Kısırlık veya infertilite herhangi bir korunma olmaksızın, düzenli ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması durumuna denir.
Evli bir çift belli bir sağlık sorunu olmamasına rağmen 1 yıl boyunca bebek sahibi olamıyorsa bir Kadın-Doğum hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Bazı durumlarda ise bir müracaat için 1 yıl beklemeye gerek yoktur. Örneğin kadın yaşının ileri olması, çok sık veya seyrek düzensiz adet kanamaları, ikiden fazla düşük yapmış olmak, daha önce geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, erkeklerde ise prostat enfeksiyonu, testislerin çok küçük olması gibi..
Genital organlar kadınların genel psikolojik halini yansıtan organlardır. Mesela ağır duygusal durumlarda kanama anomalileri meydana gelebilir. Beklenmedik bir ölüm haberi halinde ya da hayatı tehdit eden durumlarda adet görememe şikâyeti ortaya çıkabilir. Hamilelik korkusuna ya da tam tersi gebe kalma isteğinin çok fazla olmasına bağlı olarak oluşabilen adet bozuklukları da örnekler arasındadır. Aynı ortamda yaşayan kadınların bir süre sonra regl tarihlerinin aynı zamana gelmesi, iklim ve seyahat şartlarının adet düzenini etkilemesi gibi durumlar bilinen şeylerdir.
Dünya Sağlık Örgütü-WHO dünyada 50-80 milyon kadının kısır olduğunu yayınlamıştır. Türkiye'de ise (DİE) 12 milyon kadın doğurganlık çağında olduğunu, 1 milyon kadının kısır olduğunu bildirmektedir.
Kısırlık sebepleri arasında kadına bağlı faktörler %40-45, erkeğe bağlı faktörler %30, açıklanamayan faktörler ise %25 oranındadır.
Suni döllenme yöntemlerinde başarıyı arttıran faktörler aşağıda sıralanmıştır. Nöralterapi bu basamakların hepsi üzerinde etkiye sahiptir. Akupunktur ile kombine edildiği takdirde çok daha iyi sonuçlar vermektedir.
1. Rahim ve yumurtalıklara kan akımının arttırılması
2. Bağışıklık faktörlerinin düzenlenmesi
3. Hormon-sinir sisteminin düzenlenmesi
4. Stres, endişe, kaygı ve depresyonun önlenmesi
Bu konuda yapılan pek çok çalışma arasından seçilen 24 çalışmanın meta analizi 2012 yılında yayınlanmıştır; Akupunktur IVF başarı şansını arttırmaktadır, eğer uygun bir kontrol ve daha bireysel bir akupunktur programı kullanılırsa IVF de akupunktur uygulamalarından daha pozitif etkiler beklenebilir denilmektedir. IVF denemelerinde sıklıkla yapılan yanlış, her hastaya aynı protokolün ve sadece transfer öncesi ve sonrası toplam 2 seans uygulanmasıdır. Çalışmada da bu konu üzerinde durulmuş ve her çifte özel bir yaklaşım gerekliliği vurgulanmıştır.
Bizde klinik deneyimlerimize göre bu konuda aynı şekilde düşünüyoruz ve her başvuran kişiye özel bir tespit yaparak akupunktur, nöralterapi, fitoterapi, ozon, detoks( arındırma) gibi farklı tedavilerden uygun olanları seçiyoruz. Sonuç olarak; çoğunlukla IVF uygulaması öncesinde 2-3 adet dönemi boyunca hastanın tedavi edilmesi daha iyi sonuç vermektedir.