Meme estetiği ve meme büyütme

Meme estetiği ve meme büyütme

Estetik Göğüs Operasyonlarında hangi operasyon kimler için uygun!

Meme büyüklüğü ülkemizin en büyük problemlerinden. Ne yazık ki neredeyse kimse memnun değil. Ya 'çok büyük' ya da 'çok küçük' buluyoruz millet olarak. Büyük göğüsün küçülmesi kaçınılmaz ve büyük bir ameliyat. Hatta bu ameliyatın estetik bir operasyon olduğu bile tartışılabilir. Ancak küçük göğüslerin büyümesi için görsel ve yazılı medyada bir çok yöntemden bahsedilmekte.

Kremler bu konuda en kolay yol gibi görünse de, sonuç aldığını söyleyenler de olsa alamadığını söyleyen bir çoğunlukta mevcut. Ayrıca bu kremlerin içerikleri dolayısıyla meme kanserine yol açabilme ihtimalleri mevcut. Bu nedenle denemenizi bile önermiyoruz.

Bir diğer seçenek ise yağ enjeksiyonu. Genel anestezi altında uygulanan bu yöntemde tıpkı liposuction ameliyatında olduğu gibi vücudun lokal yağ fazlası olan bölgelerden (Karın, basen vb.) yağ alınarak gögüslere enjekte edilmekte. Bu işlemde enjekte edilen yağda zamanla kayıp olabileceği için bu işlemi tek bir ameliyattan ibaret olarak düşünmemek gerekli. Ayrıca çok küçük gögüslerde veya çok zayıf ve fazla yağ dokusu olmayanlar için uygun bir teknik değildir.

"Kremler tehlikeli, yağ enjeksiyonu etkisiz! Göğüs estetiği için en güvenilir yol hangisi?"

Meme implantı aslında bu seçenekler içinde en garantili ve en güvenilir tekniktir. Temel olarak bu implantlar silikon bir kapsül içinde sıvı silikondan oluşmaktadır. Bu sıvı silikonun akışkanlığı farklı düzeylerde tipleri üretilerek, yumuşak veya daha sert kıvamlı implantlar piyasada bulunmaktadır. Ayrıca genellikle ülkemizde pek yaygın kullanılmayan, serum dolu implantlar da mevcut olup bunlar, normal kullanımları dışında genellikle koltukaltı veya göbek deliği üzerinden yerleştirilen implantlarda kullanılmaktadır. Bu sıvı kısmı çevreleyen çeperinde yine farklı tipleri üretilmiştir. Bu yüzeyin yapısındaki değişiklikler, implantın hareket etmesini engellemek ve implantın çevresinde oluşacak kapsülün oluşum süresini uzatmak için yapılmaktadır. Piyasada, düz, pürtüklü, poliüretan kaplı vb. implantlar mevcuttur. Temel olarak bu ameliyatlar sonrasında uzun dönemde beklenen kapsül oluşumu bu operasyonun tek negatif yanıdır. Kapsül oluştuğunda memenin şeklinde bozulmalar ve çekintiler oluşması ikinci bir operasyonla bu kapsüle müdahale ve implantın yenilenmesini gerektirmektedir.

Silikon meme protez çeşitleri yerleşim seçenekleri

İmplantlar farklı yüksekliklerde ve farklı taban çaplarında üretilmektedirler. Bir implantın taban çapı veya yüksekliği arttığında hacmi artmaktadır(cc). 
Bir diğer farklılık ise implantın şekilleridir. Günümüzde yuvarlak ve anatomik (damla) implantlar mevcuttur. Halk arasında ‘damla daha iyidir’ gibi söylentiler olsa da, kimde nasıl bir implant kullanılacağı o kişinin vücut yapısına ve implantın yerleştirileceği bölgeye bağlıdır.

İmplantlar göğüs duvarında temelde 2 yere yerleştirilebilir. Meme dokusu altına yerleştirme implantı saklayabilecek kadar meme dokusu olan hastalarda tercih edilmektedir. 

Bu operasyonun alternatifi göğüs kası zarı altına yerleştirme tekniği olup, meme dokusu altına yerleştirmekle belirgin bir farkı yoktur. Şu anda sadece bazı cerrahlar tarafından farklı olmak amacıyla kullanılmaktadır.

Bir diğer teknik ise memenin arkasında bulunan pectoralis majör kasının altına implantın yerleştirilmesidir. Genellikle meme dokusunun oldukça az olduğu durumlarda tercih edilmekle beraber, uzun dönem sonuçlarda kapsül daha geç oluştuğu için de tercih edilen bir tekniktir. 

Dual plan diye ismi geçen teknik ise kas altı uygulamanın bir varyantı olup uygun vakalarda uygulandığında iyi sonuçlar alınmaktadır. Operasyon sonrası ağrı problemi ise kas altı uygulamanın en büyük dezavantajıdır. 3-4 hafta süren ağrı şikayeti ortaya çıkabilmektedir. 

Memenizin gerçek ölçüsünü biliyor musunuz?

Türkiye’de pek kullanılmasa da sütyen ölçüleri, gögüs çevresi ve cap olarak iki ayrı birimden oluşmaktadır ve bu operasyonlarda biz planlamaları bu ölçütlerle yapmaktayız. Bu ölçü sistemini basitçe özetlemek gerekirse meme altından ölçülen göğüs çevresi rakamsal kısmı oluşturmaktadır. Daha sonra meme ucundan ölçülen meme çevresi meme altı ölçümden 10cm büyükse AA, 12.5 cm büyükse A, 15cm ise B şeklinde 2.5 cm aralıklarla birimlendirilmektedir.İmplant ameliyatlarıyla genellikle maksimum 3 beden büyüme sağlanabilmektedir. Eğer daha fazlası isteniyorsa önce cilt genişletme yönelik bir uygulama ve sonrasında implant uygulaması yapılmak gereklidir. 

"Bir memenin büyük veya küçük olduğuna karar verecek tek merci kişinin kendisidir."

Geçmişte daha küçük ve diri meme (Venüs heykelinde olduğu gibi) takdir toplasada 2000’li yıllarda iri boyutlar tercih edilmeye başlamıştır. Meme ucu yerleşiminin meme alt sınırı hizasında veya hafif üzerinde olduğu bir meme, kişinin vücudu ile uygun hacme sahip ise hoş bir görüntüsü olacaktır. 

Bunca teknik ve ölçü arasında hangisini seçmeliyim?

Operasyon öncesinde ölçümler yapılarak hangi boyutta bir meme oluşturulacağı hasta ile konuştuktan sonra, hastanın meme dokusu miktarı da göz önüne alınarak implantın hangi teknikle yapılacağına karar verilir (Meme dokusu altı veya kas altı). 

İmplantın yerleştirilmesi için kesinin nereden yapılacağına karar verilir. Bu konuda en sık uygulananlar meme ucu renkli bölgesi alt kenarı veya meme alt sınırıdır. Bunun dışında koltuk altı ve göbek deliğinden girilerek de implant yerleştirme işlemleri yapılmaktadır ancak bu tekniklerde uzun bir mesafeden yerleştirme yapıldığı için bazı riskler mevcuttur. 

Ve operasyon günü...

Operasyon planına uygun çizimler yapılır. Operasyon genel anestezi altında ortalama 1-2 saat sürer. Operasyonda dren denilen ve implant yerleştirilen alana sızan kanı toplayarak dışarı alan borucuk sisteminin kullanımı cerraha göre değişmektedir. Ben kullanımını desteklemekteyim çünkü uzun dönemde görülen kapsül kontraktürü probleminin bir numaralı kaynağı olarak bu bölgede operasyon sonrası biriken kan gösterilmektedir. Pansuman 2-3 gün aralarla yapıldıktan sonra yaklaşık 1. hafta sonunda pansumanlar sonlandırılır ve hastalar günlük ihtiyaçlarını giderebilirler (Duş vb.). 

Operasyon sonrası ortalama 6 hafta özel bir sütyen kullanılması önerilmektedir. Hastaların bu süre boyunca yüzüstü yatmamaları önemlidir. 
Operasyon sonrası, içerde kan birikmesi(hematom), enfeksiyon gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Dren kullanımı hematom oluşmasını engellemesi açısından önemlidir. Enfeksiyon ise oldukça problemli bir tablodur çünkü antibiyotik tedavisine cevap vermediği durumlarda implantın çıkarılıp, implant yerleştirilen alanın temizlenmesi ve başka bir ameliyatla implantın yeniden konulması gerekebilmektedir.

Peki hiç risk yok mu?

Operasyon sonrası uzun dönemdeki önemli problemler implantın patlaması ve kapsül kontraktürü dediğimiz durumdur. İmplant patladığı durumlarda sıvı silikon vücut tarafından oluşturulan kapsüle kaçmaya başlar ve memenin şekli bozulur. İmplantın değiştirilmesi gereken nadir bir durumdur.

Kapsül kontraktürü ise genellikle impant uygulanması işleminden 10 yıldan daha uzun bir süre sonra ortaya çıkar(Uygun cerrahi kurallara uyularak uygun teknik ile). Vücudun implanta bir yabancı cisim olarak davranması ve çevresini sıkı bir dokuyla sarması ile oluşan bu durumda operasyonla kapsül çıkarılır veya deforme edilir ve yeni implant yerleştirilir.

İmplantların meme kanseri oluşturma riski ile ilgili söylentilerin gerçekleşme bağdaşmadığı son yıllarda yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. İmplantın meme kanseri teşhisini zorlaştırması üzerine olan tereddütlerde yeni ve ileri teknoloji görüntüleme teknikleri sayesinde bir problem olmaktan çıkmıştır.

Neden daha önce yaptırmadım!

Her ne kadar komplikasyonlarından bahsetsekte meme implantı uygulaması küçük meme yakınması olan kişiler için günümüzde en ideal seçenektir. Bir kadın için meme küçüklüğü şüphesiz kendine güvenini zedeleyen ve psikolojik olarak üzerinde baskı oluşturan bir durumdur. Bu durumun bu kadar kısa ve az risk içeren bir operasyonla çözülebildiğini öğrenen ve ameliyat olan hastalarımdan ilk duyduğum kelime hep ‘Neden daha önce yaptırmadım’ olmuştur.

Saygılarımla
Op.Dr. Tahsin GÖRGÜLÜ 
 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Tahsin Görgülü

Doç. Dr. Tahsin GÖRGÜLÜ, 1979 yılında Konya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır.  Eğitimi süresince; mikrocerrahi, lazer, rinoplasti, maksillofasiyal distraksiyon, saç ekimi, meme cerrahisi gibi birçok alanda klinik dışı çalışmalara katılmış olan Doç. Dr. Tahsin GÖRGÜLÜ, 2009 yılında New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde; Charles H. Thorne, Sherrel Aston, Joseph J. McCarthy, Court Cutting ve Memorial Sloan Kettering Kanser Hastanesinde Peter Cordeiro gibi bir çok ünlü plastik cerrahla çalışma fırsatı bulmuştur.  2010 yılında uzmanlık eğitimini tamamlayarak Karadeniz Ereğli Devlet hastanesinde mecburi hizmeti görevine atanmış, 2013 yılında Yardımcı Doçent olarak Zonguldak Bülent Ecevit Tıp Fakü ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Estetik
Doç. Dr. Tahsin Görgülü
Doç. Dr. Tahsin Görgülü
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube