ONKOPLASTİK MEME CERRAHİSİ NEDİR?
Bilindiği üzere meme kanseri herhangi bir aile öyküsü olmayan kadınların bile %20’sinde görülen kanser tipidir. Ayrıca, kadınlarda en sık görülen kanser tipi de yine meme kanseridir. Meme kanseri tanısı alan her kadın kanser tanısının verdiği psikolojik yük ile beraber memesini kaybetme korkusu ile de karşı karşıya kalır. Bununla birlikte ilk akla gelen soru ise memenin cerrahi sonrası estetik durumudur. Onkoplastik meme cerrahisi bu anlamda klasik meme kanseri cerrahisi teknikleri ile plastik cerrahi tekniklerinin birleştirildiği kombine bir cerrahi tekniktir. Bu cerrahi teknik meme kanseri tanısı alan hastalarda cerrahi olarak tümörün salim cerrahi sınırlarla çıkarılması sırasında eş zamanlı olarak memenin estetik görüntüsünü de en iyi şekilde korumayı hedeflemektedir.
Eskiden yapılan, klasik meme kanseri cerrahilerinde amaç memedeki kitlenin tamamen salim cerrahi sınırlarla çıkarılması olup, estetik kaygı gözetilmezdi. Burada tek hedef hastayı hastalıklı dokudan kurtarmak idi. Bu nedenle memedeki kitle çıkarıldıktan sonra memenin çıkarılan alanında boşluklar ve memede cerrahi sonrası çökmeler oluşmaktaydı. Ayrıca, memenin korunduğu ve sadece kitlenin çıkarıldığı meme koruyucu cerrahi sonrası tekrar nüks olmaması adına hastalara rutin olarak cerrahi sonrası ışın tedavisi (radyoterapi) verilmektedir. Bu radyoterapi de ek olarak meme dokusunda deformitelere neden olmaktadır. Bu durumlarda da yine cerrahi sırasında uygulanan onkoplastik meme cerrahisi teknikleri oluşabilecek deformiteleri minimize edebilir.
Bu cerrahide seçilecek teknik memenin hacmi, memeden çıkarılacak tümörün boyutu, ayrıca memede yerleşim yerine göre değişmektedir. Burada cerrahiyi uygulayacak cerrahın hangi tekniğe daha çok hâkim olması da önemli faktörlerdendir.
Tüm bunların yanı sıra uygulanacak tekniğin genişliğini belirleyen en önemli faktör çıkarılan doku ile meme dokusu hacmi arasındaki orandır. Memeden çıkarılan tümör dokusu memenin hacminin %20 ve altında ise komşu meme dokusu kullanılarak basit yöntemlerle çıkarılan boşluk doldurulabilir. Memeden çıkarılan doku meme hacminin %20-%50 aralığında ise daha ileri düzey teknikler kullanılarak karın kası veya sırt kası gibi komşu anatomik yapılar kullanılarak çıkarılan boşluk doldurulabilmektedir. Ancak, tümörün tüm memede yaygın olduğu, özellikle meme cildi ve meme başının da etkilendiği durumlarda ise memenin boşaltılarak implantlarla rekonstrüksiyonu gerekecektir.
Tüm cerrahi tekniklerin kendi zorlukları olduğu gibi bu cerrahi tekniğin de önemli zorlukları ve komplikasyonları olmaktadır. Özellikle memedeki boşluğu doldururken kullanılan komşu anatomik yapıların ve cildin yeterli kanlanmasına dikkat etmek gerekir. Boşluğu doldurmak için kullanılan yapılarda yetersiz kanlanma ve damar hasarı olması durumunda bu yapılarda nekroz ( dokuda çürüme) gelişebilmekte ve doku kaybı olabilmektedir. Bu da hastanın sonraki tedavi sürecini aksatabilmektedir. Bu nedenle doğru hasta seçimi ve doğru teknik uygulamak son derece önemlidir.