. Yetişkinlik döneminde daha da artan öfke ve şiddet eğilimleri durumunda ise aileler erkek çocuklarını evlendirerek tedavi etmeyi amaçlıyor. Uzman destek almaktan son derece kaçınan aileler problemin dışarıdan fark edilmesini istemeyerek bu yöntemle üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bu davranışın altında yatan tek düşünce ise ‘Kol kırılır yen içinde kalır’..
Sevgili anne babalar maalesef kol kılıyor ama yen içinde kalmıyor. Kırılan kolun tedaviye ihtiyacı var. Çocuklarınızda gördüğünüz problemleri gözardı etmeyin. Kendiliğinden geçer çocuk bu demeyin. Kendiliğinden geçmez.. Katlanır, büyür başka insanların çocuklarının canını yakar. Erkek çocuklarına güçlü olmayı şiddetle öğretmemeye özen gösterin. Merhamet ve adalet duyguları ailede öğretilir. Daha sağlıklı bir toplum için çocuklarınıza bu duyguları aşılayın. Problemin kaynağında kendiniz veya çevreniz var ise çözüme oradan başlayabilirsiniz.
SAĞLIKLA KALIN !..