Görme, göz veya benzeri bir organ aracılığıyla varlıkların renklerini ve şekillerini ayırt etmeyi sağlayan fizyolojik süreç. Canlıların ışık uyarılarına verdiği biyolojik tepkiye fotoresepsiyon denir.
Fotoresepsiyon, görme organındaki ışığa duyarlı fotoreseptör denen alıcıların ışığı farketmesi ile başlayan mekanizmadır.
Işık demeti göz retinasında bulunan rod ve koni hücrelerine ulaşarak bu hücrelerde elektriksel bir uyarıya dönüşür ve beynin korteks bölgesine ulaşarak baktığımız cismin görüntüsünü verir.Görme hücrelerinden beyne giden renk, hareketlilik ve keskinlik iletisi gözde görüntüye sebep olur.Rod ve koni hücrelerinden gelen bu elektriksel uyarılar optik sinirde bir araya gelerek buradan beyne aktarılır.
Her iki gözde de 1’er adet görme siniri (nervusopticus) vardır ve beyne girerken birbirleriyle çaprazlaşırlar.Yani sağda gördüğümüz görüntü beynin soluna solda gördüğümüz görüntü ise beynin sağ tarafına iletilir, bu ileti beynin occipital lobuna gelir ve burada yorumlanır.Eğer bu ileti hareketli bir görüntü ise o zaman beynin pariyetal lobunda yorumlanır.
Bu yolların birinde yada birkaçında bozukluk veya hastalık var ise görme gerçekleşmez
Işık ve Görüş
Güneş, dünyanın başlıca ışık kaynağıdır. Güneşten dünyaya ulaşan elektromanyetik radyasyonunun yaklaşık yarısı görünebilir ışık aralığı içindedir. Görülebilir ışık, insan gözünün algıladığı ve görme duyusunun kaynağı olan ışıktır. Yaklaşık 400 – 700 nm bir dalgaboyuna sahiptir. Görünebilir ışık, kızılötesi ışık ile morötesi ışık arasındadır.Işıkları dalga boyularına göre farklı renklerde görürüz.Kırmızı, yeşil ve mavi temel ışık renkleridir.Üçünün bir arada olmasını beyaz hiç birinin olmamasını ise siyah olarak görürüz.Işığın fiziksel özellikleri insan gözünün optiği içinde rol oynamaktadır. Mesela ışığın pupil kenarında kırılımı, korneanın kenarlarında sapma göstermesi, dalga boylarına göre ışığın kırılmasının değişmesi özellikle Refraktif Cerrahide (ExcimerLaser tedavileri) önem arzeder.