Sınav kaygısı ( teog ve öss öğrenci velilerine öneriler )

Sınav kaygısı ( teog ve öss öğrenci velilerine öneriler )

Sınav Kaygısı ( TEOG ve ÖSS öğrenci velilerine öneriler )

Kaygı nedensiz korkudur.

Bu dünyaya gelen herkes, yaşamak ve yaşamını sürdürmek için başarıya kodlanmıştır. Bu yüzden okula giden her çocuk başarılı olmak ister. Hiçbir çocuk kendisine “tembel teneke” denmesini dileyerek sınıfa  girmez. Anne,baba ve öğretmenler öğrenmede bir sorunla karşılaşınca çocuğu suçlamayıp “bir problem varmı?” diye düşünüp bir psikiyatristten yardım almalılar. 5 çeşit zeka var ve herkeste başka biri hakim ve farklı puanlarda. Birde DEHB denilen bir hastalık mevcut. Depresyon ve kaygıda dikkat ve konsantrasyonu bozan hastalıklardır.

Kaygı bozukluklarının bir çeşidi performans anksiyetesidir. Sporcularda, sahnede,sınavda her türlü yarışmalarda görülür. Mükemmelliyetçi, rekabetçi,hırslı, beklentisi yüksek ve çocuk,ergenlerde daha çok rastlanır. Anne babanın çocuğu diğerleri ile kıyaslaması,beklentilerinin yüksek oluşu, çocuğun başarısızlıklarının altını çizmeleri, sevgilerini şarta bağlamaları, eğitim giderlerini sık sık hatırlatmaları ortaya çıkışı arttırır. “Bir genci bütün mahalle büyütür” demiş kızılderili, mahalle geniş artık, anne baba bir şey demesede geniş aile ,okul, dershanede çocuktan beklentinin yüksek oluşuda ortaya çıkışı arttırır. Bu çocuklarda; genetik olarak kaygı eşiği düşük, geniş ailesinde pek çok kaygı bozukluğu ve evhamı olan kişi bulunabilir. Çevresel öğrenme ile de “kaygılanmazsam her şey ters gider” otomatik düşüncesine sahip olup bir türlü rahatlamaya izin vermeyebilir. Ya da kaygının fizyolojik belirtilerini tehlike olarak değerlendirip, sınavda ya kaygılanırsam kalbim çarparsa diye kaygılanabilir. Bazı çocuklar, kaygılarından öteleyerek kurtulmaya çaşılırlar. Uykuya,televizyona,oyuna,yemeğe verirler kendilerini. İç sesi onu sürekli huzursuz ettikçe, o daha çok internette kendini kaybeder. Bir türlü başlayamaz.başlamak bir stres ve sorumluluktur. O yüzden “başlamak bitirmenin yarısıdır” demişler. Bu çocuklara “tembelsin” demek, çalışma isteğini arttırmaz, aynı iştahı olmayan bir çocuğu “Afrikalı çocuk bunu buluyor mu?” demeye benzer. (Bir arkadaşımın bugün yetişkin ve çok eğitimli çocuğu vakityle demiş ki: “ anne sen böyle deyince iştahım açılacak zannediyorsun, üzülüyorum o çocuklara, daha çok kapanıyor” Bugün o çocuk obeziteden muzdarip.) Çocuğun yorumsuz elinden tutup “hadi bir şeyler okuyalım” deyip onun eline ödevini verip, kendi elinize kendi kitabınızı alıp okumaya başlayın. Siz dizi seyrederken, çocuk yoğun ders çalışmayı kendine yapılmış haksızlık sayar. Bazı çocuklarında özgüvenleri o kadar düşüktür ki “nasıl olsa başaramıyacağım” der, bırakır. Bazı çocuklarda da edinilmiş otomatik olumsuz düşünceler vardır. Başardıkları sınav “zaten kolaydır” 99 sınavı başarır, başaramadığı bir sınavda ki hatasını kabul edemez.Hatasına büyüteçle bakar. Okuldan önce ki ve okul sırasında çocukların elinden topu alan herkes suçlu bence. Sokakta oyun oynamalarına zemin hazırlamayan her yetişkin suçlu, çocuk değil. Sek sek oynayan çocuğa, diğer çocuk “yandın sen sıranı bekle” der. Tüm çocukların oynayıp sıranın kendine gelmesini kabul eder yanan çocuk. Oyunu bozsada tamir etme şansı vardır, herkes yanar gözleri ile görür. Sırası geldiğinde de yanmadan geçer “oyun terapisinin” aslı bu!!!

Oyunu beceren her işi becerir” diye bir atasözü vardır . Çocukken oyunu beceren, büyüyünce harmandalıyı, çiftetelliyi becerir. Sahne korkusu, beceremem korkusu, ne derler korkusu yoktur … Haz vardır herkes seyretmiş alkışlamıştır. Matematik dersi kadar müsamere, gösteri, spor da lazım çocuklara…

Tüm bunlar geçmişde kaldı bugün sınav kapıda, kaygı için ne yapacağız diyenlere! Kaygının fizyolojik belirtilerinin; çarpıntı,terleme,titreme,sıcak basması,mide bulantısı,baş dönmesi,kaslarda gerileme,ağlama,dikkat dağılması,konsantrasyon bozukluğu, uyku bozukluğu,yorgunluk,unutkanlık,karın ağrısının doğal ve herkesçe bilinen kaygı belirtileri olduğunu kabul etmesini ve geçeceğini söyleyin.

Günümüzde herşeyin sınavla ölçülüyor olması, üst üste yapılan sınavlar, değişen sosyoekonomik koşullar, kaotik aileler,oyun bahçesiz okullar, azalan sosyal değerler sebebi ile tüm psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkışı ve kötü gidişi arttığı gibi, kaygı bozukluğunun ortaya çıkışı ve kötü gidişi artıyor. Duyarlı tedirgin çocuklarda, ders çalışma isteksizliği yanı sıra umutsuzluk, sınav hakkında konuşması istememe, denemelere girmek istememe, çok çalışmasına rağmen performans düşüklüğü görülür. Sınav araç olmaktan çıkıp amaç olmuştur.  Çocuk veya genç,sınav ile ilgili gerçek dışı kaygılar sebebi ile kendini denetleyemez hale gelir.

Aileye Öneriler

Dinleyin, kaygıyı kabul etmesini söyleyin, sizde panik yapmayın. Proaktiv olun: Çocuğunuzun en iyi eğitim koçu sizsiniz. Öss ye planınız 9.sınıfta başlamalı. Çocuğunuzu tanıyıp,gerçekçi bir hedef belirleyip hedefe yönelik plan oluşturup, planı uygularkende yardım alın.

Geçmişte ki sınav kaygınız yada herhangi bir kaygınızla baş etme stratejinizi paylaşın ki bu durumun pek çok kişide kuşaklar boyu olduğunu öğrensin.

Şartsız sevginizi gösterip, evinizin,kahvaltınızın,akşam yemeğinizin,Pazar gününüzün sıcaklığını kaybettirmeyin. Şartsız sevgiyi sadece anne baba gösterir ve özgüven için en iyi ilaçtır.

Düzenli bir ortam sunun. Masası,odası sade olsun.

Herşeye rağmen olumsuz davranışlarında eleştiri, hakaret değil, objektif geri bildirimde bulunun. Bedenine, aklına, kişiliğine hakaret etmeden “bunu nasıl çözeriz hadi plan yapalım?” deyin. Elde  edeceği olumlu sonuçları gösterin. Genellikle olumsuzluklar üzerinden aileler konuşur.Pozitif pekiştireç tüm canlılarda geçerlidir.

Notunu değil, gayretini ödüllendirin. En çalışkan öğrencinin başına yol kazası gelir. Çocuğunuzun mercedes kalitesinde olması, tekerinin patlayıp bisikletinin bile onu geçmeyeği anlamına gelmez, “patlayan tekerlek” uyarır ve daha büyük kazaları engeller! Krizler en iyi öğretmendir bazen.

Gelmişte ve geçmişte her birey tek ve özeldir, onu kimse ile kıyaslamayın, kıyaslarsanız 1,85 oğlunuzda 1,95 olamadım diye boy komplexi gelişir.

Ders çalışma aralarında molası, geri dönüşü kolay yürüyüşler, dans,müzik gibi şeyler olmalı.

Tv ve dizi, internet oyunu fazla zaman kaybettirir ve konsantrasyonu arttırmaz düşürür. Müzik, spor kaygıyı aşağı düşürür. Profesyonel yardım gerekirse kesinlikle bu bir hekim psikiyatrist olmalı. Bilemezsiniz kızınızın konsantrasyonunu düşüren belki aşırı menstruel kanamasına bağlı demir eksikliği anemisidir.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar

Uzm. Dr. Zeynep Pınar, ilköğretim öğrenimini Manisa'nın Alaşehir ilçesinde, lise öğrenimini ise İzmir Kız Lisesi’nde tamamladı. Tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdüren Dr. Pınar 1986 yılında mezun olarak tıp doktoru unvanını aldı. Dr. Pınar, 1987 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri ihtisasına başladı, ihtisası sırasında kadın ve erkek psikoz servisi, adli psikiyari servisi, alkol ve madde bağımlılığı kliniği (AMATEM) nevroz kliniği, nöroloji kliniği yanısıra çocuk ve ergen psikiyatrisi için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, acil dahiliye için Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde eğitim gördü. “Şizofrenide Sol El Kullanımı” konulu tezini bitirerek 1991’de uzmanlık eğitimini tamamladı. Dr. Pınar, 1991 ile 1992 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğ ...

Etiketler
Kaygı bozukluğu
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube