Uzun süren, tekrarlayabilen şiddetli ağrılardır, çeken bilir. Düşme sonrası doğrudan travma ile oluşan ağrılar nispeten kolay iyileşirler, oturma simidi ile ağrıdan kaçınma, dinlenme ve birkaç ilaç ile genellikle iyileşir, bazen manuel olarak düzeltme gerektirebilir. Bazı kuyruk sokumu ağrıları doğumla başlar, süregider. Bazıları ise pelvisin, özellikle çıkımdaki organların, barsağın son bölümü rektum, anüs, kadın ve erkek cinsel organları, yumurtalık ve testis, vajina, prostat, rahim ve tüm idrar yolları sorunları olarak kendisini kuyruk sokumunda gösterebilir. Sinir iletileri ve ganglion sistemi, akupunktur hatları bu ağrıların yansımalarını açıklar.

Klasik yaklaşımların fayda göstermediği yerde, tedaviyi nöral terapi ve bütüncül tıp bakışıyla çözeriz. Öncelikle tüm ağrıların genel olarak, o bölgeye ait lokal ve mekanik etkilerden, ikincil olarak da bedendeki bozucu alanlardan yansıma sonucu olduğunu akılda tutmalıyız. Planlanan tedavi, sorunu hem lokal alanda hem de ait olduğu bozucu alanda, ki bu bazan iç organların sorunlarının omurga aracılığı ile yansıması olur, bazen bir ameliyat yarası olabilir, bazen dişteki bir sorundur, bazen barsaktaki disbiyozdur, çoğu zaman da duygu ve düşünsel kökenli regülasyon bozukluklarıdır. Tedavi de kişinin kendini ve çevresindeki dünyayı algılamasındaki delüzyona, yani yanlış anlamaya kadar vardırılmalıdır. Hastalık kişinin kendi yolunda ilerlemesi için içten gelen bir uyarıdır, özellikle uzun süren sorunlarda bu akılda tutulmalı ve tedavinin kapsamı genişletilmelidir. Biz Hekimler de bu sorunların giderilmesi ve hayrının görülmesi noktasında hastalarımız için rehberlik ederiz. Bunu bazen iki ilaçla, bazen bir uyarıyla, bazen bir dokunuşla, bazen de bir ameliyatla yaparız. Sonuçta iyileşen her zaman hastanın kendisidir, sizlerin yapacağınız yaşama stili değişiklikleri, beslenme düzenlenmesi, düşünce alışkanlıklarınızın iyileştirilmesi nihai ve garanti sonuçları verir. Rahatsızlık işini görür ve sizi terkeder. Geçmiş olur.