Geceleri gelen bacaklardaki şiddetli, bazı hastalarımın tarifiyle “delirtici” huzursuzluk. Tam tarif edilemez genelde, fakat uyuşma, karıncalanma, hareket ettirme isteği, istemsiz bacak hareketleri görülebilir. Ağrı kesiciler pek işe yaramaz, bazen sıcak bazen soğuk iyi gelir, bazen hiç etkisi olmaz. Hasta bacağını nereye koyacağını bilemez, hareket ettirince rahatlama olsa da geçicidir. Bu yakınmalar genelde gece olur, uykudan uyandıran, ya da uykuya engel olan bir karakteri vardır. Hastaların genellikle metabolik ve nörolojik başka ek hastalıkları ve yakınmaları da vardır. Şeker hastalığı, polinöropati diye tanılanmış, sinir dokusunun rahatsızlıkları ki bunların arasında Parkinson gibi dejeneratif hastalıklar da olabilir. Bu hastalar ilaçlardan bir kısım fayda görseler de şifa pek mümkün olmaz. Fiziksel beden katmanında sinir dokusu, kas ve eklem sorunları gibi karşımıza çıksa da bu hastalarımızın enerji bedeni katmanında safra kesesi ve karaciğer akupunktur kanallarının regülasyonunun bozulduğu görülür.
Hastalarımızın huzursuz bacak yakınmalarının yanında siyatik gibi başkaca nöraljik ağrıları, bel ve boyun fıtığı gibi ağrıları, ellerinde de özellikle gece ve sabah kalkınca olan uyuşma karıncalanma yakınmaları olabilir. Daha önemlisi bu hastaların karaciğer yağlanması gibi karaciğer fonksiyon bozuklukları, sindirim bozuklukları, kabızlık, başağrıları, adet düzensizlikleri gibi eşzamanlı sorunları olabilir. Sağlıksız uyku, sabah yorgun kalkmak çoğu hastamızda görülür. Psikolojik huzursuzluk, anksiyete, kızgınlık gibi bilişsel sorunlar da sıkça görülür. Aslında hastalarımız, korktukları gibi hastalıklı, her yerinde mum yanan insanlar değillerdir. Tanıyı safra kesesi ve karaciğer akupunktur kanalı düzensizliği olarak koyduğumuzda kanalın ve organın enerjik görevlerinin yapılamamasına bağlı bu sorunların görülebildiğini, aslında sorunun tek kökenden kaynaklandığını farkedebiliriz.
Beslenmenin düzenlenmesi, örneğin alkali diyet çok önemlidir. Sigara kullanımı, alkol, şeker ve unlu gıdalar, organik olmayan gıdalar, paketlenmiş market ürünleri karaciğerin toksin yükünü arttırarak bedendeki latent asidozu körüklerler, bunlardan uzak durulmalı, canlı ve yeterli miktarda su içilmeli, egzersiz ve nefes çalışmaları yapılmalı. Psikoloji için günlük ritüeller ve ibadetler, kişinin kendi ve dünya ile ilgili algısını gözden geçirmesi tedavinin devamında sorunun tekrarlamasını önlemek için gerekli, hastamıza ait çabalardır. Bizim katkımız bu kanalların nöral terapi, elektroakupunktur gibi tekniklerle fonksiyonel duruma getirilmesi, bazı vitamin ve mineraller ile özellikle karaciğerin takviyesi ve mümkünse uzun vadede hastamızın kronik hastalıklarından kurtulmasıdır. Her rahatsızlık biz iyileşelim diye bedenden gönderilen yardım çağrısıdır, kötüye yormadan pozitif bir bakış açısıyla kullanılması gereken geri bildirimlerdir. Hayrını görmek lazım.