KEKEMELİK
Kekemelik, konuşmanın doğal akışının tekrarlar(ki-ki-kitap), duraklamalar (d-d-duraklamalar), uzatmalar(aaaaaaaslan) ve zaman zaman bunlara eşlik eden beden hareketleriyle konuşmanın akıcılığında gözlenen istemsiz bir şekilde kesintiye uğraması olarak tanımlanabilir. Belirtilen konuşma özelliklerine ek olarak göz kırpma, ayak vurma, kaş kaldırma gibi ikincil davranışlarda kekemeliğe sıklıkla eşlik etmektedir. Kekemeliğin genel tanımı bu şekilde ifade edilir. Fakat kekemelik bundan çok daha fazlasıdır. Birey/Çocuk terapide kapsamlı olarak değerlendirilir. Genetik yatkınlık, fizyolojik özellikleri, konuşması, kekemeliğin türü, hangi ortamlarda fazla olup hangi ortamlarda az olduğu, günlük yaşamına olan etkisi, ailesinin veya yakın çevrenin kekemeliğe karşı inançları gibi birçok faktör ele alınarak değerlendirilip bireye özgü bir terapi planı hazırlanır.
Ne zaman ortaya çıkar?
Kekemelik, dil konuşma gelişiminin ilk yıllarında ağırlıklı olarak 2-5 yaşlarında ortaya çıkmaktadır. Her 100 çocuktan 5’inde erken dönem kekemelik belirtileri gözlenmektedir. Erkek çocuklarında daha ağır görülmektedir.Genellikle çocukluk çağında gözlemlenen bir problem olmakla beraber ergenlik döneminde
veya daha sonrasında da görülebilir. Ciddi bir beyin hasarı sonrası, serebrovasküler lezyonlar,
kafa travması, iskemik ataklar, travmatik beyin hasarı ve parkinson gibi nedenlere bağlı
olarak genellikle yetişkinlik döneminde görülen akıcılık bozukluklarına da nörojenik
kekemelik adı verilmektedir.Kekemelikte risk faktörleri arasında kekemeliğin başlangıç yaşı (3,5 yaş sonrası), cinsiyet
(Erkek), genetik (Birinci dereceden akrabalarında devam eden kekemelik olması), ek dil ve
konuşma bozukluğu olması gibi faktörler yer almaktadır.
Ne zaman Dil ve Konuşma Terapisti’ne başvurmalıyız?
Kekemelik ortaya çıktığı ilk andan itibaren vakit kaybetmeden bir Dil ve Konuşma Terapisti’ne danışmak, kekemelik ile ilgili doğru bilgiler almak, sürecin nasıl ilerlediği, bireyin/ailenin rolü, terapi desteğinin gerekli olup olmadığı, kekemeliğin seyrinin kontrolü, bireyin veya ailenin sosyal ve psikolojik olarak olabildiğince az etkilenmesi ve süreci iyi yönetebilmek adına oldukça önemlidir.Uzman Dil ve Konuşma Terapisti
Gizem Koç
Kekemelik
KEKEMELİK Kekemelik, konuşmanın doğal akışının tekrarlar(ki-ki-kitap), duraklamalar (d-d-duraklamalar), uzatmalar(aaaaaaaslan) ve zaman zaman bunlara eşlik eden beden hareketleriyle konuşmanın akıcılığında gözlenen istemsiz bir şekilde kesintiye uğraması olarak tanımlanabilir. Belirtilen konuşma özelliklerine ek olarak göz kırpma, ayak vurma, kaş kaldırma gibi ikincil davranışlarda kekemeliğe sıklıkla eşlik etmektedir. Kekemeliğin genel tanımı bu şekilde ifade edilir. Fakat kekemelik bundan çok daha fazlasıdır. Birey/Çocuk terapide kapsamlı olarak değerlendirilir. Genetik yatkınlık, fizyolojik özellikleri, konuşması, kekemeliğin türü, hangi ortamlarda fazla olup hangi ortamlarda az olduğu, günlük yaşamına olan etkisi, ailesinin veya yakın çevrenin kekemeliğe karşı inançları gibi birçok faktör ele alınarak değerlendirilip bireye özgü bir terapi planı hazırlanır.
