Tip II (vücut kitle indeksi-VKİ 35-39.9 arası olanlar) ve Tip III (VKİ >40 olanlar) obez hastalarda son yıllarda uygulanan bariatrik cerrahi ile kan şeker kontrolünün mükemmel olduğu randomize klinik çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu sonuca yapılan deneysel çalışmaları takiben mide-barsak sisteminin kan şekeri düzenlemesindeki yerinin daha iyi anlaşılması ile varılmış olup bu tarz obezlerde işe yaradığı bunun en kuvvetli delili olmuştur.
Obez kişilerde varılan bu sonuca obez olmayan ancak kan şeker düzenlemesini mevcut tedavi yöntemleri ve hayat tarzı değişiklikleri ile başaramayan şahısların da erişip erişemeyeceği günümüz tıp camiasının merak konusu olmuştur. Hatta bazı gruplar bu sonuçlardan dolayı “bariatrik cerrahi” adının “metabolik cerrahi” olarak değiştirilmesi yönünde karar bile almış durumdalar.
İşin objektif kriterlerine baktığımız zaman ise; bariatrik veya metabolik cerrahinin, Tip II diyabette (DM) kan şekerinin düzenlenmesinde ve diyabete bağlı kalp-damar hastalıklarından ölüm riskinin azaltılmasında, alışılagelen tıbbi tedavi ve hayat tarzı değişikliklerinden daha üstündür. Daha da önemlisi uzun dönem maliyet analizlerinde cerrahi işlemlerin daha uygun olduğu yönünde fikir beyan etmek mümkün olmaktadır. Yapılan cerrahi prosedür ile kan şeker kontrolünün daha kolay olması nedeniyle sağlık profesyonelleri ve ilgili cemiyetler endikasyon sınırını VKİ 30 civarında olan diyabeti olan hastalara kadar genişletmeye meyilli olmaktadırlar. Cerrahi tedavi söz konusu olduğunda Tip II diyabeti olan hastaların izleyeceği sıralı yol hakkında çok az kılavuza sahibiz.
Bariatrik/metabolik cerrahi için günümüzde uygulanan mevcut kriterler ne yazık ki metabolik hastalığın ciddiyetini ölçmekten, yapılan cerrahi işlemin başarısını önceden tahmin etmekten veya cerrahinin riskleri ile faydalarını ortaya koymaktan uzaktır.
2015 de uluslararası 45 meslek örgütünün bir araya gelerek oluşturdukları ortak görüş birliği belirttikleri toplantıda; sindirim kanalının cerrahi tedavi sonrasında normal kan şekeri düzenlemesini yapmasının kilo veriminden bağımsız olduğu, barsak hormonlarının, barsak içerisindeki mikroorganizmaların ve barsak içindeki besinlere bağımlı olabileceği sonucuna varılmıştır. Vücut kitle indeksi (VKİ) 25-35 arası olan diyabetik hastalarda da uygulanan cerrahi işlemin 3 aylık şeker seviyesini gösteren HbA1c miktarında yaptığı düşmenin klasik yöntemle tedavi edilenlerden 4 kat fazla olduğu gösterilmiştir.
Bu yüzden göstergeler Tip II DM hastalarında kan şekerinin kolay kontrolü ve şekere bağlı gelişebilecek komplikasyonları önlemek amacıyla yapılacak cerrahi yönteme kaymanın rasyonel olduğunu destekler niteliktedir.