Prostat kanseri standart yaklaşım

Prostat kanseri standart yaklaşım

Prostat kanseri çoğunlukla biyolojik agresifliği düşük olup yavaş ilerleyen ciddi bir kanser türüdür bu yüzden prostat kanseri geç şikâyet verir. Geç kalınırsa, tedavide kullanılan enstrümanlar etkisiz hale gelebilir. Ayrıca prostat kanserinin şiddeti ve tümörün saldırganlık ölçütü hastadan hastaya değişir.

Erken evrede tanı almış prostat kanserli hastaların çoğunda hiçbir şikayet yoktur. Bazen, prostat kanseri idrar torbası, sperm kanalları, bağırsağın son kısmına yayılım yaparak, kanlı idrar, kanlı meni, ağrı, makattan kanama gibi şikayetlere neden olabilir. Açıklanamayan halsizlik ve geçmeyen kemik ağrıları olan 40 yaş üstündeki erkeklerde dikkatli olunmalıdır.

1.Parmakla rektal muayene

2.Ultrasonografi

3.PSA düzeyi; erken prostat kanseri saptanması için etkili tanı üçlüsüdür.

PSA, prostatta en önemli ve klinik olarak yararlı biyokimyasal belirleyicidir. PSA (Prostat spesifik antijen), prostatik duktus ve asinüsleri döşeyen epitelyal hücrelerde üretilir ve prostatik duktal sisteme direkt salgılanır. PSA’yı prostat kanseri tanısına özel hale getirmek için çeşitli stratejiler araştırılmıştır. Bunların ortak amaçları yanlış-pozitif test sonuçlarını azaltmaktır. Gereksiz biyopsileri azaltmak amaçlanmıştır.

Prostat kanseri için risk faktörleri nelerdir?

Bir dizi faktör, prostat kanserine yakalanma riskini artırır. Prostat kanseri için risk faktörleri şunlardır:

  • 60 yaş üstü
  • Bazı meslekler ve kimyasal maddelere maruziyet (hekiminize danışın)
  • Kronik alkol kullanımı
  • Aile geçmişinde prostat kanserli kişilerin varlığı
  • Yüksek yağlı diyet

Prostat kanseri riskini azaltma

Prostat kanseri riskini azaltmak mümkün olabilir:

  • Toksinler ya da kimyasal maddelerin mesleki maruziyetine karşı önlemlerin alınması
  • Sağlıklı bir diyet
  • Alkol alımının azaltılması

Hastalığın evreleri ve erken evre nedir?

Vücutta prostat dışında başka yerlere yayılıp yayılmadığı (TNM), tümörün miktarı (odak sayısı), tümörün agresiflik derecesi (Gleason Skor) hastalığın evresini belirler. agresifliğinin skorlanması ile yapılan Gleason skorlama sisitemi yaygın olarak kullanılır.

Bu amaçla bir prostat biopsi materyalinin detaylı incelenmesi, akciğer grafisi, kemik sintigrafisi, kan testleri ve tomografi tetkikleri yapılır.

Prostat kanseri komşuluk yoluyla yayılma eğiliminde olup kan dolaşımıyla da kemiklere yayılabilir. En çok bel kemiklerine gider, ancak kafa kemiklerine ve kaburga kemiklerine, nadir olarak karaciğer ve akciğerlere de yayılabilir.

Hastalığın ilk evresinde, hastaların şikayeti olmaz ve kanser muayenede de saptanmaz. Tanı TUR yapılan ameliyatlar sonrasında tesadüfen konur. Kanser hücreleri prostat dışına çıkmamıştır. Hastalığın ikinci evresinde tanı genellikle ya kanda PSA seviyesi yükselmiş olduğu ya da makattan muayene sırasında prostat büyük olarak bulunduğu için yapılan ince iğne biyopsisiyle konur. Hastalık prostat bezi dışına çıkmamıştır. Üçüncü evrede hastalıkta, kanser hücreleri prostatı saran kapsülün dışına çıkıp prostatın yakın çevresindeki dokulara yayılır. Dördüncü evrede, hastalıkta kanser hücreleri prostat dışında lenf bezlerine ya da kemik, karaciğer ve akciğer gibi organlara sıçrar.

Prostat kanseri nasıl tedavi edilir?

Prostat kanseri tedavisinde, yaşam boyunca düzenli tıbbi bakım gerekliliği şarttır. Düzenli tıbbi bakımın ilk şartı erken tarama testleri için donanımlı bir kuruluşa ve uzmanına başvurmaktır. Kanser tedavisi, tümörün saldırganlık ölçütüne ve hastanın isteklerine dayanmaktadır. Yaşam boyu süren kontrollerde kullanılabilecek tedavi yöntemleri aşağıda sıralanmıştır.

Prostat kanseri için ortak tedaviler tek tek ya da kmbine edilerek kullanılabilir.

Prostat kanseri tedavisi için birçok seçenek mevcuttur:

  • Hormonal tedavi
  • Radyasyon tedavisi
  • Kanseri çıkarmak için ameliyatlar (açık, robot yardımlı ya da yardımsız laparoskopi)(hekiminize başvurun)
  • Hedefe yönelik tedavi

Prostat kanseri tedavi edilmezse potansiyel sonuçları nelerdir?

  • Anemi (düşük kırmızı kan hücre sayısı)
  • Mesane çıkım obstrüksiyonu
  • Kırık kemikler ve spinal kord kompresyonu
  • Bacak lenfödem (sıvı toplanması ve lenfatik damarların tıkanması nedeniyle şişme)
  • Düşük beyaz kan hücre sayımı ve enfeksiyonlara karşı azalmış direnç
  • Kemikler gibi vücudun diğer bölgelerine kanserin yayılmasını
  • Üriner inkontinans
  • Böbrek yetmezliği

 

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Tuncay Taş

Yrd. Doç. Dr. Tuncay TAŞ, 28 Temmuz 1980 Malatya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1998 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2004 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, 2005 - 2010 yılları arasında Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaparak Üroloji uzmanı olmuştur.  2006 ve 2007 Yılları arasında Heildelberg Üniversitesi Almanya Heilbronn SLK Hastanesi "Laparoskopi ve Onkoloji Merkezi'nde" eğitim alan Yrd. Doç. Dr. Tuncay TAŞ, Türkiye’de başta Laparoskopi alanında olmak üzere çalışmalarda bulunmuştur. Yrd. Doç. Dr. Tuncay TAŞ, 2011 - 2012 Yılları arasında Gaziantep Islahiye Devlet Hastanesi'nde, 2015 yılında İstanbul Esencan Hastanesi'nde, 2016 yılında, İstanbul Esenyurt Üniversitesi'nde, Özel Esencan Hastanesi'nde görev almış ve ...

Dr. Öğr. Üyesi Tuncay Taş
Dr. Öğr. Üyesi Tuncay Taş
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube