Panik bozukluk'ta bilinmesi gerekenler

Panik bozukluk'ta bilinmesi gerekenler

Panik Bozukluk, beklenmedik panik nöbetlerinin yineleyici biçimde görüldüğü bir ruhsal bozukluktur. Beklenmedik panik nöbetleri sırasında kişi dakikalar içinde tırmanan yoğun bir korku-endişe ve huzursuzluk yaşar. Panik bozukluğu olan kişilerin sıklıkla yaşadığı diğer bir kaygı ise bu korkutucu deneyimin tekrar edeceğidir.

Fiziksel nedenler ile açıklanamayan, aniden ortaya çıkan genelde çok yoğun ve baskılı korku nöbetleri yaşayan kişilerin panik nöbeti geçirdikleri akla gelmelidir. Birçok insan hayatı boyunca bir ya da birkaç panik nöbeti geçirir. Panik bozukluk ise 75 kişide 1 kişide görülebilen bir bozukluktur.

Toplumsal çalışmalarda %3 düzeyine varan oranlarda panik bozukluk olguları görülebilmektedir. Bir kişide panik bozukluk olduğunu söyleyebilmek için panik nöbetlerini yaşamış birinin en az 1 aydır bu korkutucu deneyimin tekrar edebileceği korkusu ya da bu nöbetin olumsuz sonuçları hakkında zihinsel olarak meşgul olmaya başlaması esas alınır.

Korkutucu ve bastıran şiddette belirtilerle kendini gösteren nöbetleri içermesine rağmen panik bozukluğu tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Tedavinin hedeflenmesi ve sürdürülmesi tablonun kontrol edilebilmesi ve kişinin yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi için esastır.

Panik Nöbet Belirtileri

Panik nöbetleri genelde ön bir uyarı vermeksizin aniden ortaya çıkar. Tipik bir nöbet genelde 10-20 dakika sürebilir. Bazen şiddetli olgularda daha uzun sürebilir. Nöbetin belirtileri kişiden kişiye farklı görünümler sergileyebilir, çeşitlilik gösterebilir. Sıklıkla ergenlik döneminde ve 25 yaşından önce genç yetişkinlikte başlar.

Eğer bir kimse 4 seferden fazla panik nöbeti geçirdi ise ya da nöbetin tekrar edebileceği ve/veya olumsuz sonuçları hakkında kaygılı bir beklenti içinde ise rahatsızlığı panik bozukluk olabilir.

Nöbet sırasında sık görülen belirtiler şunlardır:

Kalp atım sayısında hızlanma ya da çarpıntı hissi Nefes darlığı/hava açlığı Boğulma hissi Baş dönmesi Bulantı Terleme- titreme – sarsılma hissi Dengesizlik hissi Kendine ve/veya çevreye yabancılaşma hissi Donuklaşma-uyuşma, eller ve ayaklarda batışma hisleri Göğüs ağrısı-sıkışma hissi Ölüm korkusu Bayılma hissi Bu belirtiler çeşitli nörobiyolojik mekanizmalarla ilgili olarak ortaya çıkar.

Kişinin üzerine boca eden bir korku nöbeti olarak yaşanır. Beklenmedik bir anda ani olarak ortaya çıkar. Sıklıkla kişinin gerçekte yaşadığı gerginlik ya da zorlanma ile uyumsuz şiddette bir korku tablosu olarak gerçekleşir. Kişi kendini ölümün, aklını kaçırmanın, bayılmanın, kontrolünü kaybetmenin, kalp krizi ya da beyin kanaması geçirmenin eşiğinde bir durumda şiddetli bir korku içinde hisseder. Bu rahatsızlık kadınlarda daha sık görülmektedir.

Genetik-biyolojik etmenlerle sıkı biçimde ilişkilenmesi yanında yaşamın zorlayıcı dönüm noktalarında ortaya çıkması söz konusudur. Panik nöbetleri acil servise ulaşmadan önce sönümlenebilse bile acil bir durum olarak kabul edilmelidir. Tanı ve tedavi sürecinde benzer belirtilere yol açabilecek tıbbi diğer hastalıkların dışlanması ile psikiyatrik tedavilerin başlanması planlanmalıdır.

Tüm ruhsal sıkıntılarda olduğu gibi ilk ruhsal durum değerlendirilmesinin psikiyatri eli ile yapılması önemlidir. Ruhsal belirti ve bulguların psikiyatri uzmanı gözü ile benzer belirti ve bulgulara yol açabilecek diğer tıbbi hastalıklardan ve ek olarak görülebilecek diğer ruhsal bozukluklarla ilişkileri bakımından değerlendirilmesi gerekir.

Tedavi yaklaşımları hastadan hastaya farklı planlar içerebilse bile ilaç tedavilerinin esaslı konumu ihmal edilemez. Tedavinin ilaçlı tedavileri, yalnızca terapileri ya da her ikisini içerip içermemesi kararı psikiyatri uzmanınca belirlendiği ölçüde sağlıklı biçimde ilerleyebilir.

Panik bozukluğunda da özellikle belirgin olan bozulmuş ve rahatsızlığın sürmesine hizmet eden davranışların düzenlenmesini ve bunları besleyen düşünce hatalarını ele alan terapilerin uygulanması gerekebilir. Terapilerin, teknikler hakkında eğitimli psikiyatri uzmanları ya da klinik eğitimlerini tamamlamış uzman psikologlarca yürütülmesi hastaların etkili müdahalelere ulaşması bakımından gereklidir.

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ahmet Tiryaki

Prof. Dr. Ahmet TİRYAKİ, 22 Temmuz 1971 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, 1996 - 2001 yılları arasında aynı fakültede Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nda yapmıştır.  2002 - 2003 Yılları arasında Balıklı Rum Hastanesi'nde, Başkent Üniversitesi Konya Hastanesi'nde, Özel Bilgi Tıp Merkezi'nde, görev almış 2004 - 2016 yılları arasında ise, Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi'nde, ''Yardımcı Doçent Doktor ve Doçent Doktor'' unvanlarını alarak çalışmalarını sürdürmüştür. 2017 Yılında ''Profesör Doktor'' unvanını almıştır.İstanbul Aydın Üniversitesi Hastanesi Medical Park Florya'da görev yapmış olup mesleki çalışmalarına Özel Medicana International İstanbul Hastanesi'nde devam etmektedir. ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Panik atak belirtileri
Prof. Dr. Ahmet Tiryaki
Prof. Dr. Ahmet Tiryaki
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube