Parkinson bir hareket bozukluğudur. Hareketin bozuk olarak tanımlanması durumu hareketin istenilen hızda ve şekilde gerçekleştirilememiş olmasıdır. Bu istemsiz hareket şeklinde olabilmekte yada normalde olması gerekenden yavaş veya hiç hareket edilmemesi durumu şeklinde de gözlenebilmektedir. Bu hareket bozukluklarından bir tanesi parkinson hastalığıdır, temel olarak hareketlerimizi beyinde kontrol eden beyin bölgelerinde herhangi bir hasar yada bu beyin bölgelerinin birbirleriyle olan iletişimindeki bir problem varlığı buna yol açabilmektedir. Parkinson hastalığında temel olarak ellerde titreme hareketlerede yavaşlama eklemlerde katılık gözlenen temel klinik bulgulardır.
Parkinson hastalarında en sık gözlenen bulgu ellerde titreme olduğu için aslında parkinson hastalığı bir tür titreme hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Ancak hastaların bir grubu titremenin ön planda olmadığı hareketlerde yavaşlamanın daha ön planada gözlendiği klinik bir tablo sergilemektedirler ancak bu hastanın parkinson tanısı almasının önüne geçmemektedir. Parkinson hastalığında aslında temel olarak beyinde dopomin hücre grubunun kaybı söz konusudur. Dopomin hücre kaybı varlığı nedeniyle bopomin desteği sağlamalıdır. Tedavide temel hedef bu dopominaljik hücreleri aktiflemek yada eksik olan dopomini yerine koymaktır. Bu nedenle parkinson hastalığının medikal tedavisinde öncelikli hedef bu dopominin yerine konması olmakta yada var olan dopomin hücrelerinin korumayı amaçlayan tedavi seçenekleri olmaktadır. Ancak parkinson hastalığının medikal tedavisinde kullanılan ilaç seçenekleri oldukça sınırlıdır ve sık aralıklarla ilaç alımının gerekmesi bu hastalığın tedavisinde temel problemdir.
Aslında parkinson hastalarının tedavisinden bahsetmeden önce parkinson hastalığının çok faktörlü yani birden fazla nedene bağlı bir hastalık olduğundan bahsetmek gerekmektedir. Burada genetik nedenlerin yanı sıra çevresel faktörlerde göz önüne alınması gereken durumlardır. Bu nedenle hastalığın ilaç veya alternatif tedavi yöndemleri ile tedavi edilmesinde temel hedef hastalığın tamamen ortadan kaldırılması değildir. Yine diğer birçok nörolojik hastalıkta olduğu gibi bu hastalıktada temel hedef hastanın temel yaşam kalitesini arttırmaya yönelik olmaktadır. Maalesef ki beyindeki dopomin hücrelerinin korumaya yönelik en azından var olan dopomin hücrelerini korumaya yönelik tedavi seçenekleri beklendiği kadar pozitif yada beklendiği kadar olumlu sonuçlar vermemiştir.
Ancak son yıllarda parkinson hastalığının tedavisinde medikal tedavi seçeneklerinin yanı sıra cerrahi tedavi seçenekleride klinik uygulamada daha fazla tercih edilir seçenekler arasına girmiştir. Burada cerrahi tedavi seçeneğinden bahsederken birden fazla seçenek bulunmaktadır. Ancak en sıklıkla tercih edileni derin beyin stimülasyonu dediğimiz, halk arasında beyin pili olarak bilinen beyinde dopominaljik hücrelerinin olduğu, hareketimizi düzenleyen ve parkinson hastalığında etkilendiği düşünülen beyin bölgesinin uygun uyarılar ile kişinin hareketini sağlaması yani bu cerrahide aslında bu hedeflenmiştir. Ancak bu operasyon her parkinson hastası için uygun bir seçenek değildir.
Beyin pili cerrahisinde en uygun seçenekteki hastalar titreme yakınmasının daha ön planda olduğu hastalardır. Diğer yandan hastanın buna semptomlarının gözlenmemiş olması, yani hali hazırda buna semptomlarının var olmamış olmasıda bu hastalarda uygulanacak beyin pili cerrahisinin başarı sansını arttırmaktadır. Aslında burada saydığımız kriterler beyin pilinin her hastaya uygulanmaması gerektiği uygulandığında fayda göstermeyeceği anlamına gelmektedir. Oysa ki toplumda beyin pili cerrahisi ilaç tedavisine alternatif olarak görülmekte ve her hastada aynen ilaç tedavisinde olduğu gibi faydalı olabileceği beklentisi oluşmaktadır. Kaldıki medikal tedavi bile her hastada yeterince ve beklendiği kadar olumlu etki göstermemektedir.
Yani özetlersek parkinson hastalığı ellerde titreme ve hareketlerde yavaşlamanın temel olarak gözlendiği bir hareket bozuluğudur. Bu hastalığın tedavisinde birinci seçenek parkinson hastalığında kullanılan ve beyinde bu hastalıkta azalmış olan dopomini yerine koymaktır. Ancak medikal tedavinin zaman içerisinde yanıtsız olduğu gözlenmektedir, çünkü biz tedavide bu hastalardaki dopominaljik hücre kaybının yani hastalardaki dopomin salan hücrelerin kaybının önüne geçemediğimiz için zaman içerisinde hastalık ilerlemekte ve uyguladığımız medikal tedavi yetersiz hale gelmektedir. Medikal tedavinin yetersiz hale geldiği hastalarda beyin pili cerrahisi alternatif bir tedavi yöntemi olarak düşünülebilmektedir. Bu nedenle toplumda sıklıkla sanki beyin pili cerrahisi medikal tedavinin öncesinde ön planda düşünülebilecek bir seçenekmiş gibi algılanmaktadır. Bu nedenle hastalardaki öncelikle bu algının düzeltilmesi gerekmektedir, beyin pili uygulaması için yani bu uygulamanın hastalarda olumlu sonuç verebilmesi için öncelikle hastanın dopominaljik tedaviye başlangıçta da olsa iyi yanıt vermiş olması gerekmektedir. Beyin pili uygulamasının olumlu yanıt verdiği hastaların titremenin ön planda olduğu hasta grupları olduğu gözlenmiştir. Son olarak parkinson hastalığına sıklıkla eşlik ettiği gözlenen, bunama semptomları olan hastalarda, beyin pili cerrahisinin başarı şansının azaldığı gözlenmiştir.
Bu nedenle her parkinson hastasında beyin pili cerrahisi beklenen kadar olumlu yanıt vermemektedir. Genel bir kural olarak aslında yine aynı sonuca varmaktayız, hastalık yoktur, hasta vardır ve aynı hastalık hastalar arasında değişkenlik göstermektedir.