Romatizmaya genel bakış

Romatizmaya genel bakış

Romatizma, vücudun bağışıklık sistemi hücrelerinin bazı sebeplerden dolayı kontrolden çıkarak kendi dokusuna zarar vermesi hastalığıdır. Akut Romatizmal Ateş, Egzema, Astım, Sedef, Behçet hastalığı, Romatoid artrit, Ankilozan spondilit, Lupus aynı mantıkla oluşan romatizmal hastalıklardır. Romatizma genetik faktörler başta olmak üzere çevresel, psikolojik, beslenme gibi birçok sebepten etkilenir. Romatizmanın türüne göre farklı cinsiyet, bölge ya da organlar hedef alınır. Behçet hastalığı damar ve cildi hedeflerken, Akut romatizmal ateş eklemleri ve kalbi etkiler.

Bağışıklık sistemi hücrelerinin neden kontrolden çıktığı hala tam olarak açıklanmamıştır. Yeni görüşler romatizmal hastalıkların altında bozulmuş barsak geçirgenliği olduğunu söyler. Ayrıca hijyen konusunda yapılan yanlışların da doğal bağışıklık gelişimini olumsuz yönde etkilediğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Sonuçta vücudun en iyi savaşçılarının olduğu barsak duvarını geçen gıda parçacıkları, toksinler veya mikroplar, savaşmayı çok iyi bilmeyen içerdeki savaşçılarla karşılaştığında karmaşık bir savaş çıkar. Vücudumuzun kendine ait olan bazı kısımları da düşman olarak görülür ve hasara uğrar. Bu durumda romatizma açığa çıkar.

Bazen cilt, bazen eklemler, bazen de iç organlarda romatizmanın türüne göre değişen bulgular ortaya çıkar. Genellikle eklemlerde kızarıklık, ısı artışı, yoğun ağrı ilk olarak gelişir. Eğer bu dönemde tedavi edilmezse oluşan hasar kalıcı hale gelir. Sonradan yapılan tedaviler de dokunun eski haline gelmesini sağlayamaz. Etrafımızda gördüğümüz ellerinde ya da omurgasında şekil bozukluğu olan kişiler genellikle zamanında tedavi olmayan romatizma hastalarıdır.

Eklemlerde olduğu gibi iç organlarda da benzer şekilde kalıcı sorunlar oluşabilir. Kalp, böbrek, akciğer yetmezlikleri romatizma sebebiyle görülebilir. Romatizma tedavisinde özellikle başlangıç aşamasında bağışıklık hücrelerini bastırmak asıl tedavi yöntemi olmakla birlikte, barsakları tamir etmek ve bağışıklık sistemini doğru davranmaya yönlendirmek daha akılcı görünmektedir. Günümüzde bu amaçla dışkı nakli gibi tedaviler de başlamıştır ancak vaka azlığı ve zorluğu nedeniyle hala etki ve yan etki değerlendirilmesi tam değildir.

Bu makale 10 Mayıs 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Koray Çoğul

1977 Osmaniye'de doğmuştur. 2001 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi' nden mezun olmuştur. 2001-2009 yılları arasında Sağlık Bakanlığına bağlı çeşitli hastanelerde görev yaptı ve çok büyük tecrübe kazanmıştır. 2009-2014 yılları arasında Mersin Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon bölümünde uzmanlık eğitimi aldı. Uzmanlık eğitimi süresince Romatoloji, Serebral Palsi, nörolojik hastalıklar, eklem içi enjeksiyonlar ve ağrıya yaklaşım yöntemleriyle özellikle ilgilendi ve çeşitli eğitimlerle kendini geliştirdi. Kinesiotaping, vestibuler rehabilitasyon, manuplatif tedavi yaklaşımları, enjeksiyon ve görüntüleme teknik ve yöntemleri, biyoenerji, ozon terapi eğitimi, mezoterapi eğitimi aldı ve bu alanlardaki kurs ve kongreleri takip etmeye çalışıyor. 2013-2015 yılları arasında Nevşehir Ürgüp'te mecburi hizmetini tamamladı. 2015-2017 ...

Etiketler
Fizik tedavi
Uzm. Dr. Koray Çoğul
Uzm. Dr. Koray Çoğul
Adana - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube