Amaç:
Morbid obezite için yapılan laparoskopik Roux-en-Y ve tek anastomozlu gastrik bypass (LRYGB ve LTAGB) ameliyatları sırasında hangi gastrojejunostomi tekniğinin seçileceği konusu hala tartışmalıdır. Bu konunun araştırılması amacıyla lineer stapler (LS) ve manuel (MN) teknikle yapılan anastomozların karşılaştırıldığı prospektif kohort bir çalışma gerçekleştirdik.
Gereç ve Yöntem:
Çalışma popülasyonu, 8 yıllık bir dönemde morbid obezite nedeniyle başvuran ve LRYGB veya LTAGB ameliyatları yapılan toplam 258 ardışık hastanın olduğu bir seriden oluşuyordu. Her bir kohorttaki hastalara, iki farklı teknikten ya LS veya MN anastomoz tekniği kullanıldı.
Kohortlar anastomotik darlık, kaçak ve erken reoperasyon ihtiyacı gibi birçok postoperatif komplikasyonlar yönünden karşılaştırıldı. Belli aralıklarla kilo ölçümü ve vücut kitle indeksi düşme yüzdesi (VKID%) hesaplamaları yapıldı ve kaydedildi. Tüm hastalar en az 12 ay boyunca takip edildi.
Bulgular:
MN kohort grubunda 142 (%55), LS kohort grubunda ise 116 (%45) olmak üzere toplam 258 hasta vardı. demografik özellikler, preoperatif VKİ, VKİD%, DM ve uyku apnesi sıklığı bakımından gruplar arasında bir farklılık yoktu. Gastrojejunal anastomozlarda sızıntı saptanmadı ancak her bir kohorttaki LRYGB yapılan toplam 2 hastada mide tüpünden sızıntı oldu. Yeniden opere edilmesine rağmen LS kohortundaki hastanın durumu mortal seyretti, diğer hasta ise konservatif tedavi ile başarılı şekilde tedavi edildi. MN kohortundaki 7 (%4.9) ve LS kohortundaki 4 (%3.4), toplamda 11 (%4.3) hastada darlık saptandı (p=0.558) ve hepsi de endoskopik balon dilatasyonu ile başarılı şekilde tedavi edildi.
Sonuç:
Darlık ve kilo kaybı oranlarında anlamlı bir fark bulunmadığından, her cerrahın en çok alıştığı ve tecrübeli olduğu anastomoz tekniğini kullanması daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
Anahtar kelimeler:
Anastomoz kaçağı, Mini-gastrik bypass, Roux-en-Y gastrik bypass, Tek anastomozlu gastrik bypass, Striktür