Kadın ve alkol

Kadın ve alkol

Günümüz kadınının sigara ve alkol tüketimi geçmişe göre artmaktadır. Özellikle ABD’de yapılan araştırmalarda erkeklerde sigara ve alkol tüketimi azalırken, kadında her ikisi çoğalmaktadır.
Bizler de Türkiye’de benzer tabloyu görmekteyiz. Kadında özellikle alkol alma davranışı erkekten çok farklı bir seyir göstermektedir.

Öncelikle kadın bir veya birkaç sebeple içmeye başlarken erkek bir sebep aramaz.

Alkol yapısı nedeniyle kadını erkeğe göre daha fazla etkiler, hasarı kısa sürede daha çok hissedilir.

Erkek akşam saatlerinde meyhanede içkisini içip, bunu gurur ile anlata anlata bağımlı olurken, kadın gizli ve gün içinde tek başına hızlı bir şekilde içer, amaç akşam saatlerinde kimseye içerken gözükmemek, eşinden bu durumu gizlemektir.

Kadın içkiyi hiçbir zaman kendine yakıştırmaz, depresiftir, her seferinde farklı tekel bayileri seçerek, bazen siyah gözlük veya başörtüsü takarak içki şişesini tezgahtan alır.

Kısa sürede içkiyi tüketme durumunda olduğundan aldığı miktar fazladır ve hemen etkilenir.

Erkeğin alkol tüketimini çevresi yada eşi uzun süre tolere edip anlayış gösterirken, kadına kocası benzer anlayışı göstermez ve kolay “alkolik” diyerek damgalar. Kadının alkol problemi çok önce dile getirilmeye başlanır.

Tedavi için başvurduğunda gerçekten ağır bir depresyon içindedir, intihar düşünceleri yoğundur.

Toplum içinde kadına bakış biçimini gayet iyi bildiği için eşine, çocuklarına, sevgilisine yada ailesine büyük kötülükler yaptığını düşünür ve kendisine olan saygısı ciddi şekilde azalmış olarak kliniğe başvurur.

Yoğun alkollüyken yaptıklarından erkeğe göre daha çok utanır, açtığı telefonlardan, gönderdiği mektuplardan, konuşmalardan ayılınca erkeğe göre daha çok keder duyar. Bunların birikimi onu daha da depresif yapacaktır.

Alkolizm kadını daha agresif yapar, suça daha kolay iter, kaza oranı sıktır.

Bağımlılık erkeğe göre daha çabuk gelişir.

Günümüzde kadının üzerinde gelişen baskı daha fazladır. Başarısını en yakınına, çevresine, işyerinde patronuna, evde kocasına erkek gibi pazarlayamaz. Toplum içi baskı ve beklentiler erkeğe göre daha fazladır. Sosyal yaşam içinde daha dikkatli, temkinli olmak zorunda hisseder, erkeğe göre daha az anlayış görür. Tüm bu sebepler kadının bunaltısını günümüzde artırmakta, bunaltı artınca da bunu geçirmenin yolları farkında olmadan aranmaya başlanır, bugün sigara ve alkolün kadında artışının temel sebebi budur.

Klinik tecrübenin içinde erkek …………………. içmek için sebebi daha az iken binlerce sorun dile getirir, kadın ise sorunlarını söylemeye dahi çekinmektedir.

Kadının depresyonu yoğun alkol tüketiminin altındaki en önemli sorundur. Bir süre sonra yumurta – tavuk misali ikisi de birbirinin içine girer.

Ev içinde karı –koca iyice birbirinden uzaklaşır, kadın kocasını problemi ile on yıllarca kaldırabilirken, erkek hemen isyan edecektir, bu nedenle içme sebeplerini kadın birer birer gözden geçirmeli, bunları hekimi ile paylaşmalıdır.

Vücudunda oluşan organik hasar erkeğe göre yapısındaki ……………….. sebebiyle daha fazla olmaktadır. Alkol beraberinde kadında yeme bozukluklarına (anoreksiya – bulimia) neden olabilir. Bunlarda depresyon daha ağırlaşacak, tedavi planları hep ertelenecektir. Burada kadının cinsel sorunları da önemle ele alınmalı ve çözülmeye çalışılmalıdır.

Kadının alkol probleminin tedavisinde kurulması gereken hekim – hasta ilişkisi bile son derece hassastır, kadın bu problemi sebebiyle doktoru tarafından dahi yargılandığını hisseder.

Oysa alkolizm hem kadın, hem de erkek için bir hastalıktır, hastalık yargılanacak bir olgu değildir. Alkolizm tedavi edilebilen bir hastalıktır, hastalık yargılanacak bir olgu değildir. Alkolizm tedavi edilebilen bir hastalıktır. Dünyada tamamen yok edilebilen tek bir rahatsızlık yoktur, hepsi zaman zaman tekrarlamalar gösterir, o nedenle hiçbir zaman alkolik yada yakını ümitsizliğe kapılmamalı, mücadele etmelidir.
Tek bir davranış değişikliği yani içme davranışı, içmeme davranışına dönüştürülecektir. Günümüz psikiyatrisi bu konuda çok önemli yol almıştır.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Özkan Pektaş

Prof. Dr. Özkan PEKTAŞ, 1958 yılında Ankara'da doğmuştur. Lise eğitimini 1977 yılında Darüşşafaka Lisesi'nde bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Mecburi hizmetini 1984-1986 yılları arasında Balıkesir Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü'nde yerine getirmiştir. İhtisasını ise Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve 1991 yılında "Alkol ve Madde Bağımlılığında Aleksitimi" adlı tezi ile Psikiyatri Uzmanı olmuştur. 1987-1991 yılları arasında Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde başasistan olarak görev yapmış olan Prof. Dr. Özkan PEKTAŞ, 1991-1994 yılları arasında aynı hastanede Psikiyatri Uzmanı olarak görev almış, 1994 yılında yine aynı hastanede Başhekim Yardımcılığı görevin ...

Etiketler
Kadın
Prof. Dr. Özkan Pektaş
Prof. Dr. Özkan Pektaş
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube