Nasıl beslenmeliyiz?

Nasıl beslenmeliyiz?

NASIL BESLENMELİYİZ?

Bundan bir 60-70 sene önce savaşlar ve yiyecek azlığı nedeniyle ülkemizde kıtlık yaşanıyordu. Hatırlayanınız vardır bir tane ekmek için saatlerce kuyrukta sıra beklemek zorunda kalan insanlar vardı. Bu dönemde çocuk büyütmek çok ama çok zordu. Yiyecek bulmak zor olduğu için çocuk beslenmesi de hiç kolay olmuyordu. Teknoloji bu kadar gelişmiş değildi. Annenin sütü geldiyse ne ala. Ama gelmediyse o çocuk inanılmaz zor şartlarda besleniyordu. O zamanlar kilolu çocuk olmak neredeyse mucize idi. Kilolu olması hastalık belirtisi değil aksine sağlık belirtisiydi. O dönemdeki yetişkinlerimiz bizlere kilo aldırmak için ellerinden geleni yapardı. Çünkü şu inanç yüzünden zayıf çocuklar hep eleştiriliyordu ." kilolu çocuk sağlıklı çocuktur". Bu inanç nedeniyle annelerimiz yemeyip bizlere yedirdiler. Yeterki çocuklarımız sağlıklı olsun. Bizlerse şu inançla büyüdük. "Yemek yersem sağlıklı olurum , yemek yemezsem hasta."

Şimdi teknoloji çok büyük bir hızla gelişiyor ve bebeklerin bakımı eskiye nazaran daha pratik. Yemeklere ulaşmak daha kolay. Anne sütü muadili mamalar var nasılsa. Anneler biraz daha bilinçli. Oysaki bizim kuşağımız şu şekilde büyüdü. Yemeği çok seven bebeklere yedikçe yedirildi. Yemek yemeği sevmeyen bebeklere zorla vakitli vakitsiz yemek yedirildi. Şimdi obezite konusunda hastalarıma geçmişlerini yani bebeklikte kilolu olup olmadığını sorduğumda iki cevap alıyorum;

1.Bebeklikte kiloluydum. Bebeklik çağında ilk bir yaş içinde yağ hücreleri oluşmaktadır. Vücudun belirli bölgelerine genetik faktörler aracılığıyla yerleşirler. Yağ hücre sayısı ilk bir yaş içinde oluştuktan sonra artık o hücrelerin hacimsel genişlemesi meydana gelir. Sayıları çoğalmaz. Tabii ilk bir yaş içinde çok yağ hücresi oluşturmuş bir bebek bedeni gelecekte kilolu olmaya mahkum bir insan bedeni oluyor.

2.Bebeklikte çok zayıftım: Bu bebeklere sağlıklı olsunlar diye sürekli yemek yemezsen hasta olursun lafı kullanılır. Bu bilgi çocuğun bilinç altına yerleşir. Hasta olmaktan korkan çocuk bilinç altına şu emri yollamıştır: Hasta olmamak için sürekli yemek yemek zorundayım. Bu kişinin beslenmesi korkularla oluşuyor ve kişi bebekken çok zayıfken geleceğin obez bireyi olabiliyor.

Şu anda devreye pek çok faktör girmekte. Televizyon internet gazete ve dergiler sürekli beslenmeyle ilgili bilgiler veriyorlar. Birçok insan bize kafası karışmış halde geliyor. Çünkü üniversiteden beslenme ve diyet bölümü eğitimi almamış insanların malesef diyet konusunda söyleyebileceği birşeyler var.

Bizlerin almış olduğu eğitim doğrultusunda şunları söyleyebilirim: pek çok gıda maddesine ihtiyacımız var. Bu yüzden karma bir beslenme olmak zorunda. Sadece et ağırlıklı beslendiğimizde B grubu vitaminlerini ve posayı bedenimize alamıyoruz. Sadece karbonhidratla beslendiğimizde demir ve b12 vitaminini bedenimize alamıyoruz. Meyve sebze yemeksek bedenimize alamadığımız onlarca vitamin ve mineral oluyor.

Bu yüzden tek yönlü beslenmenin uygun olmadığını düşünüyorum. Gelen hastalarım çoğu kez günde iki kez yemek yediklerini ve az öğün aldıkları için zayıflamaları gerektiğini düşünüyorlar. Ben de eğer azar azar sık sık yemek yemezlerse vücuttaki kıtlık sistemini devreye soktuklarını söylüyorum. Kıtlığa giren insan vücudu, açlıktan ölmekten korktuğu için bir sonraki öğünün büyük bir kısmını yağa dönüştürüp depolamaya başlıyor. Çünkü bir sonraki kıtlıkta o yağları kullanarak kişiyi hayatta bırakmaya çalışan bir vücudumuz var. Ama gerçek kıtlık olmadığı için günde iki kez gıda tüketimi sizlere kilo aldırıyor. Bebeklik çağı beslenmemiz ve genetik faktörler devreye girince obez olma ihtimali oldukça yükseliyor.

Azar azar sık sık beslenme sistemi; uyanık kalınan her 3 saatte bir gıda tüketimini kapsar. Bir sonraki öğüne çok aç girmemiş olursunuz. Akşam yediden sonra öğün tüketmemezlik yapmayın. Akşam en son 7 de yemek yerseniz gece uykunuzdan uyanıp yemek yeme ihtiyacı hissedersiniz. Bu yüzden 3 ana öğün ve uyanıklık sürecinize bağlı olarak 3-5 ara öğün tüketmenizde fayda var.

Bir başka konuysa duygusal açlıklarımız. Üzüldüğümüz ve stress altına girdiğimizde, ne yediğimizi bilmiyoruz ve görmüyoruz bile. Hayatta mutsuz olduğumuz şeyler varsa büyük bir çoğunluğumuz bunu yemek yiyerek bastırmaya çalışıyor ki bu da kişiyi daha obez hale getiriyor. Bir kısır döngü içinde, yemek yeme esnasındaki mutluluk; yediği şey bittiğinde derin bir pişmanlığa dönüşüp kişinin daha da depresif duruma geçmesine yol açıyor. Bu konuda uzmanlardan destek alınması gerekiyor.

Hepimiz yemek yemek zorundayız. Kimi acıktığı için, kimi duygusal açlığını bastırmak için, kimi hastalıktan korktuğu için, kimi hastalığını kafasına takmadan boşvererek yediği için yemek yiyiyor belki ama, farkında olarak sağlıklı beslenmekte fayda var. Yalan yanlış beslenme bilgilerinin doğrularını öğrenebilmek için lütfen uzmanlarından destek alınız.

Sağlıklı günler dilerim

 

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. N. Damla Noyan

Etiketler
Yeme bozukluğu
Dyt. N. Damla Noyan
Dyt. N. Damla Noyan
Ankara - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube