Prostat kanseri teşhisinde yeni yöntem: mikro-ultrason

Mikro-Ultrason Nedir? Mikro-ultrason son zamanlarda geliştirilen, normal ultrasona göre çok daha yüksek çözünürlüklü(29Mhz)  bildiğimiz bir ultrasonografi cihazıdır. Prostat kanseri teşhisinde yeni bir soluk ve  yeni bir anlayış getirmiştir

Prostat kanseri teşhisinde yeni yöntem: mikro-ultrason

Mikro-Ultrason Nedir?

Mikro-ultrason son zamanlarda geliştirilen, normal ultrasona göre çok daha yüksek çözünürlüklü(29Mhz)  bildiğimiz bir ultrasonografi cihazıdır. Prostat kanseri teşhisinde yeni bir soluk ve  yeni bir anlayış getirmiştir.  Multiparametrik MR’a bir ciddi alternatif ve bazı üstünlüklere  sahiptir. Mikro ultrason; kolay ulaşılabilir, kolay uygulanabilir ve tekrar tekrar edilebilir, nispeten ucuz, kısa sürede ofis şartlarında yapılan  bir yöntemdir. Mikro-ultrason, diğer risk faktörleri ve PSA seviyesi gibi biyobelirteçlerle birlikte, hastaların anında gerçek zamanlı biyopsi ile devam etme veya erteleme kararlarının alınabileceği bir yeni teknoloji ürünüdür.


 

Klasik sistematik Prostat Biyopsisi

Prostat kanseri teşhisinde kullanılan en yaygın teknik;  prostat spesifik antijen (PSA) taraması ardından prostatdan klasik 12 parça, sistematik yani  prostatın hemen her bölümünden biyopsi alınmasıdır. Ancak bugün anlıyoruz ki prostat kanseri homojen yani tekdüze bir kanser türü değildir, özellikle genetik özellik taşıyan bir kısım türleri  öldürücü olabilirken, bir kısmı ise klinik olarak önemsiz, öldürücü olmayan pek tedavi gerektirmemektedir. Klasik sistematik 12 kor biyopsi tekniği yeni  hedefe yönelik biyopsi teknikleri ile karşılaştırıldığında önemli kanserlerin %30’unu kaçırmaktadır. Yani klasik sistematik 12 kor biyopsi tekniği klinik önemli prostat kanseri teşhisinde yetersiz kalmaktadır, bu da teşhis ve tedavinin gecikmesine, prostat kanserine bağlı ölümlerin ve komplikasyonların artması anlamına gelmektedir. Bu nedenlerden dolayı günümüzde prostat kanseri teşhis stratejilerinde  ve biyopsi tekniklerinde ciddi gelişmeler yaşanmaktadır. 


MR Füzyon Biyopsi

Günümüzde Multiparametrik prostat MR (mpMRI) kılavuzluğunda alınan füzyon biyopsi teknikleri yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. MR hedefli füzyon biyoside MR da saptanan lezyona direkt yapılan biyosiyi ifade etmektedir. Bu teknik sistematik biyopside yaşanan teşhis sorununa çözüm olarak önemli katkılar sağlamaktadır. Multiparametrik MR kılavuzluğunda alınan prostat biyopsisi tekniğinde de bazı sorunlar vardır, bu teknikte %20 oranında klinik önemli kanseri atlayabilmek ve bu yüzden MR hedefli biyopsiye klasik sistematik 12 kor biyopsisinin de eklenmesi konusunda herkes hemfikir olmuştur. Multiparametrik MR hedefi füzyon biyopsi tekniği, MR’a ulaşım, MR’ı röntgen uzmanları arasında farklı yorumlara neden olması ve tekniğe ulaşım ve maliyet problemleri içermektedir. Ayrıca bazı hastaların klostrofobi nedeniye MR cihazına girmeyi reddetmesi , kalp pili ve kalça protezi olan hastalarda MR yapılamaması , böbrek yetmezliği nedeniyle kontrast madde verilememesi gibi sorunlar vardır. Bütün bunlar prostat kanseri teşhis süreci önemli ölçüde uzamaktadır.

 

Prostat Kanseri Teşhisinde Yeni Teknoloji:  Mikro-Ultrason Yöntemi 
 

Prostat kanseri teşhisinde son zamanlarda yüksek çözünürlüklü(29MHZ) mikro-ultrason kullanımı devreye girmiş, bu alanda yeni bir soluk ve prostat kanseri teşhisinde yeni bir anlayış getirmiştir. Mikro-ultrason, multiparametrik prostat MR hedefli füzyon biyopsi ile ilgili bahsettiğim sorunlara kısmen çözüm getirmektedir. Mikro-ultrason yöntemi, bütün dünyada ve Türkiye'de prostat kanseri teşhisinde kullanıma girmiştir. Ulaşılabilir, nispeten ucuz, kolay tekrar edilebilir olması, multiparametrik MR kadar teşhisde etkin olması bu yöntemin önemini artırmaktadır.

 

Mikro-ultrason çok yüksek çözünürlüklü(70 mikron, 29 MHz), gerçek zamanlı, süper yüzeyel, kanserle ilişkili anatomik yapıyı MR gibi görselleştiren özelliğe sahiptir. Transrektal prob ile yani rektumdan girilerek  yapılmaktadır. Elde edilen veriler multiparametrik MR da görülen lezyonlar PIRADS(Prostate Imaging-Reporting and Data System V2) protokolüne göre sınıflandırırken, mikro-ultrasonda görülen lezyonlar ise PRI-MUS protokolüne göre sınıflandırılmaktadır. PRI-MUS(prostate risk identification using micro-ultrasound) protokolü, PIRADS ile benzer risk sınıflandırmasına sahip olduğu saptanmıştır. PRI-MUS protokolünün risk sınıflandırma protokolü, görüntüleri doku modellerine göre derecelendirilir. Mikro-ultrasonda PRİ-MUS 1 önemli kanser açısından çok düşük risk ile PRI-MUS 5: önemli kanser açısından çok yüksek risk olmak üzere 5 kategori üzerinden değerlendirilir. Bu görüntüleri değerlendirecek uzmanın en az 90 olguda deneyimi olması gerekmektedir.

 

Prostat kanseri şüphesi olan hastalara mikro-ultrason ile öncelikle lezyon değerlendirilmesi(PRI-MUS) yapılmakta,  yine mikro-ultrason kılavuzluğunda kanser olasılığı yüksek olan lezyondan eş zamanlı yani gerçek zamanlı anında biyopsi alınabilmektedir. Ayrıca multiparametrik MR görüntü kılavuzluğunda yapılan füzyon biyopsisinde, görüntü eşleştirilmesi, farklı zamanlarda alınan görüntülerin hizalanma zorluğu, hastanın nefes alması, karın içi basınç değişikliğine bağlı dokuların yer değiştirmesi gibi  yaşanan bazı teknik sıkıntılara da bir çözüm sunmaktadır. Füzyon biyopsi cihazı ile alınan biyopsinin genel anestezi gerektirmesi ve nispeten pahalı olması diğer bir dezavantaj olarak görülmektedir. Mikro-Ultrason kolay ulaşılabilir ve tekrar tekrar yapılabilir olması, nispeten ucuz olası prostat kanseri teşhisinde ve biyopsisinde bir adım öne çıkmaktadır, zaman kaybını önlemektedir. 

 

Mikro-ultrason, prostatta   şüpheli şüpheli görülen alanların çoğunu zaten doğal olarak saptamakta, MRI görüntülerinin doğruluğuna veya önceden tanımlanmış lezyon haritalandırmasına  güvenmek yerine, doğrudan gerçek zamanlı görsel rehberlik altında biyopsi almaya olanak sağlamaktadır. Mikro-ultrasonla tüm MR lezyonlarının %79’unu, klinik önemli prostat kanseri odaklarının %100’nü saptanabilmektedir. multiparametrik MR ve mikro-ultrason kombinasyonu ile prostat biyopsisi doğruluğu ve verimliliği artmaktadır(%15). Mikro-ultrason, MR da saptanmayan başka ek lezyonlarda saptanabilmektedir, bu da teşhis verimliliğini artıran bir faktördür. Aslında MR hedefli füzyon biyopsisinde yaşanan zorluklara çözüm getirebilmektedir. Hatta mikro- ultrason ileride füzyon biyopsinin yerini alabilecek güçlü bir aday olmaya doğru gitmektedir.

 

Prostat kanseri teşhis sürecinin basitleştirmek adına, gerçek zamanlı basit, MRhedefliye göre aynı klinik eşdeğerde olan mikro-ultrasonun devreye girmesi birçok şeyi olumlu yönde değiştirmekte, zaman kaybını önlemektedir.  Bu arada  mikro-ultrason hedefli biyopside  klinik önemli prostat kanseri yakalama oranın, MR hedefli biyopsi ile  aynı olduğu görülmüştür. Sonuç olarak mikro-ultrason ile tek başına klinik önemli prostat kanseri yakalama oranı, MR/füzyon biyopsi ile elde edilen sonuçlarda daha aşağı değildir. Daha da önemlisi, prostat kanserini gösterme hassasiyeti(özgüllükte veya pozitif prediktif) yada prostat kanseri yoktur deme hassasiyeti(Negatif prediktif değeri) MR/füzyon ve diğer yöntemlere göre hemen hemen aynıdır. Bu da her iki tekniğin de kabaca aynı oranda hastanın biyopsiden kaçınmasını sağlayacağını düşündürmektedir. 


 

Mikro-ultrason Hastalar için ne anlama geliyor? 


Bu, bir hastayı MR’a için sevk etmek yerine yerine, ürolog ofisinde yaklaşık 15 dakika süren bir mikro-ultrason yapabileceği anlamına gelebilir. Ayrıca yapılan mikro-ultrason, diğer risk faktörleri ve biyobelirteçlerle birlikte, hastaların anında gerçek zamanlı biyopsiye devam etme veya erteleme kararlarının alınacağı bir prostat kanser teşhis süreci anlamına gelebilir. 

Sonuç olarak mikro-ultrasonun prostat kanserini teşhisinde multiparametrik MR’a ciddi ve  çekici bir alternatif ve olabilir. Mikro-ultrason ve mpMR’ın  birlikte kullanımı durumunda prostat kanseri teşhisinde sinerjik etki yapabileceği  sonucu çıkarılabilir.

 

Prof. Hakkı PERK

Bu makale 14 Ekim 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hakkı Perk

KİŞİSEL PROFİL 25 yılı aşkın süredir Üroloji alanında Türkiye ve Dünyanın çeşitli yerlerinde; binlerce ameliyat, on binlerce tedavi gerçekleştirmiş; üroonkoloji, taş, prostat ve diğer üroloji alanlarına katkıları olmuş; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu bir Üroloji Uzmanıyım. 1959 Doğumlu | Evli | 2 Çocuk Babası, İyi dercede ingilizce bilmekteyim. EĞİTİM & KARİYER Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Doktor  | 1986 Mezunu, Ankara, Türkiye Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Üroloji Uzmanı | 1990 Mezunu, Ankara, Türkiye Süleyman Demirel Üniversitesi, Doçent & Profesör Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı | 2004 - 2008, Isparta, Türkiye Ankara Onkoloji Hastanesi Üroloji Kurucu Şefi, Üroonkoloji Üroloji Şefliği | 2009-2011 Ankara, Türkiye Amerikan Hastaneleri, Üroloji Departmanları Şef ve K ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Prof. Dr. Hakkı Perk
Prof. Dr. Hakkı Perk
Ankara - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube