Şişmanlık ve beslenme

Şişmanlık ve beslenme

Şişmanlık enerji alımı ve harcanması arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkan, vücuttaki yağ dokusunun artışı ile karakterize bir hastalıktır.Önlem alınmadığında; kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, solunum sıkıntısı, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, safra kesesi hastalıkları ve psikolojik bozukluklara neden olan bireyin yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir sağlık sorunudur.

 

   Vücut ağırlığının düzenlenmesinde rol alan hormonal faktörlerin yanı sıra, ekonomik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak besin çeşitliliği ve tüketimin artması, fiziksel aktivitedeki azalma, stres v.b. olumsuz çevre faktörleri de şişmanlığın oluşum nedenleridir.

  

   Boya uyan vücut ağırlığı beden kitle indeksi (BKI) formülü ile belirlenir.

 

   Beden kitle indeksi: Ağırlık(kg)/Boy(m)2.

 

   Beden kitle İndeksi’ne göre:

 

   18.5 ve altı zayıf

   18.5-24.9 normal

   25-29.9 hafif şişman

   30-34.9 orta derecede şişman  (I.Derece şişman)

    35-39.9 ağır derecede şişman (II.Derece şişman)

    40 ve üzeri çok ağır derecede şişman (III.Derece şişman)    kabul edilir

 

     Şişmanlığın tedavisinde uygulanan yöntemler:

 

  1. Diyet tedavisi
  2. Egzersiz
  3. Davranış değişikliği
  4. İlaç tedavisi
  5. Cerrahi tedavi

 

  Bu yöntemlerden vücut ağırlığının istenilen düzeye indirilmesi ve korunmasında diyet tedavisi ile birlikte davranış değişikliği ve fiziksel aktivitenin artırılması önemli rol oynamaktadır.

   Sağlıklı beslenme ilkelerine uygun diyet tedavisi planlanırken bireyin yaşı, cinsiyeti, fiziksel aktivitesi, herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığı, sosyo-kültürel ve ekonomik koşulları göz önüne alınmalı ve bireyin besin gereksinimlerini yeterli ve dengeli bir şekilde karşılayacak,vücut ağırlığını istenilen düzeye indirecek ve tekrar kilo alımını önleyecek doğru beslenme alışkanlıkları kazandıracak bir beslenme programı hazırlanmalıdır.

  

     Beslenme programının özellikleri:

 

  • Alınan enerji harcanandan az olmalıdır.Günlük alınması gereken enerji yaş, ağırlık, boy, fiziksel aktivite v.b özellikler göz önüne alınarak bireysel olarak planlanmalıdır.Günlük enerji alımının 500 kalori altındaki tüketim haftada 0,5 kg kaybına neden olur.Böylece hızlı kilo kaybından dolayı ortaya çıkabilecek sağlık sorunları önlenmiş olur.Günlük enerjinin %55-60’ı karbonhidratlardan, %12-15’i proteinlerden, %25-30’u yağlardan sağlanmalıdır.
  • Önerilen beslenme programı vitamin ve mineral açısından gereksinimleri karşılamalıdır.
  • Yeterli posa içermelidir.Posa barsakların düzenli çalışmasını sağlamasının yanı sıra mide boşalmasını geciktirerek  daha uzun süre doygunluk hissi yaratarak daha az enerji alınmasını ve dolayısıyla kilo kontrolünü sağlar.
  • Beslenme programı sık öğünlerden(3 ana, 2-3 ara) oluşmalıdır.Sık aralıklarla beslenme bir yandan enerji harcamasını arttırırken diğer yandan atıştırmaları ve hipoglisemi ataklarını önler.Öğünlerde seçilen yiyeceklerin düşük kalorili ve posadan zengin yiyecekler olmasına özen gösterilmelidir.
  • Sıvı alımına dikkat edilmelidir(günde 8-10 su bardağı).Su  vücuttaki metabolizma artıklarının atılmasında ve kabızlığın önlenmesinde rol oynar.

  Şişmanlığın beslenme tedavisinde günlük enerji alımının sınırlandırılması en uygun tedavi yöntemlerinden biri olmakla birlikte kısa sürede çok hızlı kilo kaybını hedefleyen çok düşük kalorili diyetler, şok diyetler, gazete, dergi v.b basın organlarında yayınlanan kişiye özel olmayan diyetler, ketojenik diyetler, tek besine dayalı veya özel ürünler öneren diyetler gibi bilimsel olmayan diyet önerilerinden kesinlikle uzak durulmalıdır.Kişiye özel olmayan yanlış diyet uygulamaları  yağsız vücut kitlesi kaybı, bazal metabolizma hızının azalması, kaybedilen ağırlığın kısa sürede geri alınması, elektrolit dengesizliği, yorgunluk, adet düzensizliği,  kalp ritminde bozukluk, saç dökülmesi gibi pek çok ciddi sağlık sorunlarına neden olur.

   İstenilen kiloya ulaştıktan sonra  şişmanlığın tekrarlama potansiyelinin yüksek olduğu unutulmamalıdır.Oysa kaybedilen kiloların korunması kilo kaybetmekten çok daha önemlidir.

     

   Kaybedilen kiloların tekrar kazanılmaması için:

 

  • Yağ tüketiminizi sınırlandırın.Bunun için kırmızı et yerine balık,tavuk ve hindi etini tercih edin.Salam, sosis, pastırma, sucuk gibi et ürünlerini seyrek tüketin.Kaymak, krema, mayonez v.b yiyeceklerden uzak durun.Kızartma ve kavurma yerine ızgara, haşlama ve fırında pişirme yöntemlerini tercih edin.Süt, yoğurt ve peyniri yarım yağlı veya yağsız olarak tüketin
  • Şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durun.Yağlı hamur tatlılar yerine sütlü veya meyve tatlılarını tercih edin
  • Çiğ ve pişmiş sebze tüketimini artırın.(günde 3-4 porsiyon)
  • Posa tüketimini artırın.Bunun için beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeği, pirinç yerine bulguru tercih edin.Haftada 2-3 kez kurubaklagil tüketin.Kabuğu ile yenebilen meyveleri soymayın
  • Yemeğe salata veya çorba gibi düşük kalorili yiyeceklerle başlayın
  • Bol su için.(günde 8-10bardak)
  • Yemeklerinizi yavaş yiyin
  • Öğün atlamayın
  • Sinirli stresli iken mümkün olduğunca yemekten uzak durun
  • Akşam yemeğini erken yiyin,yemekten sonra yatıncaya kadar olan sürede atıştırmalardan uzak durun

     

Düzenli fiziksel aktivite yapın

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Öznur Akdikmen

Etiketler
Beden kitle indeksi
Dyt. Öznur Akdikmen
Dyt. Öznur Akdikmen
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube