Kadına şiddet toplumsal bir sorundur

Kadına şiddet toplumsal bir sorundur

Kadına şiddeti tek tek bireyler işlese de temel suçlunun toplum olduğunu düşünüyorum. Şiddete karşı çıkmayan, “Kızını dövmeyen dizini döver”, “Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” şeklindeki atasözleriyle büyüyen bireylerin kadına şiddet uygulaması şaşırtıcı değildir. Aynı şekilde evde dayak yiyerek büyüyen çocuklar yetişkin çağlarında zayıf gördükleri kadınları hedef alarak şiddet uygulamaktadır. Çocukluğunda evde şiddete tanık olan çocuklar kendileri şiddet görmeseler de şiddete yatkın yetişmekte, büyüdüklerinde kendilerine güç yetiremeyen eşlerine şiddet uygulayabilmektedir.

“Dayak cennetten çıkmadır” yaklaşımıyla aslında sadece kadınlar değil, çocuklar da şiddete maruz kalmaktadır. Bu da şiddete yatkın bir toplum yaratmaktadır. Her toplumda çocuklar ve kadınlar şiddete maruz kalabilmekle birlikte ama toplumun bakış açısı bunu onaylamadığında, şiddete tepki gösterip karşı çıkmaktadır. Öte yandan şiddeti makul bir baskı aracı gören, kadının sesini çıkarmasının aile içi düzeni bozacağını düşünen toplumlar ise şiddete katılmasalar da sessiz kalarak bir yerde suça ortak olmaktadırlar. Büyük oranda eşinden veya ailesindeki diğer erkeklerden şiddet gören kadının ekonomik sorunlar, çevre baskısı ya da çocukları nedeniyle evi terk edememesi, ailesinin boşanıp geri gelmesini desteklememesi sonucunda kadın şiddet uygulayan eşinden uzaklaşamamakta ve şiddet görmeye devam etmektedir.

Hiçbir şey dayağı ya da fiziksel şiddeti haklı çıkarmasa da, şiddet gören bir kadının duyduğunda insanların sordukları ilk soru “Ne yapmış acaba” olmakta bu da şiddetin sürmesine neden olmaktadır. Kadınlarımızı şiddetten korumak istiyorsak bunun yolu toplumun bakış açısını değiştirmek, kız çocuğu olsun erkek çocuğu olsun yetiştirirken şiddetten uzak bir aile ortamında yetiştirmek ve çocuklarımızın şiddet gösteren aile bireyini model almasını engellemektir. Ancak bunu yapabildiğimiz zaman şiddet gösteren bireylerin sayısı çok daha küçük sayılarda kalabilir ve yasal önlemler ile bu da ortadan kaldırılabilir. Yoksa her gün telin ederek bu şiddeti ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul

Uzm. Dr. R. Sabri YURDAKUL, 1960 yılında Ankara’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimin ardından Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1985 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Ankara Numune Hastanesi‘nde yapmış ve 1992 yılında  Psikiyatri Uzmanı olmuştur.  Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışma Rehberlik Bölümü’nde özel öğrenci olarak da eğitim almıştır. Uzmanlık eğitimi sonrasında 1992 yılında Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'nde çalışmalarına başlamış olan Uzm. Dr. R. Sabri YURDAKUL, daha sonra Yaprak Psikiyatrik ve Psikolojik Danışma Merkezi'ni kurmuştur. Bu süre zarfında psikodrama eğitimleri yanında, kognitif terapiler ve gestalt terapisi eğitimlerine devam etmiş, gerek bireysel gerekse grup terapileri uygulamasının yanı sıra birçok anaokulu, kolej ve dershanede konferans ...

Etiketler
Eşimden şiddet görüyorum
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul
Adana - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube