Kadın bedenine sahip olmanın dayanılmaz ağırlığı

Kadın bedenine sahip olmanın dayanılmaz ağırlığı

Ben bir kadınım.

Ben bir kadınım ve vajinam var.

Ben bir kadınım, vajinam var ve her ay adet görüyorum.

Hayır; ben pis değilim, her ay kirlenmiyorum ve kirlendiğim için banyo yapıp temizlenmiyorum.

Evet; ben her ay kanıyorum ve bu kanamayı kutsal bir mutlulukla karşılıyorum; çünkü bu kanama bana “üreyebilirsin” diyor, “sağlıklısın ve çoğalabilirsin”!

Ben bir kadınım ve bana kendimi;

Penisim olmadığı için eksik

Her ay kanadığım için pis

Vajinam olduğu için korunmaya muhtaç hissettirmek istiyorlar.

Oysaki ben;

Her ay adet olabildiğim için mutlu

İçimde bir canlı büyütebildiğim için mucizevi

Sahip olduğum tüm organlarımla kendimi “güçlü” hissediyorum.

Henüz 4-5 yaşlarındayken “Elleme!” dedi annem.

“Elleme! Zarar verirsin, bir şey olur, ellenmez orası, yakarım elini!”

Korktum.

Kendime ait bir organa dokunmak neden yasaktı, kendime nasıl zarar verebilirdim, bacaklarımın arasında bu kadar önemli ve zarar verebileceğim kadar hassas ne taşıyordum anlayamadım.

Ama annemin sözünü dinledim ve hiç ellemedim.

13 yaşında ilk adet kanamamı gördüğümde korkuyla bacaklarımdan süzülen kanlara bakarken, bu sefer de utanç içinde bir ped tutuşturdu elime annem ve “Hasta oldun, hemen gir tuvalete kendini temizle, baban görmesin.” dedi. “Şunu da koy küloduna, kimse görmesin sakın bu pedi elinde!”

“Hasta oldun” demişti annem, oysaki ben kendimi hasta hissetmiyordum aslında. Biraz karnım ağıyordu tamam ama hasta değildim o kadar da… Hasta mıydım yoksa? Annemden çok bilecek değildim ya…

Yine de erkek kardeşimin pipisinin ucundaki derinin kesilmesi düğünlerle kutlanırken benim ilk adet kanamam neden bu kadar utanılması ve saklanması gereken bir şeydi hiç anlamadım.

Kanama gördüğüm günlerde pistim, kokuyordum sanırım; çünkü annem kanamam biter bitmez “temizlenmemi” istiyordu, ben de onu dinliyor ve hemen temizleniyor, banyo yapıyordum.

Bu işte bir yanlışlık olduğunu sezmeye başlamıştım ama annemi dinlemeye devam ettim ve hastalandığımda kimseye söylemedim, pedimi hiç bir zaman göstermedim ve hastalığım bitince hemen temizlendim.

18 yaşındaydım ve üniversiteye gitmek için evden ayrılıyordum.

“Sakın kimseye kendini kullandırma!” dedi annem. “Namusuna leke getirirsen baban da ben de hakkımızı helal etmeyiz!”

Diyecek bir kelime bulamadım. Çok farklı bir ayrılık konuşması hayal etmiştim. 4 yaşında bedenim üzerinden başlayan yasaklar yolculuğum 18 yaşımda da peşimi bırakmıyordu ve her seferinde olduğu gibi bu sefer de yasakların bir açıklaması yoktu. Yasaklar tehditlerle geliyordu karşıma. 4 yaşındayken ellerimi yakmakla tehdit eden annem, 18 yaşındayken de sütünü helal etmiyordu.

Sahi ben kimdim, neydim, neydi beni bu kadar değerli (!) kılan…

Sahip olduğum organ neye benziyor bilmezken, tek bir sefer bile aynada bakmamışken, zihnimde kırmızı şeritlerle çevrili yasaklı alanlar dışında bir yer barındırmazken; bu kadar tehdidin ve tehlikenin kaynağı nasıl olabiliyordu vajinam?

Sonra bir gün bir yazı çıktı karşıma.

Ve o günden sonra tüm bilinmezliklerim tek tek yok oldu.

Bilimin kutsallığıyla suladım kadınlığımı.

Kendimi sevdim; kadınlığımı, her ay kanamamı ve sahip olduğum vajinamı…

Ben aslında bir mucizeydim.

Tüm hayatımı değiştiren bu yazı tam da şu satırlarla başlıyordu:

“Ben bir kadınım.

 Ben bir kadınım ve vajinam var.

 Ben bir kadınım, vajinam var ve her ay adet görüyorum…”

Ben, iyi ki bir kadınım.

Ben, iyi ki bir kadınım ve bir kadın bedenine sahibim.

Ve ben…

İyi ki bir kadın olarak, kendi bedeninin ağırlığı altında ezilen tüm hemcinslerimi tutup ayağa kaldırabilmek için şu anda bu satırları yazıyorum…

Bu makale 17 Ağustos 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Burcu Akdağ

Op. Dr. Burcu Akdağ Ankara’da doğdu. 2004 yılında Karabük Anadolu Lisesi’nden, 2010 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden derece ile mezun oldu. Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) başarılı olarak Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘Kadın Hastalıkları ve Doğum’ ihtisasına başlayarak 2015 yılında ‘Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı’ oldu. 2015-2017 yılları arasında Ağrı Devlet Hastanesi’nde Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışarak mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamladı. Ardından bir sene özel bir hastanede çalıştı. Dr. Burcu Akdağ 2019 yılında Hera Klinik bünyesinde Doç. Dr. Süleyman Eserdağ ile çalışmaya başladı. Dr Akdağ spesifik olarak cinsel disfonksiyonlar üzerine çalışmakta ve genital estetik operasyonları- kozmetik jinekoloji uygulamaları gerçekleştirmektedir. 2020 yılında Avrupa Cinsel Tıp Akadem ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
youtube
Etiketler
Kadın sağlığı
Op. Dr. Burcu Akdağ
Op. Dr. Burcu Akdağ
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube