Skolyoz nedir ? nasıl anlaşılır ?

Skolyoz nedir ? nasıl anlaşılır ?

Normal bir omurga arkadan bakıldığında düz olarak görünmelidir. Omurganın yana doğru eğriliklerine skolyoz adı verilir. Skolyozu olan bir kimsenin röntgeninde omurgası düz bir çizgi yerine "S" veya "C" şeklinde görülür. Skolyozlu omurganın bazı kemiklerinde hafif bir rotasyon da olabilir, bu da kişinin belinin veya omzunun dengesiz görünmesine sebep olur. Skolyoz, kötü postür ile karıştırılmamalıdır. Skolyoz eğriliği sağ, sol veya her iki tarafa doğru da olabilir. Hem sırt ve hem de bel bölgesi hastalıktan etkilenebilir.

Skolyoz tanımlayıcı bir terimdir ve bir teşhis değildir. Okul çağındaki çocukların % 2-3’ünü etkilediği rapor edilmiştir. Olguların %80’inden fazlasında belirgin bir sebep bulunamaz ve sıklıkla 10-15 yaş arası kız çocuklarında görülmektedir. Bu tür vakalar " sebebi bilinemeyen " anlamına gelen idiopatik kelimesi ile adlandırılır ve bu durumda hastalığa “İdiyopatik skolyoz” yani “Sebebi belli olmayan skolyoz” denmektedir. İdiyopatik skolyozda genetik yatkınlığın söz konusu olabileceği ile ilgili bilimsel yayınlar bulunmakla beraber skolyozdan kesin surette sorumlu bir gen henüz bildirilmemiştir. İdiyopatik skolyoz, 0-3 yaşında çocukta ‘’ infantil ‘’, 4-10 yaş çocukta ‘’ jüvenil ‘’, 11-18 yaşında ‘’adölesan’’ ve 18 yaş üzerinde ‘’ erişkin ‘’ olarak adlandırılır. Omurga deformitesine yol açtığı bilinen diğer sık durumlar ise doğumsal omurga anomalileri ve nörolojik bozukluklardır. Bu şekilde bir hastalıkla dünyaya gelen veya doğduktan sonra tanı alan çocukların da skolyoz açısından araştırılmasında fayda vardır.

Skolyoz, ağır kitap ve çanta taşımaktan, atletik faaliyetlerde bulunmaktan, uyuma/ayakta durma postürlerinden, kalsiyum alımının yetersizliğinden veya hafif alt ekstremite uzunluk eşitsizliklerinden meydana gelmez. Ancak erken yaşta eve yoğun olarak bale ve jimnastik yapan çocuklarda skolyozun biraz daha fazla görüldüğüne dair bazı yayınlar vardır. Skolyoz, yanlış yapılan hareketler nedeniyle ortaya çıkmaz ve bunu engellemek de söz konusu değildir.

Dikkatli bir şekilde sırt muayenesi yapıldığında skolyoz tanısını koymak kolay olmakla birlikte eğer muayene sırasında skolyoz araştırılmıyorsa küçük eğrilikler kolayca gözden kaçabilir. Bazen kıyafetler çocuğun üzerinde asimetrik şekilde durabilir; örneğin pantolonun bir bacağı daha uzun olabilir ya da etek belde dengeli durmayabilir. Bir kürek kemiği daha yukarıda olabilir.  Anne ve babalar ya da çocuğun arkadaşları ve öğretmenleri çoğu zaman eğriliği fark edebilirler. Skolyoz olup olmadığı en iyi, hastanın sırtını muayene edecek bir doktor tarafından belirlenebilir. Muayene, hastanın kolları yanda ayakta durur pozisyonda yapılır. Doktor hastanın arkasından ve önünden bakarak, omurganın eğriliklerine, omuz yükseklik farkına, bel çizgisi asimetrisine, bir kalçanın diğerine göre daha yüksek olup olmadığına, veya herhangi bir gövde kaymasına bakacaktır. Sonra hasta öne eğildiğinde sırt için kaburgada çıkıntı, bel için böğürde çıkıntı aranarak rotasyonel açıdan skolyoz değerlendirecektir.

Skolyozdan şüphelenilmesi durumunda mutlaka skolyoz cerrahisi ile uğraşan bir ortopedi uzmanına başvurulmalıdır. Uzman doktor tarafından yapılan muayene ve röntgen incelemeleri ve gerekirse MR görüntülemesi sonrasında omurgadaki eğriliğin derecesi ve beraberinde eşlik eden başka omurga ve omurilik problemlerinin olup olmadığı saptanarak, hasta uygun bir tedavi planına dahil edilir.

Başarılı bir tedavi için hastalığın erken tedavi önemlidir.

Skolyoz tanısı konulmuş çocuklarda tedavi seçenekleri başlıca gözlem, korse kullanma ve ameliyat şeklinde özetlenebilir.

Gözlem yani belirli aralıklarla hastaların muayenelerinin ve gerekirse radyolojik değerlendirilmelerinin yapılması, adolesan skolyozlu hastalarda büyüme esnasında düşük açılı ölçümleri olan eğiklikler ve büyüme durduktan sonra orta açılı ölçümleri olan eğiklikler (< 40-45 derece) için uygundur. Erişkinler için, gözlem ve fizik tedavi hafif semptomları olan ve büyük eğiklikleri olmayan hastalar için uygundur.


Korse tedavisi, 25-45 derece arasında olan eğikliklerde, büyüyen çocukta, omurga büyümeye devam ederken eğikliğin daha da artmasını engellemek için uygundur. Burada amaç, korse eğiklikleri düzeltmeyeceğinden sadece ilerlemesinin engellenmesidir.

Cerrahi tedavi, genellikle 50 dereceden büyük olan eğrilikler için adolesan ve erişkin hastalar için uygundur. Daha düşük açılarda cerrahi, hastanın eğikliğin görünüşünden rahatsız olması veya erişkin hastada semptomlar skolyoz ile ilişkiliyse uygulanabilir. Cerrahi tedavinin amaçları eğriliğin düzeltilmesi ve eğri ilerlemesinin önlenmesidir. Bu, genellikle, omurga üzerine yerleştirilen çubuklara bağlanan metal implantlar ile sağlanır.

Manipulasyon, elektrik stimülasyonu, besin destek tedavisi, skolyoz için spesifik olmayan egzersiz tedavilerinin hastalığın ilerlemesini durdurmada faydalığı olduğuna dair bilimsel kanıtlar yeterli değildir.

Skolyozun tedavisine, sadece omurgadaki bir eğriliğin düzeltilmesi şeklinde bakılmamalıdır. Omurgadaki şekil bozukluğu, eğriliğin derecesi miktarınca kaburgalar ve göğüs kafesinin şeklini de etkilemekte olup göğüs kafesi hacmini daraltabilmektedir.  Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda göğüs kafesi hacminin ileri derecede daralması akciğerlerin gelişimini olumsuz yönde etkileyip solunum yetersizliğine neden olabilmekte ve nadiren de olsa yaşamsal fonksiyonları tehdit eder hale gelebilmektedir. Bu sebeple tedavi gerektiren durumlarda skolyoz tedavisinin uygulanmaması veya ertelenmesi hayati açıdan risk arz edebilecek sonuçlar doğurabilir.

Bu makale 13 Kasım 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Yetkin Söyüncü

Prof. Dr. Yetkin Söyüncü 1969 yılda Antalya’da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerini tamamladıktan sonra 1986 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlamış olduğu lisans eğitimini birincilikle tamamlayarak Tıp Doktoru unvanını almıştır. İhtisasını ise, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayarak 1998 yılında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olmuştur.Askerlik görevimin bitmesini takiben 2001 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda göreve başlamıştır. ABD’ de omurga cerrahisi ve çocuk ortopedisi konularında Texas Scottish Rite Hospital ve Johns Hopkins Üniversitesi’nde çalışmıştır. 2006 yılında Doçent unvanını almıştır ve 2012 yılında Profesör unvanını almıştır. Türk Omurga Derneği yönetim kurulu üyelik ve genel sekreterliği görevlerinde bulunmuştur. Çocukluk ve yetişkin d ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
facebook
Etiketler
Genetik faktörler
Prof. Dr. Yetkin Söyüncü
Prof. Dr. Yetkin Söyüncü
Antalya - Ortopedi ve Travmatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube