Psikoterapiyi kimler uygulayabilir ?

Psikoterapiyi kimler uygulayabilir ?

Psikoterapi en geniş anlamıyla konuşma yoluyla iletişim kurarak iyileştirme yöntemidir. Geçerliliği kanıtlanmış ve teorik altyapısı oluşturulmuş birkaç çeşit psikoterapi yöntemi vardır. Bunlardan bazıları bilişsel davranışçı yöntemler gibi şimdiye ve soruna odaklı yapılandırılmış, görüşmede hangi aşamaların geçileceğinin kabaca öngörülebildiği yöntemlerdir.

Dinamik psikoterapiler daha derinlemesine bir çalışmayı gerektiren, kişinin sorununa bütüncül yaklaşarak insanın geçmişi, kişilik örüntüsü, yaşam deneyimleri ve günlük yaşamda karşılaştığı durumlar yardımıyla kişinin kendisini anlamasına odaklanan ve değişimin derin bir farkındalıkla sağlanması hedeflenen psikanalitik psikoterapi gibi yöntemlerdir. Bu yöntemlerin hangisinin uygulanacağı, terapinin ne kadar devam edeceği, ne sıklıkla görüşüleceği bir psikiyatrik muayene sonrası kişinin kendisi ile birlikte psikoterapist tarafından değerlendirilir. Hangi yöntem seçilecek olursa olsun, psikoterapi ancak eğitim almış uzman bir psikoterapist tarafından uygulanabilir. Psikoterapist olmak için çok uzun ve zor bir eğitim sürecinden geçmek gerekir.

Psikoterapi sürecinde iyileştirmeye etkili olan terapiste ait- faktörler:

- ilişki kurma becerisi,

- dinleyebilme ve duyduklarını hastanın bağlamına uygun yorumlayabilme yetisi

- psikoterapi teoriğine ait yoğun bilgi birikimi,

- terapistin hayatı yorumlama biçimi

- kültürel alt yapısı,

- genel entellektüel birikimi ve

- özellikle de kişilik özelliklerini toplamıdır.

Psikoterapist de bir insanoğlu olduğuna ve zaaflarının olması kaçınılmaz olduğuna göre, terapistin terapiden geçmiş olması şartı buradaki en önemli koşullardan biridir. Aksi takdirde terapistin psikopatolojisi her hasta ile ilişkisinde en büyük engeli/handikapı olarak sorun oluşturacaktır. Kişi yoğun, uzun ve özel eğitim sürecinde zaten farkında olduğu engellerini terapi ilişkisine yansıtmamayı bir miktar öğrenebilir. Ancak terapi ilişkisinde hastaya asıl zarar veren engellerimiz "farkında olmadıklarımız"dır ve bunları da bize ancak bir terapi süreci gösterebilir. Bu koşulları karşılamayan, uzun yıllara mal olan bir psikoterapi eğitimi almamış olan ve kendi psikopatolojisini bir psikoterapi süreci ile "tanıyıp, farkedip, tımar etmemiş" bir kişinin psikoterapi yapması danışana herhangi bir sohbetten daha fazla yarar sağlamayacağı ve hatta zarar verebileceği için doğru değildir. Dr. Ayşegül Sütçü Yıldırım

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Ayşegül Sütçü

Uzm.Dr, Ayşegül SÜTÇÜ, 1968 yılında Manisa'da doğmuştur. Bornova Anadolu Lisesi'ni 1986 yılında bitirdikten sonra, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak 1992 yılında  tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında yapmış ve Psikiyatri Uzmanı olmuştur.

2001-2006 yılları arasında Bartın SSK ve Bartın  Devlet Hastanesi'nde, 2006-2007 yılları arası İstanbul Balıklı Rum Hastanesi'nde görev yapmış olan Uzm.Dr, Ayşegül SÜTÇÜ, mesleki çalışmalarına Tangram Psikiyatri Psikoterapi kliniğinde danışanlarına hizmet vermektedir.

Uzm.Dr, Ayşegül SÜTÇÜ, Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği, Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği üyesidir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Psikoterapi
Uzm. Dr. Ayşegül Sütçü
Uzm. Dr. Ayşegül Sütçü
İzmir - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube