İlişkilerde Kıskançlık Sebeplerimiz

Dr. Selin Birgül Baran
Dr. Selin Birgül Baran
19 Aralık 201792 görüntülenme
Randevu Al
İlişkilerde Kıskançlık Sebeplerimiz

Kıskançlık; kadın ya da erkek fark etmez aşkın en doğal ve belki de en tehlikeli duygusudur. Elbet küçük kıskançlıklar ilişkiye hoş tatlar katar. Ama abartılı olursa kıskançlığın esiri olursunuz ve hiç de hoş olmayan olaylar yaşarsınız. Aşırı kıskançlık yapan insanlar kendine güveni olmayan insanlardır. Başkalarının kendilerinden üstün olduğu düşüncesi hakimdir.

Sevgilisinin veya eşinin kendinden üstün biriyle olabileceği kuşkusuyla çıldırırlar. Genel olarak ilişkilerde kıskançlık; yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da ilişkinin yitirileceği ya da tehdit altında olduğu düşüncesiyle yaşanan karmaşık bir ruhsal yaşantı olarak tanımlanabilir.

Toplumda kıskançlığın sebebi aşktan çok sevmekten dolayı olduğu düşünülür. Oysa ki kıskançlık aşkın göstergesi değildir. Aşk, aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur. İnsanın sevdiği, aşık olduğu ve sahiplendiği kişiyi kaybetmekten endişe duyması beklenen bir durumdur.

Bu sebeple, birbirini gerçekten seven iki kişi arasında bir miktar kıskançlık olması normal bir durumdur, fakat sahiplenme duygusunun aşkla alakası yoktur. Kıskanç kişilerin, sevilmeye aşırı bir ihtiyaçları vardır ve yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmasını istemezler.

Kıskançlık, içerisinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygularını barındırır. Kişinin özgüveninde eksiklik olduğu zaman, kişi kendini yetersiz, değersiz ve önemsiz hissetmeye başlar. Sahip olduğu sevgiyi hak etmediğini, eşini kaybedeceğini düşünür ve endişelenir.

Bu endişe de kıskançlık duygusuna ve onunla baş etmek için yapılan sağlıksız davranışlara neden olur. Aşırı kıskanç kişi, eşini devamlı kontrol eder, takip eder, onun yaşantısını sınırlar ve üzerinde bir baskı oluşturup bu şekilde onu kaybetmeyeceğini düşünür. Kıskançlık duygusunun verdiği endişeyle yapılan hareketler (takip etme, baskı altında tutma, öfke, şüphecilik) karşı tarafı daha da uzaklaştırır.

Kadın ve erkeklerde kıskanma biçimleri farklıdır. Erkekler daha çok eşlerinin cinsel anlamda bir kaymanın olduğu düşüncesi kıskançlık duygusunu yaratır. Eşinin başka biriyle cinsellik yaşama düşüncesi. Kadınlarda ise eşlerinin duygusal anlamda kayma olabileceği düşüncesi kıskançlık duygusunu doğurur. Eşinin başka birine aşık olma düşüncesi hakimdir.

Erkekler kıskandığı zaman öfkelenir, bağırır ve saldırgan tepkiler gösterir. Kadınlar ise ağlar, üzülür. Genel olarak erkekler kıskandığı zaman kızar kadınlar ise incinir.

Kıskançlık tehlikeli boyutlara varabilmektedir. Eşinin telefonlarını dinlemek, takip etmek, eve gelince perdeleri, yatak odasını ve banyoyu kontrol etmek, her anlattığı şeyin altında bir anlam aramak kıskaçlığın tehlikeli boyutudur ve tedavi edilmesi gereken bir davranış bozukludur. Tedavide amaç, kişinin kıskançlık duygularının altında yatan duygu ve düşünceleri ortaya çıkarmaktır.

Kişiden kıskançlık hissettiği anlardaki düşüncelerini incelemesi ve kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmesi istenir. Bu duygu ve düşüncelerin farkına varmak, onları ayrı ayrı ele almaya ve mantıklı olup olmadıklarına daha tarafsız bakmaya olanak tanıyacaktır.

Kişinin değersizlik hislerinin altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Bu noktada önemli olan, hem kişinin geçmişten getirdiği olumsuz algı ve ihtiyaçları belirlemek, hem de bu olumsuz duygularla baş etmesi için daha sağlıklı yollar bulmasına yardımcı olur.

Etiketler

Kıskançlıkİlişkilerde kıskançlıkİkili ilişkilerde kıskançlıkNeden kıskanıyoruzKıskançlık hakkında

Yazar Hakkında

Dr. Selin Birgül Baran

Dr. Selin Birgül Baran

Dr. Selin BARAN, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1990 yılında On Dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1996 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Bezmi - Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi'nde yaparak Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nda uzmanlığını almıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır