Ozon tedavisine detaylı bir bakış

Ozon, dünya atmosferinde doğal olarak bulunan oksijenin temel bir şeklidir. Ozon gazı, soluduğumuz havadan ya da saf oksijenden elde edilir. Kararsız yapısı nedeniyle görevini tamamladıktan sonra tekrar hammaddesi olan oksijene dönüşür. Kalıntı bırakmayan doğal bir dezenfektan oluşu ve sürekli teneffüs edilmediği taktirde insan sağlığına zararlı değildir. Ozon ilk olarak 1840 yılında Alman kimyager Christian Frederick Schonbein tarafından keşfedilmiştir. İsviçre'deki Basel Üniversitesi tarafından ozon ilk kez 1856da ameliyathaneleri dezenfekte etmek için ardından 1860ta su arıtma için kullanılmıştır. Alman ordusu Birinci Dünya Savaşı sırasında savaş yaralarını ve diğer enfeksiyonları tedavi etmek için ozon kullanmıştır. Ozon tedavisi, bir hastalığı veya yarayı tedavi etmek için vücudunuza ozon gazı verme sürecini ifade eder. Ozon, üç oksijen atomundan (O3) oluşan renksiz bir gazdır. Araştırmalar, ozonun bağışıklık sistemini uyararak tıbbi durumları tedavi etmek için kullanılabileceğini bulmuştur. Ayrıca dezenfeksiyon ve bir dizi hastalığı tedavi etmek için kullanılabilir.

Ozon tedavisine detaylı bir bakış

2. OZON TEDAVİSİNİN KULLANILDIĞI HASTALIKLAR
Avrupa merkezli Tıbbi Ozon Derneği (Medical Society for Ozone) ve Bilimsel Araştırmalar
Merkezine göre (National Center for Scientific Research) günümüzde farklı ozon formlarının
tedavide kullanıldığı hastalıklar şunlardır:

 Apseler,
 Akne,
 AIDS,
 Alerji,
 Anal çatlaklar,
 Artrit,
 Astım,
 Kanserli tümörler,
 Serebral skleroz,
 Dolaşım rahatsızlıkları,
 Karaciğer sirozu,
 Kabızlık,
 Korneal ülserler,
 Sistit,

2
 Dekübit ülserleri (yatak yaraları),
 İshal,
 Mantar hastalıkları,
 Kangren,
 Gastroduodenal ülserler,
 Hepatit,
 Herpes simplex ve zoster,
 Hiperkolesterolemi,
 Osteomiyelit,
 Parkinson hastalığı,
 Raynaud hastalığı,
 Romatoid artrit,
 Senil demans,
 Sepsis,
 Sinüzit,
 Spondilit,
 Tromboflebit,
 Yara iyileşmesi ve diğerleri.

Bunların yanı sıra ozonun kanser, kalp hastalığı, kandida, HIV ile ilgili sorunlar, kronik
yorgunluk, migren, bağışıklığın yükseltilmesi, psoriasiz (sedef), huzursuz bacak, hashimato,
otoimmün hastalıklar, romatoid artrit dahil olmak üzere bir dizi başka hastalığı iyileştirmeye
yardımcı olduğu tespit edilmiştir.
Tıbbi ozon, 100 yılı aşkın bir süredir tıbbi malzemeleri dezenfekte etmek ve farklı durumları
tedavi etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca yaralarda enfeksiyonun önlenmesine yardımcı
olabilir.
2018 Güvenilir Kaynak araştırmasına göre, ozon vücut sıvılarıyla temas ettiğinde ortaya
çıkan reaksiyonlar daha fazla protein ve kırmızı kan hücresi oluşturur. Bu, vücudunuzdaki
oksijen miktarını artırır.
Ozon tedavisi vücudunuzdaki sağlıksız süreçleri de bozabilir. Araştırmalar, ozon tedavisinin
bakterileri, virüsleri, mantarları, maya ve protozoayı etkisiz hale getirebileceğini göstermiştir.
Daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da, solunum bozukluğu olan kişiler ozon tedavisi için iyi
adaylar olabilir.
Ozon tedavisi, kanınızdaki oksijen seviyelerini artırarak ciğerlerinizdeki stresi azaltmaya
yardımcı olabilir. Akciğerleriniz kanınıza oksijen sağlamaktan sorumludur.
2014 yılında yapılan bir çalışmada, KOAH tedavisi için intravenöz ozon tedavisine veya
kanla karıştırılmış ozonu enjekte etme yöntemiyle KOAH'lı eski sigara tiryakilerinde yaşam
kalitesini ve egzersiz yapma yeteneğini iyileştirdiğini bulunmuştur.

Ozon tedavisi ayrıca diyabetten kaynaklanan komplikasyon riskini azaltmada umut vaat
etmektedir. 2015 yılında yapılan bir araştırma, ozon tedavisinin diyabetin yaygın bir yan
etkisi olan yara iyileşmesine yardımcı olabileceğini de bulmuştur.
Komplikasyonlara genellikle vücuttaki oksidatif stres neden olur. 2018 yılında yapılan bir
araştırma ozonun vücudun bağışıklık ve antioksidan sistemlerini aktive ederek ve
iltihaplanmayı azaltarak oksidatif stresi düzeltebileceğini göstermiştir.
2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, diyabetik ayak ülseri olan kişilerde ozon tedavisi
yaranın kapanmasına yardımcı olmuş ve enfeksiyon olasılığını azaltmıştır.
Ozon tedavisi, bağışıklık sistemini uyarmaya yardımcı olduğu için bağışıklık bozukluğu olan
kişiler için de fayda sağlayabilir. 2018'de yapılan bir araştırma, kana karışan ve HIV'li
kişilere enjekte edilen ozonun 2 yıllık bir süre içinde viral yüklerini önemli ölçüde azalttığını
bulmuştur. Daha düşük bir viral yük, daha az virüs bulunduğu anlamına gelir ve bu da uzun
vadeli sağlığı iyileştirebilir.
Ozon tedavisinin kan dolaşımı ve hücre yenilenmesi üzerindeki etkileri özellikle plastik
cerrahi gibi branşların ilgisini çekmiş ve ozon tedavisi bu alanda pek çok çalışmaya konu
olmuştur. Yaşlanma ile birlikte dolaşım sistemi zayıflar, kılcal damarlarda kan yoğunluğu
azalır ve bunun sonucunda vücudun bazı bölgelerinde bulunan hücreler yeterli oksijen
doygunluğuna ulaşamaz. Oksijensiz kalan ve beslenemeyen hücreler ilerleyen dönemde
canlılığını kaybederek kurur ve bu durum özellikle cilt dokusunda kırışıklık gibi şikayetlere
yol açar. Ozon tedavisi ile vücudun dolaşım sistemi desteklenir, kılcal damarların kan
yoğunluğu artırılır, vücudun tüm hücreleri oksijenden zengin kan ile beslenir ve bu
hücrelerin canlılığı korunmuş olur.
Hücresel sağlığı koruyarak yaşlanmayı geciktiren ozon tedavisi aynı zamanda hasarlı
hücreleri onarır ve canlılığını yitirmiş olanları deriden uzaklaştırarak yeni hücre oluşumunu
destekler. Bu sayede anti aging etkisinin yanı sıra hücresel düzeyde gençleştirici etkisinden
de söz etmek mümkündür.
Diğer ozon tedavisi faydaları arasında sağlıklı saçlar ve tırnaklar, sağlıklı ve parlak bir cilt,
gelişmiş enerji seviyeleri ve daha derin, daha dinlendirici bir uyku yer alır.
Öte yandan ozon tedavisinin uygulanmasında sakınca bulunan durumlar da mevcuttur.
Hipertroidi olanlarda, yeni kalp krizi geçirmiş kişilerde, glukoz 6 fosfat enzim eksikliği olanlar
ile ciddi kanama problemi olan hastalarda kullanılmaması gerekmektedir.
3. OZON TEDAVİSİ UYGULAMALARI
Şu anda, sekiz basit yöntem ve bir oldukça karmaşık ozon tedavisi yöntemi vardır.
1) Doğrudan Damara Uygulama
Bir ozon/oksijen karışımı, bir hipodermik şırınga ile bir arter veya damara yavaşça enjekte
edilir. Bu yöntem öncelikle arteriyel dolaşım bozuklukları için kullanılır. Gaz karışımının
dolaşıma çok hızlı girmesi nedeniyle, bu teknik artık nadiren kullanılmaktadır.

2) Rektal Uygulama
Ozon ve oksijen karışımı rektum ve bağırsak yoluyla vücuda emilir. Çok çeşitli sağlık
sorunları için kullanılan bu yöntem en güvenli yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Tipik bir
ülseratif kolit tedavisinde, örneğin 75 mikrogram mililitre oksijen başına ozon kullanılır
(tedavi 50 ml oksijen ile başlar yavaş yavaş tedavi başına 500 ml'ye artırılabilir) Kanser, HIV
ile ilgili sorunlar ve diğer hastalıklarda faydalı etkileri görülmektedir.
3) Kas İçi Enjeksiyon
Hastaya az miktarda (10 ml'ye kadar) ozon ve oksijen karışımı enjekte edilir (genellikle
kalça ve kol) normal bir enjeksiyon gibidir. Bu yöntem genellikle alerjileri ve enflamasyonları
tedavi etmek için kullanılır. Kas içi enjeksiyonlar bazen kanser tedavilerine ek olarak
kullanılmaktadır.
4) Majör ve Minör Kan Ozonlama
1960'lardan beri kullanılan minör otohemoterapide, küçük bir miktar (genellikle 10 ml) kan
ozon ve oksijen ile muamele edilir ve derialtı şırıngası ile bir damardan hastanın kanı kas içi
enjeksiyonla hastaya geri verilir.
Böylece kan ve ozon, kendi hücrelerinden elde edilen ve hastaya verilen bir tür otoaşı haline
gelir ve böylece benzersiz bir aşı meydana gelir.
Majör kan ozon yöntemi hastanın sağlık sorununun tedavisinde çok spesifik ve etkilidir.
Majör otohemoterapide hastanın kanından 50-100 ml alınır. Ozon ve oksijen daha sonra
kanın içine köpürtülür. Birkaç dakika sonra ozonlanmış kan tekrar damara verilir. Bu yöntem
uçuk, artrit, kanser, kalp hastalığı ve HIV enfeksiyonu dahil olmak üzere çok çeşitli sağlık
sorunlarını tedavi eder.
Muhtemelen günümüzde en sık kullanılan ozon tedavisi türüdür.
5) Ozonlu Su
Bu yöntemde, ozon gazı suda kabarcıklanacak şekilde karıştırılır ve elde edilen ozonlu su,
yaralar, yanıklar ve yavaş iyileşen cilt enfeksiyonlarında yıkanmak için harici olarak
kullanılır.
Diş hekimleri tarafından dezenfektan olarak da kullanılmaktadır.
Ozonlu su ülseratif kolit, duodenal ülserler, gastrit, ishal ve vulvovajinit dahil çok çeşitli
bağırsak ve jinekolojik sorunları tedavi etmek için kullanılmaktadır.


6) Eklem İçi Enjeksiyon
Bu yöntemde ozon gazı sudan geçirilir ve karışım doğrudan eklemlerin arasına enjekte
edilir.
Öncelikle artrit, romatizma ve diğer eklemleri tedavi etmek için kullanılır.

7) Ozon Torbalama
Bu non-invaziv yöntemde, tedavi edilecek alanın etrafına yerleştirilen özel olarak yapılmış
bir plastik torba kullanır. Bir ozon/oksijen karışımı torbanın içine pompalanır ve karışım deri
yoluyla vücuda emilir. Ozon torbalama öncelikle bacak ülserleri, kangren, mantar
enfeksiyonları, yanıklar ve yavaş iyileşen yaralar için etkili bir tedavi yöntemidir.
8) Ozonlanmış Yağ
Öncelikle cilt problemlerini tedavi etmek için kullanılan ozon gazı, zeytinyağına eklenir ve
uzun süreli, düşük dozda maruz kalma için bir balsam veya merhem olarak uygulanır.
Ozonun solunması uygun değildir. Çünkü akciğerler ozona en duyarlı organlardır. Tıbbi
ozon kullanan hekimler teneffüs edilmemesi konusunda uyarıda bulunmalıdırlar. Akciğerlere
giren ozon, akciğer dokusunun yoğunluğunda değişikliklere neden olabilir, hassas akciğere
zarar verebilir. Membranlar, trakea ve bronşlardaki epiteli (mukusun yüzey tabakasını) tahriş
eder. Kullanıcıları, kullanıldığı odaya ozon kaçmaması konusunda uyarırlar. Modern tıbbi
ozon jeneratörleri, ozon gazının kazara kaçmasını önlemek için özel olarak tasarlanmıştır.

4. BÜTÜNCÜL VE FONKSİYONEL TIPTA OZON TEDAVİSİ
Bütüncül ve fonksiyonel tıp temelde hasta merkezli bir tedavi yaklaşımıdır. Uygulayıcıların
ve hastaların, hastalığın altında yatan nedenlerini ele almak için işbirliği içinde çalışmasına
olanak tanır. Bütüncül ve fonksiyonel tıp, bir tedavi planına yönelik çalışırken yaşam tarzı ve
alışkanlıklar gibi şeyleri göz önünde bulundurarak tanıyı bütüncül bir bakış açısıyla koymaya
çalışır.
Hekimler tipik olarak ilk görüşmede hastanın tıbbi geçmişi, ailesi, yaşam tarzı, alışkanlıkları
vb. hakkında derinlemesine bilgi almaya çalışırlar. Belirli bir sağlık durumunun nedeni
bireyin içinde derinlerde yatabilirken, hastanın yaşam tarzı veya genetiğinde gizlenebilir.
Uygulayıcılar ve hastalar arasındaki açıklık ve iletişim, hastalarımızın iyileşmelerinin aktif bir
parçası olduklarını hissetmelerini sağlar. Bu nedenle, karar verilen tedavi planını takip
etmede daha başarılı olacaklarını ve bunun sonucunda kendilerini daha çabuk iyi
hissedeceklerini umarız.
Ozon terapileri, vücudun doğal iyileşme sürecini uyarmak için yenilikçi, invazif olmayan bir
yaklaşımdır. Hareket kabiliyetini artırmak ve ağrıyı azaltmak için vücudun kendi iyileştirme
güçlerinin zayıflamış bölgeleri güçlendirmesine yardımcı olur.
İntravenöz ozon tedavisi veya prolozon tedavisi, ozonu doğrudan vücudun etkilenen bir
bölgesine enjekte ederek ve oksijen alımını iyileştirmesine ve bağışıklık sistemini
güçlendirmesine izin vererek çalışır. Bu destek, bağışıklık sisteminin vücuttaki enfekte veya
hasar görmüş hücreleri onarma sürecine başlamasını sağlar. Yararları arasında şişmenin
azalması, eklemlerde ağrı ve iltihaplanmanın azalması, etkilenen bölgedeki hasarın
sınırlandırılması, dolaşımın iyileştirilmesi, hızlı iyileşme, hastalıktan kaynaklanan hasarın etkilerinin yavaşlaması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve hareketliliğin iyileştirilmesi
sayılabilir.

5. YAN ETKİLER ve DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Ozon tedavisi şu anda yaygın olarak kullanılmakla birlikte mutlaka bu konuda eğitim almış
ve sertifikalı bir doktor tarafından uygulanmalı yada uygulama planı hazırlanmalıdır. Ozon
gazı tek sayıda atoma sahiptir, bu da onu kararsız hale getirir. Bu istikrarsızlık, öngörülemez
olabileceği anlamına da gelir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, ozon tedavisini kullanırken dikkatli
olmalıdır. Ozon doğru miktarda ve doğru yerde kullanılmalı, sürekli olarak solunmamalıdır.
Ozonun intravenöz olarak, yüksek dozlarda veya uzun süre kullanılmasının önemli yan
etkileri olabilir. Bu yüzden ozon tedavisinin nasıl uygulanacağına dair ilgili sağlık
kuruluşundan gerekli eğitim ve resmi bir sertifika almış doktorların bilgi ve gözetiminde
uygulanmalıdır.
Ozon tedavisinin herhangi bir şekli uygulanmadan önce hastalar tansiyon ve şeker ilaçlarını
en az 4 saat önceden almış olmalılar ve ozon tedavisi sırasında aç olmamalıdırlar.
Ozon tedavisi, düşük riskli ve genellikle standart medikal tedavilerin eşliğinde tamamlayıcı,
destekleyici ve yeniden yapılandırıcı bir metottur.

Bu makale 6 Aralık 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. İlkay Arıcan

1995 yılında 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesini bitiren Dr. İlkay Arıcan; Isparta (Uluborlu, Keçiborlu) ve İzmir Seferihisar sağlık merkezlerinde pratisyen hekim olarak çalışmıştır.  2003 yılında Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesinden Anezteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı olarak mezun olduktan sonra sırasıyla Ankara Zübeyde Hanım Doğumevi, İstanbul İstinye   Devlet Hastanesi, Antalya Atatürk Devlet Hastanesi, Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapmıştır.  2012-2014 yılları arasında bir süre yurt dışında yaşamış olup bir süre Şili Santiago Katolik Üniversitesinde gözlemci doktor olarak bulunmuştur.  Müteakiben Diyarbakır Gazi Yaşargil ve Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalıştıktan sonra emekli olmuş ve 2022 yılında Ankara Çankaya’da bulunan muayenehanesini açmıştır.  Dr. İlkay Arıcan halen Geleneksel  ve Tam ...

Etiketler
Ozon terapisi
Uzm. Dr. İlkay Arıcan
Uzm. Dr. İlkay Arıcan
Ankara - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp
Facebook Twitter Instagram Youtube