Soru ve cevaplar ile dikkat eksikliği

Soru ve cevaplar ile dikkat eksikliği

dikkat eksikliği zengibar özarslan

Soru: Çok karıştırılan konulardan olan ve biraz hareketli çocuk gördüğümüzde bu hiperaktif mi? dediğimiz veya aslında farkında olmadığımız halde hiperaktivite ve dikkat bozukluğu olan çocuklarımız var. Öncelikle bu ayrımdan başlayalım. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği nedir?

Cevap: Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi tanımlayacak olursak; çocuğun – ergenin bulunduğu yaşın, ortamın ve çevrenin koşullarına bağlı olarak hareketliliğinin ön planda olması bunun yanında dürtüsel davranışları (yerinde duramama gibi ) dikkati sürdürememe ve özellikle disiplin ve sorumluluk gerektiren konularda dikkatini verememesi ya sürdürememesi üzerine öğrenmenin dışında kalması durumudur.

Soru: Her hareketli çocuğa dikkat eksikliği var dememeliyiz değil mi?

Cevap: Kesinlikle. Çünkü dikkat eksikliği her yerde her durumda görülebilir. Ama bunun sürekliliği ve herhangi bir başka problemle karıştırılmaması önemlidir. Tanı konulmalı ve eğer hiperaktivite varsa onun tedavisi yapılmalıdır. Diğerler sorunlar için ise ayrı bir tedavi planlanması gerekiyor.

Soru: Bu aslında ciddi bir sorun ve önüne geçilmezse nelere sebep olabilir?

Cevap: Çok hazır cevap gibi görünmeleri, hareketli oldukları için çok sempatik tavırlar içerisinde olmaları aileler için şirinlik gibi görünebilir. Her şey yolunda gibi hissettirebilir. Ama esas sorun onun kontrol dışı hareketlerinin artık tahammülsüzlük noktasına geldiğinde aile içi çatışmaların başlamasıdır. Ancak okul dönemi başladıktan sonra esas sorunlar baş gösterir. Öğrenimle ilgili olan şeyler.  Derse dikkati verme, derste arkadaşlarıyla olan ilişki sırasında yerinde duramaması, dürtüsel bir takım davranışlarla etrafındakilerle çatışması ve iyi niyetli bir takım hareketlerinin arkadaşları tarafından yanlış anlaşılıp dışlanması ile sorunlar baş gösterir.  Bu sorunlardan dolayı öğretmeninden ‘yaramaz çocuk, haylaz çocuk’ etiketi yemişse ve öğrenciyle çatıştıklarında arkadaşlarına karşı da o çocuğun ister istemez özgüveni düşmesi sürekli ön planda olmasından dolayı da rahatsızlık hissetmesi görülüyor. Bu konuda öğretmenlerimiz genellikle dikkatli ve hassas ancak gözden kaçma durumları da söz konusu olabiliyor tabi.

Soru: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tedavi yöntemi nasıldır? İlaçlara mı boğarız, terapi gerekir mi?

Cevap: Okul öncesi dediğimiz dönem belki de okula hazırlık dönemi için yakalanacak en güzel zaman. O yüzden görüş almak için bile psikiyatriste gitmenin kötü bir şey olmadığını belirtmek isterim. Hazırlık dönemine ilişkin birkaç tavsiye almak, daha iyi bir başlangıç yapmak adına önemli olacaktır. Eğer ebeveynlerin çocukları ile ilgili bir takım gözlemleri var ise. Örneğin çocuk kreşe falan gidiyorsa orada oyun kurmakta zorlanma, arkadaşları ile birlikte oyun oynarken çabuk sıkılma, aldığı oyuncakları çok çabuk dağıtıp sonra tekrar toparlamak istememesi, unutkanlık, dalgınlık ve özellikle sakarlık gibi durumlar gözleniyorsa bu durumda sağlıklı bir ilkokul süreci için destek almak önemli olacaktır. Kıpır kıpır yerinde durmadan koltuktan koltuğa atlamak her çocuk için olabilecek şey fakat o çocuk için dışarıdan gözlemlendiğinizde herkese göre çok aşırı olduğunu gördüğünüzde ve artık etrafındaki kişiler tarafından şikayet başlandığında o çocuk için bir şeyler yapmak gerekiyor.

Soru: Normal şartlarda bir çocuğun dikkat süresi ne kadardır?

Cevap: Yaşa göre değişir. 4-5 aylık bir çocuk için düşünüldüğünde 4-5 saniye gibi bir şeydir. Ama 1-2 yaşına gediği zaman ortalama 1 dakika gibi düşünün. Yaş ilerledikçe 4-5 yaşına geldiğinde 2-3 dakika gibi ama yavaş yavaş ortaokul yıllarına geldiğinde 10-15 ama olması gereken 20 ve üzeri. Fakat bu 20 dakika içerisinde dalgınlığı olacak olmayacak bunların bir kıssasını yaparken çok çok fazla olması sürekli olarak bir bahanelerle dersin başından kalkması, ebeveynlerinin sürekli hadi hadi diyecek noktada dikkatini bir yerde toplamaya çalışması ciddi olarak önemsenmesi gereken bir şey.

Soru: Bu duruma hastalık mı diyelim sendrom mu diyelim?

Cevap: Şöyle diyelim; bu bir belirtiler kümesi. Bu belirtiler kümesinin o yaş ne ise o yaşın işlevselliği ne kadar bozuluyorsa o kadar çok hastalık ya da bozukluk diyebiliriz. Hastalık ya da bozukluk dediğimiz zaman dikkat eksikliği ve hiperaktivite için ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Çünkü bulunduğu ortam ya da koşul, sosyal durum maalesef öğrenci için yarıştırılan sıralama sınavının olduğu bir sistemin içerisinde. Yoksa o kadar hareketliliği olması dikkatinin dağınık olması belki de onun günlük hayat kalitesini çok fazla bozmayacak. Ama öğrenim hayatı, eğitim hayatı içerisinde geride kaldığında özgüveni düşecek. Özgüveni düştüğü gibi öğretmeni ile arkadaşları ile çatışmalarına bağlı ilişkileri bozulacak. İşlevsellik dediğimiz o yaşın öğrencisinin ders başarısı, özgüveni, arkadaşları ile ilişkileri, öğretmeni ile ilişkileri bozulacak düzeyde ise bunun bir tanıya girmesi gerekiyor. O belirtiler kümesi için öğretmeni, rehberlik birimi, ailesi bunlardan geri bildirimlerle o belirtilerin bir ölçekle değerlendirilip gözlemlerinin değerlendirilip doktorunda psikiyatrik muayene yaptığı zaman dışlayıcı bir takım başka tanıları da değerlendirip fizik muayenesi, ruhsal muayenesi yaptıktan sonra evet budur diyebileceğimiz bir şey çıkıyor. İşte o zaman tedavi planlanıyor. Tedavinin içerisinde davranışlarının düzenlenmesi ile ilgili aileye öğretmenlerine ve çocuğa bir takım öneriler ve ödevler oluyor. İlaç tedavisi konusunda da toplumun bir takım önyargıları var. Bunların kırılması gerekiyor. Çünkü biz -doktorculuk oynarsak- diyeyim bazen gerçektende bilgi kirliliğinden dolayı bir doktor sınıfı oluşuyor, halk arasında. Onlar diğerlerini etkilediğinde çok kötü bir ilaç tablosu çıkıyor. Bu ilaçlarla ilgili olan korkulan şeylerin hemen hemen hiç biri yoktur. Ama maalesef böyle bir önyargı var. Burada bu beynimizdeki özellikle planlama, yargılama ve bunlarla ilgili bir takım kavramsal şeyleri düzenleyen merkez ön frontal bölge dediğimiz bilgi işleme merkezi. İşte bu bilgi işleme merkezinin içinde nörotransbiter dediğimiz bir takım nörokimyasal maddeler var.  Bunların yetersiz ya da diğer herhangi bir çocuğa göre daha farklı olması durumunu düzenleyecek bir takım ilaç tedavileri vardır. Bu ilaçlarla çocuğun dürtüsel gibi olan hazır cevaplılığı konsantrasyon sağlayacağı bir şekilde pür dikkat haline getirilebiliyor. Böyle olduğu zamanda çocuğun öğrenme ile ilgili zeka ile ilgili olmayan sorunu normal zeka kapasitesi ortaya çıkmış oluyor.

Soru: Bu ilaçlar bağımlılık yapar mı?

Cevap: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite olan çocukların erişkinlik dönemine baktığında madde bağımlılığına eğer tedavi almadıysa yönlenmesinin çok fazla olduğu görülüyor.  Çocuk disiplin ve sormak isteyen olayın dışında kaldığında dışarıda o çevresel faktörler haz kaynağı olan şeyler madde kullanımı. İşte okuldan kaçmalar, hızlı araba kullanmalar, gece hayatı, alkol buralardan alacağı haz aslında dopaminin vereceği hazzın yerine koymasıdır. İlaçla o maddeye yönelimin tam tersi bağımlılık olabilecek şeylerin önüne geçilmiş oluyor. İlacın bağımlılık yapması ile eğer bir şey olmuş olsa ilaç kesildiğinde bunun çekilme sendromlarını çocuk ağar yaşar. Halbuki yazın sıkıntısı yoksa ilacın kesileceği ilaç tatillerinin verilebileceği bir ilaç için bağımlılık yapıyor olması söz konusu değildir.  Çünkü anne babalar çocuğu koruyayım kollayayım derken aslında bazen sudan çıkmış balık gibi bırakmış oluyor ve orada çevresel faktörler devreye giriyor. Dikkati kolay çelinen dikkati sürdürmekte zorlanan hareketliliği ve enerjisini bir tarafa boşaltmaya çalışan bir ergenin, çevresel faktörlerden herhangi birine göre dikkat eksikliği varsa çok daha kolay bir adapte olacağı görülüyor.

Soru: Zamanında fark edilmemiş hiperaktivite dikkat eksikliği ve bozukluğu yaşayan bir çocuk zaman içerisinde ilerlemiş ve artık yetişkinliğe gelmiş bir şekilde de hayatı bir yerlerinden kurtarmış fakat nihayetinde bu bir sorun ve devam ediyor. Yetişkinler içinde aynı şekilde tedaviye geç kalınmış olur mu?

Cevap: Erişkin tip dikkat eksikliği ve hiperaktivite de vardır.  Tez canlı gibi görünen, yerinde duramayan, iş yaparken sürekli bir hareketliliği olan örnekler çoktur. Bu kişiler eğer çocukluklarında bir şeylerin dışında kalmışsa bunun eksikliği ile ilişki kurmakta zorlanabiliyorlar.. Her şeyi proje düzeyine getiriyorlar. İnanılmaz bir yaratıcılık var. Serbest çağırışım mükemmel ama bunları hayata geçirme noktasında bir atayetli dışarıda tutma yerine getirememe bunlara bağlı olarakta bir huzursuzluk, çabuk öfkelenmeler oluyor. Çünkü istenildiği ve yapması gereken şeyler diğer kişilere göre çok hızlı olabiliyor ya da dikkat eksikliği ön planda ise çok şey kaçırıyor. Aynı anda birkaç şeyi yapamamaya bağlı bir öfkelenme sinirlenme oluyor. İlaç tedavisi çocuklarda eğer bu varsa yetişkinliğe doğru çok ciddi düzeyde azalıyor. Ama zaten normal kendi halinde bile hareketlilik ciddi bir düzeyde azalıyor sadece hafif tez canlılık kalıyor. Fakat dikkat eksikliği erişkinde devam edebiliyor. O yüzden iş kalitesi ve ilişki kalitesi açısından baktığımızda erişkinlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite tedavisinin ciddi faydaları var. Çocukluktan böyle bir tedavi başlamışsa hayattaki kaçırabileceği her şeye hakim oluyor. Bunlar içerisinde özgüven, ilişkiler ve ileriye dönük olarak gelecek ile ilgili eğitim öğretim hayatı belki de işi. Yani bir nevi kaderini çizme noktasında dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan birisi için geç kalınma noktası ciddi bir sorun olabilir.

Soru: Ailelere ve öğretmenlere de okul öncesi dönem için bir şeyler söyleyelim isterim.

Cevap: Aileler için gerçektende her çocuk kıymetli. Onlarla ilgili ilaç düşüncesi ve hastalık kaygılarını gerçekten de anlayabiliyorum.  Ama çocuğun bu süreçteki yaşam serüvenini düşündüklerinde ya da konu ile ilgili bir takım şeyler okuduklarında zaten kendileri alması gereken önemler için ciddi bir özveriye girecekler. Çünkü yapmak istedikleri doğru bildikleri yanlışlar yerine olması gerekenleri üstelikte bundan çok kolay bazen çok ciddi değişiklikleri dramatik güzel değişikliklere sahip olacakları şeylere el atmış olacaklar.

Örnek verecek olursak dikkat eksikliği hiperaktivitesi olan bir çocuğun oda düzeni çok kötü olabilir ama orada her gün sen odanı çok kötü tutuyorsun ne biçim bir çocuksun gibi bir çatışma yaratmak yerine onunla birlikte odasını toplaması adına eğlenceli planlamalar yapılabilir. Anneler bilir; iyi servis yapılmış, ambians oluşturulmuş bir yemek olduğundan daha güzel bir yemektir. Çok ciddi göz yormayan ama ışığından ısısına kadar odadaki istediği eşyaların düzenine kadar bir sürü şey ayarlandığında onun ders çalışma ortamı sağlandığında ya da oyun ortamı sağlandığında o çocuk orada mutlu olacak orayı benimseyecek bir aidiyet duygusu oluşacak. Bu duygular oluştuğu zaman ki en önemli şeylerden biri anne baba ilişkisi çok iyi bir aynalama yaparlar. Dikkatleri başka bir şeye çabuk bozulabilir ama duygusal oldukları için kulakları oradadır. Yani öbür odadan her şeyi duyabilirler ve ona bağlı tepkiler verebilirler. İyi bir anne – baba ilişkisinin karı-koca ilişkisinin çocuğa yansımasında da çok ciddi değişiklikler olacağından kendi ilişkilerini de göz ardı etmeden ona özel oyunlar ona özel planlar yapıp hep beraber zaman geçirmeliler. Böyle kaliteli zaman geçirdiklerinde çocuğa sevildiğini ve değerli olduğunu hissettirme, başarısızsın – yetersizsin diye kıyaslama yapmama çok önemli. Bu davranışlardan uzak durmak özgüvenini her zaman üst nokta da tutmaya çalışmak anne baba için yapılabilecek en güzel şeyler.

Bu makale 29 Ocak 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Zengibar Özarslan

Öğretim Üyesi Dr. Zengibar Özarslan Çocuk-Ergen-Yetişkin Psikiyatristi İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi 2003 yılı mezunu olan Zengibar Özarslan, psikiyatri uzmanlığını İstanbul Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi’nde tamamlamıştır. Rumeli Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Psikiyatrist Dr. Zengibar Özarslan, Psikoloji lisans ve Klinik Psikoloji yüksek lisans bölümlerinde alan dersleri vermektedir.  ÇALIŞTIĞI ALANLAR: Yetişkinlerde; Kaygı Bozuklukları, Depresyon, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Bozukluk, Travmatik Yas, Sosyal Fobi, Özgül Fobiler, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sınav Kaygısı, Alkol ve Madde Bağımlılığı, Öfke Kontrol Sorunları, Yeme Bozuklukları, İlişki Sorunları, Cinsel İşlev Bozuklukları (vajinismus, erken boşalma, sertleşme problemi, cinsel isteksizlik), Yetişkin Tip Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite, Bipolar Bozukluk ...

Etiketler
Çocuklarda dikkat eksikliği
Dr. Öğr. Üyesi Zengibar Özarslan
Dr. Öğr. Üyesi Zengibar Özarslan
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube