Kıl dönmesi normal şartlarda hiçbir şikayet yapmayan ya da herhangi bir belirti vermeyen bir hastalıktır. Bir şikayet eklendiğinde ek bir sorun eklendiği düşünülür. Askeri kışlada rutin muayene esnasında askerlik yaşı yan genç kitlede hastalığın görülme sıklığının % 20 civarı olduğu görülmüştür. Yine yapılan istatistiki çalışmada hastalık olan kişilerin % 70 kadarının hastalıklarının farkında olmadığı tespit edilmiştir.
Kıl Dönmesi Apsesi Nedir
Kıllardan oluşan yumağın iltihaplanarak şişip cerahat yapmasıdır. Normalde şikayet yapmazken sert oturma, düşme veya uzun yolculuklarda olduğu gibi kuyruk sokumu bölgesine basınç uygulandığında kıl yumağının (pilonidal sinüs) etrafını saran ince zar yırtılır. Zar yırtılınca vücut deri altındaki kıllarla daha doğrusu deri döküntüsü, elbise tozu gibi yabancı cisimlerle karşı karşıya gelir. Bunları eritmek için salgı yapar, eğer bu salgının akabileceği delik varsa hasta bunu akıntı olarak görür. Salgının akabileceği delik yoksa deri altında birikir ve şişliğe neden olur. Protein yapısındaki bu salgıya mikrop bulaştığında çok kötü kokulu bir cerahat oluşur. İşte derinin altında bu şekilde mikrobik cerahat birikmesine apse denir.
Neden Olur
Yukarda bahsettiğimiz gibi genellikle şunlar neden olur;
Popo üstüne sert bir şekilde düşme
Oturarak yapılan uzun yolculuklar
Uzun süreli oturma
Kılları çıkarmak için iğne ile uğraşma
Kuyruk sokumu bölgesine sert tekme yeme
Tüm bunlar olmadan da ortaya çıkabilir
Nasıl Boşaltılır
Çok basit bir işlemdir. Usulüne uygun yapılırsa rahatsız edici bir ağrı olmadan kolayca boşaltılabilir. Bazı klinikler ve devlet hastanesi acil servislerinde kalabalık sebebiyle hastaya yeterince vakit ayrılamadığı için soğutucu sprey sıkarak boşaltılır ama sorun derinde olduğu için soğutucu sprey işe yaramaz ve hasta bağıra bağıra boşlatılır.
En uygun boşaltma şekli şöyledir; Apsenin en yumuşak olduğu yere küçük iğneyle bölgesel uyuşturucu yapılır, 1-2 dakika beklenir neşterle o alan kesilir. Kesildiği anca iltihap basınçla akmaya başlar. Genellikle odada durulamayacak kadar kötü bir koku yayılır. Buna karşın hastaların neredeyse hepsi boşaltılma anında “ohhhhh be rahatladım” der.
Antibiyotik Kullanmak Gerekir mi?
Ülkemizde ne yazık ki hasta daha kapıdan girerken antibiyotik yazma eğilimi vardır, hastanın eğilimi de bu yöndedir. Oysa hastalığının tedavisinin temeli boşlatmaktır. Apsenin boşaltılması tedavinin % 95 0ranında tamamlanmasını sağlar, çevre dokudaki iltihabın daha çabuk düzelmesi için ek olarak antibiyotik başlanabilir ama son derece gereksizdir. Amerika’da bu tür apselerin boşaltılmasından sonra antibiyotik kullanılmamaktadır.
Tekrarlar mı?
Temel sebep cildin altındaki kıllar olduğu için her zaman tekrarlama ihtimali vardır. Birkaç hafta sonra tekrarlayabileceği gibi onlarca yıl tekrarlamadan da kalabilir. Apseleşme tamamen yukarda yazılan nedenlerle tesadüfen ortaya çıkan bir durumdur. Tekrar apseleşmesini engellemenin en kesin yolu temel hastalığın tedavisinin yapılmasıdır.
Boşaltılmazsa Ne Olur
Ağrı, şişlik, kızarıklık, ateş gibi şikayetler gün geçtikçe giderek şiddetlenir, hastayı hareket edemez hale getirecek kadar ilerleyebilir. Vücut pisliği sevmediği için kızarık alanın en yumuşak yerinden bir yeri zayıflatarak patlatır ve kendiliğinden boşalır. Bu asla önerilen bir yaklaşım değildir çünkü apsenin ilerlemesi sorunun daha geniş çevre dokulara yayılması anlamına gelir. Hipokrat’tan beri yaklaşım apsenin tespit edildiği anda boşaltılmasıdır.