Koksidini, kuyruk sokumuna lokalize olan ağrı ile karakterize yaygın bir sendromdur. Kadınlar erkeklere göre daha sık etkilenir. Çoğunlukla, tekme veya doğrudan koksiks (kuyruk sokumu) üzerine düşmeden kaynaklanan doğrudan travma sonrası ortaya çıkar. Koksidini, zor bir vajinal doğumdan sonra da ortaya çıkabilir. Sakrokoksigeal bağın gerilmesi ve ya bazen de sakrum kemiğinin kırılması bu sonucu oluşturabilmektedir. Daha az yaygın olarak, sakrokoksigeal eklemin artriti neden olabilir.
Belirti ve bulgular
Fizik muayenede, hastalar aşırı hassasiyet gösterirler. Kuyruk sokumunun hareketi ile ağrı artar. Oturmak ağrıyı şiddetlendirir ve hastalar genellikle koksiks üzerindeki baskıyı önlemek için tek kalçaya doğru eğimli olarak oturmaya çalışır.
Testler
Düz radyografi, başvuran tüm hastalarda endikedir. Hastanın klinik görünümüne bağlı olarak, tam kan sayımı, prostata özgü antijen seviyesi, eritrosit sedimantasyon hızı ve antinükleer antikor testi dahil olmak üzere ek testler yapılabilir. Gizli kitle veya tümörden şüpheleniliyorsa pelvisin manyetik rezonans görüntülemesi endikedir. Radyonükleid kemik taraması, düz radyografilerde görünmeyen stres kırıklarını dışlamak için yararlı olabilir.
Ayırıcı tanı
Sakrum veya koksiksin birincil tümörleri veya metastatik lezyonları, koksidini olarak da ortaya çıkabilir. Pelvis veya sakrum kırıkları ve sakroiliak eklemlerdeki bozukluklar bazen koksidini olarak taklit edebilir.
Tedavi
Konservatif tedavi kürü; analjezikler, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlardır. Konservatif tedaviye yanıt alınamayan olgularda enjeksiyon, makul bir sonraki adımdır. Koksidininin ağrısını tedavi etmek için sakrokoksigeal eklem enjeksiyonu yapılabilmektedir. Antiseptik solüsyon ile geniş bir cilt alanı hazırlanır, böylece tüm işaretler aseptik olarak palpe edilebilir. Sakrokoksigeal eklemin yerini belirledikten sonra 10-12 cm’lik, 25-gauge iğne ile deriden 45 derecelik bir açıyla sakrokoksigeal eklem ve bağ bölgesine sokulur. Ligamente girilirse, bir “pop” hissedilecek ve iğne ligament içinden geri çekilmelidir. İğne yerleştirildiğinde, iğneye 5 mL %1 koruyucu içermeyen lidokain ve 40 mg metilprednizolon içeren bir enjektöre takılır. Beyin omurilik sıvısını veya kanı tanımlamak için nazikçe aspirasyon yapılır. Aspirasyon testi sonucu negatifse, enjektörün içeriği yavaşça enjekte edildi. Enjeksiyondan sonra iğne çıkarılır ve enjeksiyon bölgesine steril bir basınçlı pansuman ve buz torbası uygulanır.
Kronik ağrıları olan olgularda, ganglion impar blokajı kesinlikle düşünülmeli, diagnostik enjeksiyonlardan fayda görenlerde alkol/fenol ile nöroliz veya radyofrekans tedavisi uygulanmalıdır. Hastanın semptomlarını şiddetlendireceği için şiddetli egzersizlerden kaçınılmalıdır. Basit analjezikler ve NSAID'ler enjeksiyon tekniği ile eş zamanlı olarak kullanılabilir.
Komplikasyonlar
Enjeksiyonun ana komplikasyonu, rektuma yakınlığı göz önüne alındığında enfeksiyondur. Riski en aza indirmek için sıkı aseptik teknik uygulandığında bu komplikasyon son derece nadir olmaktadır.