Kurban bayramında beslenme

Kurban bayramında beslenme

Yaz mevsiminin sona ermesiyle birlikte okul, iş, günlük yaşantı derken az çok düzene giren hayatımıza bayram tatillerinin girmesi özellikle beslenme düzenimize olumsuz etki eder. Kurban bayramı sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı, ailelerin bir araya geldiği önemli günlerdendir. Tatil olduğu için uyku düzeninin değişmesi, kurban telaşı, akraba ziyaretleri derken öğün saatlerimiz ve beslenme düzenimiz değişir. Bu değişikliklere karşı tedbir alınmadığı zaman mide bağırsak şikayetleri, kalp çarpıntıları, yüksek tansiyon gibi çeşitli sağlık sorunları yaşamamız muhtemeldir. Bu nedenle bayramda beslenmemize dikkat etmeli, sağlıklı beslenme ilkeleri doğrultusunda hareket etmeli, düzenimizi bozmamalıyız.

Toplumumuzda kırmızı et her gün her evde tüketilen bir besin değildir. 'Senede bir' mantığıyla et tüketiminde abartıya kaçmak da sağlık açısından oldukça risklidir. Çünkü kırmızı et kolesterol ve doymuş yağ içeriği yüksek olan, görünür yağları ayrılsa bile %20 oranında yağ içeren bir besindir. Yağlı etler ise şeker hastalığı olanlar, kan kolesterol düzeyi yüksek olanlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar, kalp damar hastalığı olanlarda ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Etin fazla miktarlarda tüketilmesi yüksek tansiyon, insülin metabolizması bozukluğu gibi sağlık problemlerine ve etten alınan fazla miktardaki demir idrarla kalsiyum atılımına yol açar. Bu nedenle sağlıklı beslenme ilkelerini gözardı etmeden porsiyon kontrolü ve besin gruplarının dengeli dağılımına özen gösterilmelidir. Besin ögeleri gereksinmesi kişiden kişiye farklılık gösterir ancak sağlıklı bir bireyin kurban bayramında ortalama et tüketimi günlük 90-120 g civarında olmalıdır.

Kurbanlığı satın almadan önce veteriner kontrolünden geçmiş olduğundan emin olmak gerekir. Kontrolden geçmemiş kurbanlar insan sağlığı açısından riskli olabilecek mikroorganizmalar taşır. Kurbanın uygun koşullarda kesilmesi de önemlidir, zira kaçak ve kontrolsüz kesimler parazitlerin yayılmasına ve bulaşıcı hastalıklara neden olur.

Kesilen hayvanın eti genellikle bekletilmeden 1-2 saat içerisinde tüketilmeye başlanır. Hayvan ilk kesildiği an ölüm sertliği denilen durum meydana gelir ve bekledikçe bu sertlik geçer. Bekletilmeden tüketilen etteki sertlik ise pişirme ve sindirmede güçlüğe neden olur. En az 24 saat soğutucuda bekletmek gerekir. Sindirimi güç olan ve posalı bir besin olmayan et aşırı tüketilirse kabızlığa neden olur.

Kurbanın sakatat kısımları özellikle 40 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlar için tehlikelidir. Bu nedenle sakatatların asla tüketilmemesi gerekir. Hazırlama esnasında da etin görünen yağları mutlaka ayrılmalıdır. Görünmeyen yağlar zaten pişme esnasında eriyerek vücuda alınır. Etli sebze ve etli kurubaklagil yemeklerini pişirirken pişirme esnasında yağ ilave edilmemelidir. Özellikle kuyruk yağı ve tereyağını etli yemeklere kullanmaktan kaçınmak gerekir.

Et için en uygun pişirme yöntemi haşlamadır. Haşlama yöntemi ile parazitlerin insana geçmesi önlenmiş olur. Izgara ve fırında pişirme de uygun yöntemlerdir. Özellikle pişirme yaparken hem yağ miktarını azaltmak hem de pişirme ve sindirim kolaylığı açısından kızartma ve kavurmadan uzak durulmalıdır. Mangal tercih edilecekse et iyi pişirilmeli, kömürleşmeye neden olmayacak şekilde et ve ateş arasındaki mesafe ayarlanmalıdır. Çünkü kömürleşen et kanser açısından risk taşır. Pişirme süresi de önemlidir, pişme süresi uzayan ette folik asit B1 ve B12 vitaminlerinde kayıp gözlenir. Kırmızı et en iyi demir kaynağı olarak bilinir. Demirin vücuttaki biyoyararlığını arttırmak için C vitamini yönünden zengin besin kaynaklarını etle birlikte tüketmek gerekir. Bol limonlu yeşil salata, sebze yemekleri, biber, domates, maydanoz etin yanında tüketilebilecek C vitamini kaynakları olmalarının yanısıra posa içerikleri de zengin olduğu için oldukça yararlıdır. İçecek olarak da kola, hazır meyve suları gibi şekerli besinler yerine taze sıkılmış portakal suyu, greyfurt suyu tercih edilirse C vitamini alımı arttırılmış olur.

Kesilen hayvanın etinin muhafazası da son derec önemlidir. Etler büyük parçalar halinde değil tek yemeklik olacak biçimde hazırlanıp buzdolabı poşeti ya da yağlı kağıtlara sarılarak buzdolaplarının buzluk kısmında ya da derin dondurucularda muhafaza edilmelidir. Bu şekilde hazırlanan etler buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derecede 3 ay süre ile saklanabilir. Etler kolaylıkla bozunabilen potansiyel riskli besinler grubundadır. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmaların üremesine neden olur. Çözünen et hemen pişirilmeli, asla tekrar dondurulmamalıdır. Etler çözdürülürken açıkta bırakılarak ya da kalorifer üzerinde değil, buzdolabının alt kısmında çözdürülmelidir. Bir önemli husus da kullanılan kesme tahtalarıdır. Et için kullanılan kesme tahtaları ile sebze-meyve doğramak için kullanılanlar ayrı olmalıdır.

Son olarak bayramda et tüketiminin yanında her bayram olduğu gibi ziyaretler esnasında ikram edildiği için tatlı tüketimi de artmaktadır. Gideceğiniz her yerde tatlı servisini kabul etmeyin. Günlük 1 kez bir ara öğün yerine tatlı tüketme hakkınız olduğunu düşünebilirsiniz. Tercihiniz şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlılardan yana olsun. Mutlu bayramlar...

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın

Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın, Konya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme Ve Diyetetik Bölümünden mezun olarak diyetisyen unvanı almıştır.

Uzmanlığ'ını, Sofra Yemek ve Hizmet Üretim A.Ş, Hacettepe Üniversitesi Merkez Öğrenci Kafeteryaları, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri ve Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi'nde tamamlamıştır.

Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın, mesleki çalışmalarını Meram Konya'da bulunan Gülsüm Uyanık Beslenme ve Diyet Danışmanlığ'ında devam ettirmektedir.

Etiketler
Kurban bayramında doğru beslenme
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın
Konya - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube