Sözler Yaralar: Eşler Arasında Yaralayıcı Dilin Çatışmayı Derinleştirmesi ve Onarma Yolları


Sözler Yaralar: Eşler Arasında Yaralayıcı Dilin Çatışmayı Derinleştirmesi ve Onarma Yolları
Her ilişki zaman zaman çatışmalarla sınanır. Ancak bazı çatışmalar, söylenen sözlerin tonu ve içeriği nedeniyle derin yaralar açar. “Sen zaten hep böylesin!”, “Hiçbir işe yaramıyorsun!”, “Keşke seninle evlenmeseydim” gibi ifadeler sadece anı değil, ilişkiyi zedeleyen izler bırakır.
Yaralayıcı dil; aşağılayıcı, suçlayıcı, küçümseyici ya da alaycı ifadeleri kapsar. Eşler bu dili çoğu zaman farkında olmadan kullanır. Ancak bu iletişim şekli, eşler arasında güveni zedeler, duygusal yakınlığı koparır ve ilişkinin temelini sarsar. Çatışmanın kendisi değil, çatışma anında nasıl iletişim kurulduğu belirleyicidir.
Peki bu dil neden kullanılır? Çoğunlukla kişinin kendi incinmişliklerinden, anlaşılmama korkusundan ya da çözülmemiş çocukluk deneyimlerinden kaynaklanır. Yaralayan kelimelerin ardında aslında görülmek, duyulmak, değerli hissetmek isteyen bir iç ses vardır. Ancak bu ses, saldırı şeklinde dışa vurulunca eşler arasında kopukluk oluşur.
Psikolojik danışmanlık süreci, çiftlere bu farkındalığı kazandırmayı amaçlar. Öncelikle her iki eşin çatışma esnasında nasıl bir dil kullandığı fark edilir. Ardından, duyguların sahiplenildiği “Ben dili”ne geçiş yapılır. “Sen beni hiç anlamıyorsun” yerine “Anlaşılmadığımda kendimi yalnız hissediyorum” demek, ilişkiyi koruyan bir adımdır.
Yaralayıcı dilin dönüştürülmesi, sabır ve farkındalık ister. Ancak bu dönüşüm gerçekleştiğinde eşler arasında daha derin bir bağ, daha sağlıklı bir iletişim ve gerçek bir anlayış gelişir. Unutmayın, kelimeler yıkabilir… Ama aynı zamanda iyileştirebilir.