KALP NAKLİNDE BÜYÜK UMUT ! Rüyalar gerçek mi oluyor?


KALP NAKLİNDE BÜYÜK UMUT ! Rüyalar gerçek mi oluyor?
Birkaç gün önce NTV ‘nin ülkemizde ilk defa duyurduğu “Laboratuvarda insan kalbi üretildi“ haberi ile ilgilenenleri biraz daha detaylı bir bilgilendirmek istedim.
Bilindiği gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler genellikle birinci ölüm nedenidir. Ülkemizde trafik canavarı bununla yarışsa da halâ önce sırada kalp ve damar patolojilerine bağlı ölümler gelir.
Sağlıklı istatislikler olması bakımından Amerika Birleşik Devletleri ‘ni örnek vermek isterim. ABD’de yaklaşık 5 milyon yaşayan kalp yetmezlikli hasta vardır.Her yıl 550.000 yeni kalp yetmezliği hastası teşhis edilmekte. Çok iyi bir organ donasyon sistemine sahip olsalar dahi her yıl 50.000 kişi kalp nakli beklerken ölmektedir.Bunu ülkemize göre göre düşündüğümüzde yaklaşık 1 milyon kalp yetmezliği hastası olduğu her yıl 100.000 civarında yeni hasta teşhis edildiği söylenebilir.
Terminal Dönem Kalp Hastalarında KALP NAKLİ en uygun tedavi yöntemidir. Ancak Donor sayısındaki azlık nedeniyle yeterince yapılamamaktadır.
Türkiye’de yılda yapılan kalp nakli sayısıhenüz 100 ün altındadır. Büyük bir başarı ile uygulanmasına rağmen ihtiyaç bunun çok üzerinde olduğu için binlerce terminal dönem kalp hastası organ bulamadığı için hayatını kaybetmektedir.
Kalp Nakli’nin azlığı alternatif tedavi yöntemlerine ilgiyi çok artırmıştır. Olumlu bir açıdan bakarsak bunun aslında iyi olduğunu söylemek mümkün. Çünkü,eski yıllarda kalp nakline aday olarak ayırdığımız hastaların bir kısmında bugün kalpteki bozuk mekanizmaları düzeltici, kalpteki bozuk şekilleri düzeltici ve kalbin fonksiyonunu arttırıcı cerrahiler uyguluyoruz. Bu şekilde yaşam kalitesini bir miktar düzelttiğimiz ve her şeyden önce daha uzun süre yaşamda tuttuğumuz bir çok hasta var. Ayrıca yardımcı dolaşım sistemleri, mekanik yapay kalpler gibi tedavi seçenekleri de alternatifler arasına girdi.
Bu tedavilere ek olarak kalbi hücresel olarak onarıcı çalışmalar da son yıllarda hız kazandı. Kalbin oldukça ilginç bir yapısı vardır. İlk ve orta öğretimde bile biyoloji dersinde dolaşımla ilgili ilk söylenen şeylerden biri kalbin diğer iç organlarımızdan farklı olarak adelesinin düz kas değil, kol ve bacak kasları gibi çizgili kas olduğudur . Ancak diğer çizgili kasların yorulma sorunu varken kalp adelesi kolay kolay yorulmaz, yıllar boyu durup dinlenmeden ve yorulmadan çalışır. Ayrıca düzenli çalışmayı sağlayacak bir elektrik sistemi ve kendi otonomisi vardır. Sağlıklı bir kalp günde yaklaşık 4.5-6 ton kan pompalamaktadır.
Kalbin en büyük dezavantajı kendini yenileme yeteneğinin yok denecek kadar zayıf olmasıdır.Her hangi bir yerimiz kesildiğinde kısa sürede iyileşebilmekte, diğer organlarımızın üstün bir rejenerasyon yeteneği olmasına rağmen kalp bu konuda malesef çok zayıftır. Diğer organlarda bu yenilenme işlemi genç hücreler tarafından sağlanmaktadır.Kalpte ise bu dinamizmi gösterecek genç hücrelerin olmadığı düşünülüyordu. Bugün az da olsa bu hücrelerin kalpte de olduğunu bilmekteyiz.
2000’li yıllara gelirken kalbe rejenerasyon yeteneği olan genç hücrelerin nakledilerek rejenerasyonun sağlanabileceği fikri ağırlık kazanmaya başladı.Bu amaçla çeşitli genç hücreler denedi. Kök hücre çalışmaları böylece başladı.
Bunların içinde en başarılı olanlar Kemik İliğindeki miktarı fazla olmayan mezankimal kök hücrelerdi. Bunlar farklı dokularda kolonize olma, o dokunun hücre tipine farklılaşma/dönüşme ve çoğalma yeteneğine sahiptir.
Bunlarla ilgili bir çok çalışma yapıldı.Deneysel çalışmalarda fare kalplerinde yaratılan infarktüs alanlarına injekte edilen 1 milyon allojenik mezankimal kök hücrelerle injeksiyondan 2 hafta sonra hem elektrisitede hem de fonksiyonlarında düzelme görüldü.Daha sonra klinik çalışmalar başladı.
Biz de üniversitemizde aynı amaçla hem burger ( atardamar tıkanıklıkları) hastalarına hem de iskemik kalp yetmezliği olan hastalarda kendi kemik iliklerinden hazırlanan mezankimal kök hücre nakilleri yaparak sonuçlarını araştırdık.Özellikle ayak damarlarında tıkanıklık olan hastalarda başka bir tedavi şansı kalmamış hastalarda 2002-2003’de oldukça iyi ilerlemeler saptayabildik.
Bu gelişmelerle birlikte Tissue Engineering (Doku Mühendisliği) gittikçe gelişmeye başladı ve laboratuar ortamında bir çok organa ait hücrelerin geliştirilmesi başarıldı. Ancak pek tabii ki organlar sadece hücrelerden ibaret değil. Karmaşık damar yapısını ,3 boyutlu iskelet yapıyı ve diğer birçok fonksiyonel ayrıntıyı aynı şekilde yapabilmek bugün hala bir miktar uzak görünmekte.
Bu nedenle “ İnsanların kendi kök hücreleri mevcut bir kalp iskeletine ekildiğinde sağlıklı bir kalp üretlebilir mi ? “ sorusuna bilim adamları yanıt aramaya başladılar. Kalbin iskeletini elde edebilmek için kadavra kalbi alınarak hücrelerinden arındırıldı. Whole Organ Decellularization denilen bu uygulama için hücreleri yoketme özelliğine sahip özel deterjanlar kullanıldı. Böylece % 85 i kollajenden oluşan bir kalp iskeleti elde edildi.” Hayalet Kalp- Ghost Heart” de denilen bu iskelet üzerine uygun mezankimal kök hücre karışımı ekilmek suretiyle denemeler yapıldı. Çok özel ortamlarda ve yine özel aparatlar üzerinde beslenerek bekletildiğinde gerçekten 4 gün sonra kalbin iskeletinde kasılmalar başladı ve 8 gün sonra kalp pompalama işlemine başladı. Önceleri farelerde ve domuz kalplerinde yapılan bu çalışmalar en sonunda geçtiğimiz günlerde insan kalbi kullanılarak da yapıldı. Erken sonuçların umut verdiği bu çalışmaların daha çok gelişmelere ihtiyacı olduğu ortadadır.
Bu çalışmalar Minesota Üniversitesi’nde Kardiyovasküler Onarım Merkezi diye bilinen çok büyük ve gelişmiş bir merkezin direktörü olan Doktor Doris TAYLOR başkanlşığındaki ekip tarafından yapılmaktadır.Bu merkezde yapılan yapılan bir çok değerli çalışma var.Genellikle bu çalışmalar çok büyük tıbbi firmalar tarafından finanse edilmektedir.Milyon dolarlarla ifade edilen bütçeler vardır..
Bu işlem sadece kalp için değil diğer organlara da uygulanıyor.Aynı merkezde Dr. Mortari aynı yöntemle geçen yıl akciğer decellurenyasyonu ve yeni akciğer oluşumu gerçekleştirmiştir.
Bilindiği gibi uzun zamandır kalp kapağı ameliyatları yapılırken kullanılan kapaklardan bir grubu da insan kapaklarıdır. Homogreft denilen bu kapaklar da son zamanlarda hücresizleştirme yöntemi ile yapılabilmektedir. Ülkemizde homogreft kapak kullanımı çok yaygın değildir. Ancak Üniversitemizde 2 yıl önce kurduğumuz homogreft bankasında homogreft kapakları kullanmaktayız. Desellularize kalp kapakları 2008’de FDA’dan markete girmek için onay almıştır.
Dr. Doris Taylor ve ekibi tarafından yapılan bu başarılı çalışmanın iki büyük önemi vardır. Birincisi kadavralardan kalp elde edilme konusu yaygınlaşıp çok daha fazla hasta kalp bulabilir hale gelecektir. İkincisi ise organ nakillerindeki en önemli sorun olan organ reddi ( rejeksiyon) olayı büyük oranda ortadan kalkacaktır. Böylece immunsupressif ilaçların kullanımı azalacaktır. Böylece hem maliyetler düşecek, hem ilaçlara bağlı komplikasyonlar ( enfeksiyon, kanser, böbrek yetmezliği, kemik erimesi, psikozlar gibi) oldukça azalacak ve başarı çok yükselecektir.
Sorularınız ve katkılarınızı enar@ada.net.trveya www.kalp-damar.comadresinden benimle paylaşabilirsiniz.
Prof. Dr.Neyyir Tuncay Eren