Sertleşme bozukluğu (iktidarsızlık)

Sertleşme bozukluğu (iktidarsızlık)

SERTLEŞME BOZUKLUĞU NEDİR?

Sertleşme bozukluğu başarılı cinsel teması sağlayabilecek sertlik düzeyine ulaşamama veya bu sertlik düzeyini yeterince sürdürememe hali olarak tanımlanır.

Kişide sertleşme sorununa bağlı olarak başka sorunlar da ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; sinirsel gerginlik, öz güven kaybı, hayat kalitesinde azalma, insan ilişkilerinde olumsuz etki gibi. Bu nedenle evlilik veya kız arkadaşla olan ilişkiyide bozan psiko-sosyal önemli bir sorundur.

Yeterli cinsel ilişkiye girememe durumu şu nedenlerle olur:

– penisin sertleşme yani ereksiyon kusuru ED

– erken boşalma : boşalmadan hemen sonra da peniste sertleşme kaybolur. Burada sorun sertleşme kusuru değil, boşalma bozukluğudur.

– orgazım olmaması: Orgazım olmaması ise psikojenik ya da sinirsel nedenlere bağlı olabilir

– cinsel istekte (libido) azalma

Cinsel ilişki bozukluğu yakınması bulunuyorsa öncelikle bunun penisin gerçek sertleşme bozukluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak ortaya konulmalıdır çünkü bu durumların tedavileri de farklıdır.

SERTLEŞME SORUNUNUN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?
Sertleşme sorunu çok sık karşılaşılan bir problemdir .Çoğu erkek hayatının belli bir döneminde, özellikle stres altındayken geçici sertleşmeyle ilgili sorunlar yaşayabilir. Bu sorun uzun süre devam ettiği takdirde doktora gitmek gerekir.

Amerikada bu sorun yılda 30 milyon erkekte görülür. 40-70 yaşları arasındaki erkeklerin %50-70′inde peniste yetersiz sertleşme şikayeti yani iktidarsızlık bulunmaktadır. İlerleyen yaşla beraber sertleşme sorununun görülme sıklığı ve şiddeti artış gösterir Burada yaşlanmaya paralel olarak iktidarsızlık sıklığı artıyor görünse de, her ileri yaş erkekte iktidarsızlık olacak diye şart yoktur .Ortalama olarak 40’lı yaşlarda %40, 50’li yaşlarda %50, 60’lı yaşlarda %60 iktidarsızlık görülmektedir. Iktidarsızlık bu kadar sık görülmesine karşın hepsi aynı şiddette değildir. Hafif, orta veya şiddetli olabilir. Örneğin Türkiye’de yapılan tarama çalışmasında 40-70 yaş arası iktidarsızlık %69 oranında olmasına rağmen şiddetli iktidarsızlık olan % 9-10’luk kısmıdır.

CİNSEL ORGANIMIZIN NORMAL YAPISI NEDİR? (PENİS ANATOMİSİ)

Peniste içi kanla dolan ve sertleşmeyi sağlayan yan yana iki silindir (Korpora kavernoza ) ve bunların altında yer alan içinden idrar yolunun geçtiği üçüncü bir silindir yapı vardır.  Korpora kavernozayı tunika albuginea olarak adlandırılan elastik bir bağ dokusu çevreler.Kanın penisten uzaklaşmasını sağlayan toplar damarları tunika albuginea’nın iç duvarı sıkıştırır. Böylelikle kan penis içerisinde hapsolur.

SERTLEŞME (EREKSİYON ) NASIL OLUR?

Sertleşme kompleks bir mekanizmanın sonucudur

-Sertleşmenin olabilmesi için cinsel isteğin olması gerekir. Cinsel isteği uyaran ise erkeklik hormonu olan testosterondur.

-Sertleşme için görüntü, düşünme, dokunma, koku, ses veya bunların birleşimi sonucu cinsel uyarılma gerekmektedir.

– Sertleşmenin olması için penise giden sinirlerin normal olması gerekir. Beyinden gönderilen sinyaller korpora kavernoza olarak adlandırılan ereksiyon silindirlerine ulaşır. Sinyallerin etkisiyle penis düz kas dokusu gevşer ve atar damarları genişler.

-penis içinde kan damarlarının genişlemesi ve kanın dolduğu odacıkların düz kaslarının gevşemesi ile atar damarlarla ereksiyon halkalarına gelen kan miktarı artar. Sonuçta penis genişler ve boyu uzar

-kanın peniste hapsolması gereklidir.Kanın penisten uzaklaşmasını sağlayan toplar damarları tunika albuginea’nın iç duvarı sıkıştırır.Böylelikle kan penis içerisinde hapsolur. Cinsel uyarının devam etmesi sertlik düzeyinin devam etmesini sağlar.

-Sertleşme, boşalmaya veya cinsel ilgi bitene kadar devam eder. Daha sonra penis eski yumuşak durumuna döner

Cinsel uyarı olmadan gece uyku sırasında da sertleşme olmaktadır. Normal sağlıklı kişilerde gece uykusu sırasında rüyanın görüldüğü dönemde penise kan akımı artar ve sertleşme olur. Sistemin normal çalıştığını gösteren bir olaydır.

ED NEDEN OLUR?

Sertleşme sorununun çoğu zaman birden fazla nedeni vardır. Sertleşme sorununun nedenleri 3 ana grupta incelenebilir:

Psikolojik nedenler

Fiziksel nedenler

Psikolojik ve fiziksel nedenler birlikte

1-Psikolojik nedenler

Bu kişiler fiziksel olarak sağlıklı olsalar da beyinde cinsel uyarı engellenmekte ve sorun ortaya çıkmaktadır.Aniden oluşur ve sıklıkla gençlerde görülür.Olguların %30′unda psikojeniktir.
-stres ve endişe (ankisiyete)

-Başarısızlık korkusu (performance) :Cinsel teması başarabilme kabiliyeti hakkında endişe duyan bir hasta başarılı cinsel temas sağlayamazsa endişesi daha da artar.

-Depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar

Psikojenik nedenlerin ortaya çıkmasında kişinin cinsel bilgi ve deneyim eksikliği , aile ve çevresel faktörler, kültür, daha önceki cinsel ilişki deneyimleri, kendine güven, korku, yanlış inançlar, kendinde ve eşine ait fiziksel kusurlar, eşinin bilgisi de çok önemlidir. Gebe bırakma korkusu, ekonomik sorunlar, bulaşıcı hastalık kapma riski, başka kadınlarla ilişki kurarken korku, ilk gece (gerdek gecesi) korkusu da sorumlu olabilir.

2-Fiziksel nedenler

YAŞ İLERLEDİKÇE FİZİKSEL NEDENLER DAHA FAZLA GÖRÜLMEKTEDİR.3 DURUMDA ED OLUR

Penise yeterli kan gelmemesi:Kalp damar hatalıkları,diabet,sigara

Sertleşmede peniste kanın yeterli depolanmayıp, kaçıp boşalması:Her yaşta olabilir

Beyin ve omurilikten sinirsel uyarıların penise ulaşamaması: Bazı nörölojik hastalıklari omurilik yaralanmaları, beyin damarları ile ilgili hastalıklar, multiple skleroz,penis sinirlerini bozan ameliyatlar veya kazalar prostat, mesane ve rektum kanseri için uygulanan cerrahi tedaviler sertleşme sorunu açısından risk oluşturur

ED yapan risk faktörleri şunlardır:

-Yaş

-Şeker hastalığı ,DM

-Yüksek tansiyon

-Kan yağları (kolesterol) yüksekliği

-Sigara ve alkol

-Kalp damar hastalıkları

-Şişmanlık

-Hareketsizlik

-Bazı ilaçlar : beta-blokerler, tiazid diüretikler ve antidepresanlardır (SSRI).

ED TANISI NASIL KONULUR?

-Tıbbi hastalıkları,ilaçlar ve ameliyatlarının hikâyesini alınır.

– Psikolojik nedenler sorgulanır

-Cinsel hayatı ve seks öyküsü alınır. Sorunun ne kadar zamandır devam ettiği, aniden veya uzun zaman içinde gelişip gelişmediği, sabah uyandığında peniste sertlik olup olmadığı, eşin soruna nasıl tepki verdiği, penisin yapısında eğrilik veya ağrı olup olmadığı sorulur.

-Semptom skoru ile ED hafif,orta veya ağır olarak sınıflandırılır.Kişinin kendi kendine doldurduğu cinsel işlev sorgulama formlarından en kullanışlı ve pratik olan 5 soruluk IIEF-5’tir semptom skorlamasıdır.

-Kanda kan yağları,testosteron ve şeker düzeyi ölçülmelidir.

-Renkli Doppler Utrasonografı :Ses dalgaları yardımıyla penis damarları hakkında bilgi veren duyarlı bir testtir. Sertleşme sağlayan ilaçların (papaverin veya prostaglandin) penis içine enjeksiyonu yapılır ,ölçümler bundan sonra alınır. Penis dokusunun bu uygulamaya vereceği cevap sönük penis değerleri ile karşılaştırılır.Penis kan akımını,venöz kaçak, penisteki skar dokuları ve plakları gösterir.Sık kullanılan ve değerli sonuçlar veren bir testtir. Ama bozuk çıkması her zaman bir hastalık bulunduğu anlamına gelmez. Çok dikkatli ve sakin bir ortamda tecrübeli radyoloji uzmanları tarafından yapılması gerekir.

-NPT testi (Uykuda penis sertleşmesinin ölçülmesi): Erkeklerde uyku sırasında sertleşme varlığı ve derecesi hakkında bilgi edinilir. Normalde her erkek uyku sırasında 3–5 kez sertleşme yaşar. Eğer sorun fiziksel ise sertleşmelerin sıklığı ve derecesi azalır. Psikolojik nedenler varlığında hasta bu sertleşmeleri yaşamaya devam eder. Bu test psikolojik ve fiziksel nedenlerin ayrımında doktora önemli bilgiler sağlar.Önemli bir testtir ama bozuk çıkması her zaman bir hastalık bulunduğuna işaret etmez. Bu nedenle 2 gece üst üste tekrarlanmalıdır.

Testin yapılışı; NPT cihazının, yukarıdaki resimde görüldüğü gibi iki halkası bulunur. Bu halkalar penise geçirilir. Cihaz ise bacak üzerinde özel bir kılıf içerisine yerleştirilir. Şahıs aleti gece yatarken kendi bağlar veya hastanede uygulanır. Sabah cihaz çıkarılarak bilgisayarda sonuçları alınır. Ayrıca uyku labratuarlarındada yapılır ancak pratikte artık çok uygulanmamaktadır.

TANI İÇİN TESTLERİN HEPSİ YAPILMALI MI?

Günümüzde ‘hedefe yönelik tanı ve tedavi’ yaklaşımı daha çok benimsenmektedir. Hedefe yönelik demek hastanın isteği doğrultusunda tanı için gerekli testlerin bir kısmının veya hepsinin yapılmasıdır. Hasta sebebi bilmek istemeyip, sadece tedavi talep ettiğinde testlerin hepsinin yapılması gerekmemektedir.

ED bazen önemli kalp hastalıklarının ilk belirtisi olabilir çünkü kalp koroner damarlarından önce daha ufak olan penis damarları tıkanabilir. Bu nedenle kardiyoloji muayenesi gerekebilir.

TEDAVİ:

İktidarsızlığın tedavisinde öncelikle risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ve yaşam düzeninde bazı değişiklikler denenmelidir.

PSİKOLOJIK TEDAVİ NEDİR?

Tedavi yönteminin seçimi nedenin fiziksel veya psikolojik olmasına bağlıdır. Örneğin genç bir hastada uykuda sertleşme oluyorsa, fizik muayene, kan/idrar testleri normalse ve genel durumu iyiyse neden büyük olasılıkla psikolojiktir Böyle bir durumda seks terapisi konusunda uzmanlaşmış psikologların yardımı alınmalıdır. Hastanın partnerinin de katıldığı görüşmeler yapılabilir.

AĞIZDAN İLAÇLARLA TEDAVİ NEDİR?

Bu tedavi yöntemleri nedeni ortadan kaldırmaz. Fakat cinsel teması sağlayacak sertleşme düzeyine ulaşılmasını sağlar.
Fosfodiesteraz-5 inhibitörü denilen ilaçlar ilk basamak tedavisi olarak kullanılmaktadır. Bunlar sildenafil sitrat, vardenafil ve tadalafil’dir. Türkiye’de her üçü de bulunmaktadır. Penis düz kaslarda gevşemeye ve böylelikle sertleşmeye yol açar. Bu ilaçlar 1990′lı yılların sonlarına doğru gündeme gelmiştir
Tadalafıl moleküler yapısı sildenafil ve vardenafil’den farklıdır,daha yavaş kana karışır ve etki süresi daha uzundur.(24-36 saat) .Sildenafil ve vardenafil 1 saat içinde kanda maksimum düzeye ulaşır ve etkisi 4-6 saat sürebilir.
Sertleşme sorunu olan erkekler bu ilaçları cinsel aktiviteye başlamadan önce alırlar. Seksüel arzuyu arttırıcı etkisi yoktur. Bu ilaçlar güvenilir ve oldukça etkilidir. Hastaların yaklaşık %80′ inde sertleşme sorununu giderir.

BU İLAÇLARIN YAN TESİRLERİ NELERDİR?

Klinik çalışmalar ve deneyim fosfodiesteraz inhibitörlerinin güvenilir ilaçlar olduğunu ortaya koymuştur. Bu ilaçlar kalp üzerine yük eklememektedir ve kalp krizi riskini arttırmamaktadır. Yan etkileri damarlarda yarattıkları genişlemeye bağlı yan etkilerdir ve geçicidir. Yan etkiler şiddetli olmayıp, bu nedenle tedaviyi bırakma oranı düşüktür ve % 3 civarındadır.

-Baş ağrısı, sıcak basması veya burunda dolgunluk hissi gibi şikayetler ortaya çıkabilir.

-Görme ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir özellikle sildenafil sitratta

-Tadalafil ile yapılan çalışmalarda hastaların yaklaşık % 15‘inde sırt ağrısı ve kas ağrısı gibi istenmeyen yan etkiler gözlemlenmiştir.

Bu ilaçlar nitratlarla birlikte kesinlikle kullanılmamalıdır.

KİMLER BU İLAÇLARI KULLANMAMALI?

-Nitrat içeren(isordil,monoket ,monodur gibi) ilaç alanlar kesinlikle fosfodiesteraz inhibitörlerini kullanmamalıdır.Bayılma veya çok nadiren ani ölümler yapabilir.

-Yüksek riskli kalp-damar hastalığı olan hastalar kullanmamalıdır.

-Alfa blökör prostat ilaçları ile beraber kullanılmazlar, tansiyon düşüklüğü ve bayılma yapabilir.

AĞIZDAN KULLANILAN İLAÇLAR ETKİLİ OLMAZSA NE YAPILMALI?

İlaçlara etkisiz diyebilmek için değişik zamanlarda en az 3-4 kez kullanılmaları gerekir.

Bu ilaçların nasıl kullanıldıkları önemlidir.

-Günde sadece bir tane kullanılmalı ve ilişkiden ortalama 1 saat önce alınmalıdır.

-Cinsel uyarı olmadan etkilerini gösteremezler.

-Tadalafil’in emilimi yaş, alkol tüketimi veya yemeklerden etkilenmez. Diğerlerinde ise etkinliği      arttırmak için kullanmadan 1–2 saat öncesine kadar ağır yemek yememeleri önerilir.

-Testosteron hormonu düşük olan kişilerde de etkileri azalır. Bu tip hastalarda eksik olan testosteron yerine konulduğunda aynı ilaç daha etkili olur.

-Yaşam stilinde değişiklikler etkili olur. Bunlar sigarayı bırakmak, alkol alımını sınırlamak, uyuşturucu madde alımından kaçınmak, sağlıklı yeme alışkanlığı kazanmak ve düzenli spor yapmaktır. Bu şekilde cinsel fonksiyonlarda önemli düzelme sağlanabilir.

ESWL TEDAVİSİ ,penise dışardan uygulanan düşük yoğunluklu ses dalgası tedavisidir. Herhangi bir yan etkisi olmayan bu tedavi şeklinde sertleşmeyi sağlayan dokularda yeni damar oluşumu desteklenmekte ve kalıcı bir iyilik sağlama için fırsat yaratılabilmektedir. Deneysel aşamadadır ve daha çok yayına ihtiyaç vardır.

VAKUM CİHAZI, penise geçirilen bir silindir ve buna bağlı bir pompadan oluşur. Pompa yardımıyla silindir içindeki hava boşaltılınca, negatif basınç etkisiyle penis içine kan dolar ve ereksiyon olur. Ereksiyon halindeki penisin köküne bir lastik halka geçirilerek, içeri dolmuş olan kan hapsedilir. Bu durumda cinsel ilişkiye geçilir. 30 dakika içinde lastik halkanın çıkarılması gerekir. Ancak, çoğu hasta vakum cihazı kullanılmasını pratik bulmamaktadır ve bırakmaktadır. Ağrı, soğukluk hissi, hematom, morarmalar gibi yan etkileri ortaya çıkabilir.

PENİS İÇİNE İĞNE YAPILARAK İLAÇ VERİLMESİ: Bu amaçla papaverin, prostaglandin (alprostadil), fentolamin ya da bunların karışımı (bimiks, trimiks) ilaçlar dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastalara kendilerinin bu enjeksiyonları yapmaları öğretilir. Ancak her hasta bunu sağlıklı bir şekilde yapamayabilir. Ani tansiyon düşmesi, peniste kanama veya hematom oluşması ile karşılaşılabilir. Uzamış ereksiyon durumu ile sık karşılaşılabilir. Bunun tedbirlerinin hastaya hekimi tarafından iyice anlatılmalıdır. Diğer yandan, oldukça başarılı bir tedavi yöntemidir.

PENİS UCUNDAN, İDRAR KANALINA İLAÇ SIKILMASI (MUSE, ALPROSTADİL):Damar genişletici özelliğe sahip prostaglandin, bir jel şeklinde penis ucundan içeri sıkılır. Çok başarılı değildir. Ama uygulanımı kolay bir yöntem olması nedeniyle tercih edilebilir. Ülkemizde yoktur.

PENİL PROTEZ:

Eğer iktidarsızlık başka yöntemlerle tedavi edilemiyorsa, son çare olarak ameliyatla penil protez yerleştirilir.

Penil protez, penisin içerisine yerleştirilen, silikondan yapılmış iki adet silindir çubuktur. Penisin üzerinden yapılan kesiden girilerek, sağ ve sol tarafa olmak üzere 2 adet protez yerleştirilir. Dışarıdan bakıldığında protez bulunduğu anlaşılmaz. 3 çeşit protez vardır:

Bükülebilir protezler:

Ortasından tel geçer. Böylece yukarı veya aşağı bükülebilir. Fazla parçalı olmadığından sık bozulmaz ve en az sorun yaratan tip protezlerdir. Kullanımı son derece basittir. Diğerlerinden daha ucuzdur. Ama devamlı sert halde kalması ve özellikle şort ya da mayo giyildiği zaman dışarıdan görüntüsü bazen rahatsız edici olabilir.

İki parçalı şişirilebilir (pompalı) protezler:

Bunların penis içine yerleştirilen silindir çubukları şişebilir özelliktedir. Skrotum içerisine konulan bir pompa yardımıyla şişirildiği zaman penis de sertleşir. Daha sonra hafif bir sıkma ile tekrar içi boşalarak penis inik pozisyonuna geçer. Böylece normal, fizyolojik şekle çok benzer bir kullanım gerçekleşir. Ama fazla parçalı ve kompleks mekanizmaya sahip olması nedeniyle sık bozulabilir (hastaların ortalama %5′inde bozulma ortaya çıkar).Her hasta tarafından kolay kullanılamayabilir. Uygun hasta seçimi yapılmalıdır. Skrotum içindeki pompayı çalıştırırken bazen ciltte tahriş gelişebilir, ağrı olabilir.

Üç parçalı şişirilebilir (pompalı) protezler:

İki parçalılardan farklı olarak bir de içi su dolu depo kısmı bulunur ve mesanenin hemen yanına yerleştirilir. Pompası yine aynı şekilde çalıştırılır. Bunların su depoları silindir çubuklar üzerinde bulunmadığından ve daha büyük olduğu için protez aktive edildiğinde daha fazla ve sert şişebilir. Ancak, mekanik parça sayısı fazla olduğundan bozulma riski en fazla olanıdır. Kozmetik yönden çok uygundur. Fiyatı bükülebilir protezlerden daha fazladır.

Penil protez geri dönüşü olmayan bir uygulamadır. Yani, memnun olmadım ya da protezden önce daha iyiydim diyerek sonradan çıkarılmaz. Protez bozulduğunda veya enfekte olduğunda ya da delerek dışarı çıktığında protezin çıkarılması gerekir ve yerine yenisi takılır. Eğer enfeksiyon çok fazla ise birkaç ay protez takılmaz, penisin içi iyice temizlendikten sonra takılır.

Protez takılmasında en önemli husus, hastanın penisinin boyunun uzayacağı ümidine kapılmamasıdır. Çoğu hasta protezlerin penis boyunu uzatacağını sanır. Oysa penisin boyu normalde ne kadarsa, protez takıldıktan sonra da en fazla o kadar uzar.

Penil protez ameliyatları çok sık yapılmaktadır ve sonuçları oldukça iyidir. Hastaların büyük kısmı çok memnun olurlar. Eşlerin mutluluğu da oldukça fazladır. Özellikle önceden bilgilendirilmeleri hastaların ameliyat sonrasındaki beklentilerini belirleyerek, hasta memnuniyetini artırır. Protez takılmasından korkulmamalıdır.Dışardan anlaşılmazlar, kadınların silikon memeleri gibidir.
SONUÇ: ED TEDAVİSİ MÜMKÜNDÜR

Günümüzde sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin neredeyse tamamı hem hastayı hem de eşini memnun edebilecek şekilde tedavi edilebilmektedir. Birçok tedavi alternatifinin bulunduğunu ve tedavi başarısının hastalığın şiddetine göre değişebileceğini bilmek önemlidir. Bu nedenle, ilk tedavi yaklaşımı sorunu çözemezse bile ikincil tedavi alternatifleri mevcuttur.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer

Prof.Dr. Süleyman Erdinç ÜNLÜER,  lisans öncesi eğitimlerini başarıyla tamamlamasının ardından 1979 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak Tıp Doktoru ünvanı almıştır. Lisans eğitimi sonrasında, ihtisas eğitimini ise 1990 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Anabilim Dalında yapmıştır. 2011 yılında Kars Kafkas Üniversitesinde Üroloji Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış ve Profesör ünvanı almıştır. Prof.Dr. Süleyman Erdinç ÜNLÜER, 1979 yılında Asistan Doktor olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde, 1979-1983 yılları arasında Uzman Doktor olarak Gümüşsuyu Askeri Hastanesi Üroloji Kliniğinde, 1984-1985 yılları arasında Uzman Doktor olarak SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi Üroloji Kliniğinde, 1985-1990 yılları arasında Klinik Şef Yardımcısı olarak yine SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi Üroloji Kliniği ...

Etiketler
Sertleşme bozukluğu
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube