Prostat kanseri tanı ve evrelenmesi

Prostat kanseri nedir? Neden adını diğer kanserlerden çok daha fazla duyuyoruz? Ben Doç.Dr. Oktay Özman. Prostat kanseri ve robotik cerrahi alanında yurtdışında yüksek ihtisas eğitimi almış bir üroloji doktoruyum. Prostat kanseri makale serisinin bu bölümünde sizlere prostat kanserinin tanısı ve evrelenmesi ile ilgili bilinmesi gereken temel bilgilerden bahsedeceğim.

Prostat kanseri tanı ve evrelenmesi

Prostat kanseri kesin tanısı prostat biyopsisi ile konulur. Biyopsi örnekleri patolojik incelemeye tabii tutulur ve prostat kanseri tanısı patoloji uzmanınca konulur. Prostat kanseri tanısı konulduktan sonra ilk yapılması gereken şey hastalığın risk değerlendirmesinin yapılması ve risk grubuna uygun olarak evrelenmesidir.

Prostat kanserinin yayılma riski şu parametreler dikkate alınarak değerlendirilir; (1) PSA testi sonucu, patoloji raporunda belirtilen hastalık derecesi ve hastalığın prostat içindeki yaygınlığı.

PSA testi prostat kanserinden şüphelendiren ve biyopsiye kadar ilerleyen bütün süreci başlatan ilk aşamadır. PSA testi sadece kanser şüphesini göstermez, prostat kanseri tanısı konulduktan sonra da kanserin yayılma potansiyeline dair önemli bir işarettir. Kan PSA değeri 20 ng/mL’nin üzerinde olan hastalar yüksek risk grubuna girer. Patoloji raporunda belirtilen hastalık derecesi diğer önemli parametredir. Gleason skoru olarak bilinen ve 6-10 arasında değişen bu derecelendirmeye göre 8 ve üzerindeki değerler yüksek riskli kabul edilir. Hastaları yüksek risk grubuna sokan bir diğer parametre de hastalığın prostat içindeki yaygınlığıdır. Eğer hastalık iki lobuna da yayılmış ise bu hastalar yüksek riskli prostat kanserine sahip olurlar.

Öte yandan hem PSA değeri 10 ng/mL’den düşük, hem Gleason skoru 6 hem de hastalığı sadece prostatın bir lobunun yarısında sınırlı olan kişiler düşük risk grubuna girerler. Yüksek ve düşük risk grubuna girmeyen tüm diğer hastalar orta risk grubunda değerlendirilir.

Peki, risk sınıflaması tam olarak neye işaret etmektedir? Prostat kanseri eğer tanı anında başka organlara sıçrama yapmamış ise ameliyatla ya da ışın tedavisi ile tedavi edilir. Hastalığın tanısında önemli bir yer tutan PSA değeri ameliyattan hemen sonra da kontrol edilir. Hastalığın tamamen vücut dışına çıkarılması ile beraber PSA’nın ölçülemeyecek kadar düşük değerlere gerilemesi beklenir. İşte risk sınıflaması ameliyat ya da ışın tedavisinden sonra PSA değerinin yüksek kalması ya da düşüp yeniden yükselmesi ihtimallerini değerlendirir. Yüksek riskli hastalarda ameliyat sonrası PSA yüksekliği görülebilir ve ek tedaviler gerekebilir.

Prostat kanseri tanısından sonraki aşama kanserin yaygınlığının belirlenmesi yani evrelenmesidir. Prostat kanseri en sık lenf bezelerine, kemiklere ve akciğerlere sıçrar. Orta risk grubuna girip Gleason 4+3=7(*) olan hastalar ve yüksek risk grubuna dahil hastalar karın ve pelvik bölgeyi kapsayan bir BT ya da MR incelemesinden geçmelidir. Günümüzde prostat MR’ı yaygın olarak kullanıldığı için çoğu zaman yeniden bir görüntüleme yapılmasına gerek kalmamaktadır. Yukarıda bahsedilen hastalar kemik metastazlarını değerlendirmek için kemik sintigrafisinden geçmelidir.

(*) Daha önceden bütün Gleason 7 prostat kanserleri aynı değerlendirilirken günümüzde skorun hesaplamasında geliş yoluna bakılarak Gleason 7 hastalık iki alt gruba ayrılmıştır. Artık 4+3=7 olan hastalar 3+4=7 olan hastalardan daha riskli kabul edilmektedir.

Bu makale 18 Kasım 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Oktay Özman

Doç. Dr. Oktay Özman;1988 yılında doğdu. Tıp eğitimini İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi'nde 2011 yılında tamamladı. Uzmanlık eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamlayarak 2018 yılında üroloji uzmanı oldu. 2021-2023 yılları arasında Avrupa Üroloji Derneği Bursu ile Hollanda Kanser Enstitüsü’nde Prof. Henk van der Poel’in yanında ''robotik cerrahi ve üroonkoloji'' alanında araştırmacı olarak bulundu. Burada Dr. Poel gözetiminde ve ORSI Academy-ERUS işbirliği ile yürütülen modüler eğitimin sonunda kendi gerçekleştirdiği vakalar ile robot yardımlı radikal prostatektomide yeterlilik sertifikası almaya hak kazandı. Dr. Özman, bu sertifikayı Avrupa’da bir robotik cerrahi akademisinden alan ilk Türk ürologdur. Hollanda Kanser Enstitüsü’nde bulunduğu sırada yürüttüğü TÜBİTAK projesi kapsamında yazdığı makaleler, üroloji alanında en prestijli ak ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
pubmed
Etiketler
Prostat kanseri hasta bilgilendirme
Doç. Dr. Oktay Özman
Doç. Dr. Oktay Özman
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube